- Kategori
- Kozmetik
Kozmetik vahşet

KOZMATİK VAHŞET…
"Helâl olan şeyler bellidir, haram olanlar da bellidir. Fakat helâl ile haram arasında birtakım şüpheli şeyler vardır. Kim kendisince günah olduğunu zannettiği şeyi terkederse, haramlığı açık olan şeyi çoktan bırakmış demektir. Kim ki, günah olması muhtemel olan şeyi işlemeye cüret ederse, bu da haramlığı açık muharremâta dalmaya yaklaşmıştır. Haramlar Allah'ın korusudur. Kim davarlarını koru etrafında otlatırsa, çok sürmeden koruya dalabilir" (1)
Yetmiş yaşın üzerinde ninelerimiz vardır. On sekiz yaşında yüzü boyalı genç kızlardan güzel olan. Güzelliklerinin sırrı yüzlerine hiçbir şey sürmemek ve iman nuru. İman güzellikleri “Biz, Allah’ın boyasıyla boyanmışız. Boyası Allah’ınkinden daha güzel olan kimdir? Biz O’na ibadet edenleriz.”(2)idrakiyle yansır yüzlerine. Sade olmak, var olanı kabullenmek, kendinle barışık olmaktır hayatın güzelliği.
Şimdi size kozmetik ürünler ile ilgili çok mühim meseleleri paylaşacağız. Emin olun bu yazıyı hazırlarken konuları midem kaldırmadı. Başlayalım;
Helena Rubinstein, Polonyalı-Yahudi asıllı ABD'li iş kadını. Rubinstein, zengin bir tüccar ailesinde doğdu. Zürih'te tıp eğitimine başladı fakat yarım bıraktı. Bunun ardından Avustralya'ya yerleşerek çiftliklerde çalışmaya başladı.(3)
Kozmetik sanayinin imparatoriçesi Yahudi asıllı Helena Rubinstein bir röportajında kadınları süslemek, güzelleştirmek için yetmiş yıldır yüzlerce kozmetik üretiyorsunuz, dünya güzellik piyasası sizin elinizde. Bunca krem, allık, pudra, losyon, parfüm gibi kozmetiklerin sahibisiniz. Doğru söyler misiniz? Bu yaşınıza kadar hangisini kullandınız?
Cevaba dikkat ediniz:
- Hiçbirini
Gazeteci şaşkınlık içindedir…
- Anlamadım efendim! “Hiçbirini” mi dediniz
- Evet, hiçbirini.
- Niye ama?
- Çünkü kozmetiğin faydasına inanman.(4)
Neden kullanmadığına gelelim şimdi de;
Piyasada rağbet gören kozmetik ürünlerinin çoğu boykot edilmesi gereken Siyonist şirketlerin malları. Nitekim Helena Rubinstein de kendisinin kullanmaya tenezzül etmediği, bilakis kaçındığı ama kozmetik dünyasında marka olan ürünleriyle yetmiş yıllık ticari hayatını Siyonizm’e adıyor.(5) Çoğu ürünlerinin arkasında siyonizmin ideolojisi illumination yazısı da vardır.
Başta Fransa’da kullanılmak üzere birçok 3. dünya ülkesinden getirilen kürtajla alınmış bebeklerin kozmetik firmalarına satıldığı bildiriliyor. Bunun delili olarak da ABD ve Avrupa’da kamyonlar dolusu ceninin ele geçirilmesi gösteriliyor. Kozmetik sanayinin imparatoriçesi Yahudi asıllı Helena Rubinstein’in ürünlerinin reklamlarında “cildin gen ve yaşayan hücrelerle” güzelleştiği belirtiliyor.Gelin görün ki, bu ürünlerin yapımında kullanılan COLLOGEN adlı maddenin ceninden elde edildiği ya bilinmiyor ya da bilinmezlikten geliniyor ve zavallı güzellik düşkünü insanlarda ciltlerinin güzelliği için kullandıkları kozmetik ürünlerinin mayasında, katledilen bir hayatın var olduğunun farkında bile değiller. Yoksa aksi olarak “Vahşetle güzellik olmaz” düsturundan çok mu uzaklar?(6)
The Wasington Post gazetesi de üçüncü Dünya ülkelerinden Kolombiya’nın kürtaj sonucu düşürülen bebeklerin satışından yılda “bir milyon dolar” gelir elde ettiğini yazdı Gazete, bu gelirin ölü doğan, az gelişmiş olarak doğduktan sonra ölen ve kürtajla bebeklerin bazı organlarının ya da tümünün yabancı firmalara satılmasından elde edildiğini de okuyucularına aktarmıştı Gazete ayrıca bu rakamların tespit edilen kısmını oluşturduğuna da dikkat çekmiş, yasadışı yolardan Avrupa ülkelerine kaçırılan ceninlerden elde edilenden çok daha fazla olduğunu vurgulamıştı
All About Issue adlı Amerikan magazin dergisi de 1992 yılında kürtajlarla alınan bebeklerin kozmetik ürünlerinden kullanıldığını duyurduğunda büyük yankı uyandırmış ve buna sebep olan kanuni boşlukların doldurulması istenmiştir Bir başka ABD dergisi olan Newsday, Ohio Tıp Araştırmaları Şirketi’nin kürtaj sonucu düşürülen 1000 adet ceninin, beyin, kalp ve diğer organlarını haşere öldürücü ilaçların araştırılmalarında kullanıldığını duyurdu.(7)
Dünya bu vahşette yüzerken Türkiye geri kalır mı? Araştırmalar, Türkiye’nin gizli cenin cenneti olduğunu ortaya koymuştur. Nitekim Türkiye’nin en büyük doğum hastanesi olan ismi bizde saklı kadın hastanesinde çalışan üst düzey bir yetkili kürtajla alınan ceninlerin kozmetik firmalarına satıldığını söylüyor. Adının açıklanmasını istemeyen yetkili, kozmetik firmalarının kürtaj yapılan bütün hastanelere eleman gönderdiğine dikkat çekerek bu elemanların ceninleri satın alma işlemini son derece gizli yürüttüklerini ve bu ticaretten hastanelerden hayli yüklü gelir de elde ettiğini kaydediyor!(8)
Netice olarak aklımıza gelen ilk çözüm düşünceleri şunlar oldu. Bir; ülkemizde kesinlikle kürtaj yasaklanmalı. İki; ülkemize kesinlikle yabancı bilhassa Amerikan menşeli kozmetik ürünler sokulmamalı. Ne yazık ki bayanlar arasında Amerikan menşeli kozmetik ürünlerin satışı çok yaygın. Üç; eğer illa ki kozmetik ürünler olacaksa da sağlık bakanlığı denetiminde Türk firmalarımız bu ürünleri üretmeli. Aklımıza gelen çözüm önerileri bunlar. Sağlıcakla…
KAYNAK:
1. Buhârî, İman 39, Büyu'
2. Bakara, 138
3. Vikipedi
4. http://www.radyovakit.com/10793_Filistin-ve-Helena-Rubinstein.html
5. http://gencdergisi.com/113-ne-kadar-tabiiysen-o-kadar-guzelsin.html
6. http://www.bayanlarbilir.com/kologen-iceren-makyaj-urunu-krem-almayin-niye-mi-buyurun-okuyun-3257
7. http://giritturk.org/topic/3824-makyaj-vahseti/
8. http://arastiralim.net/com/vahsetle-guzellik-olmaz.html