- Kategori
- Güncel
KPSS ile ilgili iddialar ve güven bunalımı
Bu yıl ÖSYM tarafından yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavında (KPSS), yüzlerce kişinin soruların tamamına doğru yanıt vermesiyle başlayan kopya iddialarının gün geçtikçe gerçeklik kazanması, devlet memuru olmak için bu sınava giren yüz binlerce kişiyi derinden etkilemiştir. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), kopya çekildiği iddia edilen 2010 KPSS puanlarına göre yapacağı 30 bin öğretmen atamasını “Telafisi güç hukuki ihtilafların yaratılmaması amacıyla durum netleşinceye kadar” ertelemesi kopya olasılığını iyice güçlendirmiştir.
KPSS ile ilgili böyle bir iddianın ileri sürülmesi bile topulumun büyük bir kesiminde haklı kuşkuların oluşmasına neden olmuş ve adeta vatandaş ile ilgili devlet kurumu arasında bir güven eksikliği yaratmıştır. Söz konusu kuşkuların ortadan kaldırılması ancak olayın bir an önce açıklığa kavuşturulması ile mümkün olacaktır. Çünkü öne sürülen diğer iddialar bu olayın sadece basit bir kopya olayı olmadığını göstermektedir. Eğer bu iddialar doğru çıkarsa vatandaş ile devlet kurumları arasındaki güven eksikliğinin artmasına neden olacaktır.
Bilindiği gibi, KPSS yaklaşık olarak on yıldan beri uygulanmaktadır. Bu sınav yapılmadan önce hangi eğitim düzeyi veya meslek grubundan olursanız olun bir devlet dairesinde memur olmak hiç de kolay değildi. Bu dönemlerde, başta siyasi bir bağlantı olmak üzere, tanıdık-eş-dost-akraba ilişkisi veya hatırı sayılır bir hediye alacak kadar maddi imkânı olmayanlar devlet memuru olması imkânsız gibiydi. Yani bu koşullardan en az birini sağlayamayan sıradan bir vatandaşın kendi bilgi ve becerisiyle devlet memuru olması çoğu zaman bir hayalden başka bir şey değildi. KPSS bir bakıma bu söz konusu mağduriyetleri belli düzeylerde azaltmış ve toplumun her kesiminin kamuda işe girme fırsatı yaratmıştır.
Her ne kadar KPSS’de uygulanan test içeriği ve diğer bazı uygulamalardaki eksik ve yanlışlıklar bu sınavı tartışılır hale getirse de kamuda ayrımcılık ve liyakat esaslı olmayan işe alımların azaltmasında önemli bir işlevi vardır. Yine tam olmasa da ülkemizin sosyo-politik gerçekleri göz önünde bulundurulduğunda kamuda işe girmede fırsat eşitliği sağlaması bakımından da KPSS son derece önemlidir. Yani hiçbir torpili olmadan sade bir vatandaş bile bu sınav sayesinde devlet memuru olabilme fırsatına kavuşmuştur. Bu da kamuoyunda devlet kurumlarına olan güveni artırmış, bunun sonucu olarak kamu kurumlarının saygınlığı ve itibarı artmıştır.
Toplumların bilinç düzeyine bağlı olarak demokrasi ile yönetilen ülkelerde kamu yönetimiyle halk arasında iyi işleyen bir etki-tepki mekanizması oluşmakta, bu mekanizma sayesinde de kamu kurumlarında yapılan görevlendirilmelerde liyakat ve etik esaslara riayet zorunluluğu oluşmaktadır. Gelişmiş ülkeler bu esasları kamuda uygulamasıyla birlikte hukukun yetersiz kaldığı durumlarda bile vatandaşın kamu kurumlarına olan güveni sayesinde oluşan sıkıntıların üstesinden kolayca gelebilmektedirler.
KPPS ile ilgili iddiaların açıklığa kavuşturulması ve sorumlular hakkında gerekli işlemlerin yapılması kamuoyunun ilgili kurum nezdinde kamu yönetimiyle halk arasında oluşan güvensizliği azaltacaktır. Aksi takdirde oluşacak yeni bir güvensizlik ortamında günümüzde kullanımına çok sıkça başvurulan demokrasi, adalet, hukuk, adil yönetim vs gibi kelimelerin halkın büyük bir çoğunluğunda özde bir karşılık bulamayacaktır.