Sınav skandalı derinleşiyor

KPSS’ deki kopya skandalının neredeyse kesinlik kazanmasının ardından öğretmen atamalarının durdurulması, birçok sınavın ertelenmesi ve ÖSYM tarafından yapılan diğer sınavlardaki kopya iddia ve kuşkuların henüz sonuçlandırılmamış olması sınav skandalını gün geçtikçe derinleştirmektedir. Skandalın sadece bu yıl yapılan sınavlarla sınırlı olmadığı iddiası ise geçen yıllardaki KPSS, KPDS ve ÜDS gibi ÖSYM tarafından yapılan diğer benzer sınavları da zan altında bırakmaktadır. 

Gençlerin kaderini belirleyen bu sınavlarla ilgili gerçekleşen olaylar karşısındaki kamuoyunun büyük bir bölümünün tepkisizliği ise bugünlerde meydanlarda koro halinde tekrarlanan demokrasi, hukuk, eşitlik ve adalet sözcüklerinin ne kadar bilinçli bir şekilde kullanıldığını ve toplumun bunları ne düzeyde anlamlandırdığını gösterir niteliktedir.  

Eğitim sisteminin bilgi edinim ve kullanımından ziyade bir sınav koşturmacasına dönüştüğü ülkemizde, ilkokuldan başlayan sınav maratonu aralıksız bir şekilde devam ederek yüksek öğretime geçiş ve sonrasında meslek edinmeye kadar devam etmektedir. Yani mevcut eğitim sistemimizde sınavlar gençlerin kaderini belirleyen yegâne unsur haline gelmiştir adeta. Uygulanan sınav sistemi ise eğitim ve öğretimi okullardan dershanelere kaydırarak çok büyük bir sektörün oluşmasına neden olmuştur. Öyle ki söz konusu sınavlardan başarılı olmanın tek yolu nerdeyse dershanelerle olmaktadır. Bu da çocuklarının normal eğitim masraflarını bile karşılamakta zorluk çeken birçok aileyi ekonomik olarak iyice çaresizliğe itmektedir. 

KPSS’ deki iddialar ile gün yüzüne çıkan sınav skandalı, ilgili kurumların güvenirliğini tartışılır hale getirerek, eğitim sistemindeki çarpıklığı ve uygulanan sınav sistemini tekrar gözden geçirmeyi zorunlu kılmıştır. Ayrıca, ortaya çıkan bu skandallar ilgili kurumlara yapılan görevlendirmelerde liyakat ve etik esaslara riayetin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Çünkü gelişmiş demokrasilerde liyakat esaslarının benimsenmesi ve uygulanması kurumların iyi bir şekilde yönetilmesinde temel unsur olarak kabul edilir. 

Eğitim sisteminde ilköğretimden başlayarak çağdaş normlara göre yapılacak köklü düzenlemeler gençleri her geçen gün umutsuzluğa iten bu sınav karmaşıklığından ve dershane hegemonyasından kurtaracaktır. Yapılacak düzenlemelerde ülkemiz sosyal, kültürel ve ekonomik koşulların göz önünde bulundurulması çözümü kalıcı hale gelmesini sağlayacaktır. Sınav skandalları ile ilgili iddiaların bir an önce açıklığa kavuşturularak duyarlı kamuoyunda oluşan haklı kuşkularının giderilmesine katkı sağlayacaktır. Ayrıca benzer sorunların bir daha yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması da olası bir hukuki ve toplumsal karmaşıklığı engelleyecektir.