- Kategori
- Ekonomi - Finans
Kredi kartı sahiplerinin onuru kırıldı.

www.aski.org.tr
“Ağzı olan konuşuyor” diyecem sözüm MB’dan dışarı.. Kredi kartından mağdur olunur ama sahtekâr olunmaz. Sahtekârlığı bilenler zaten mağdur olmaz, mağdurun da halinden anlamaz. Sahtekâr vardır çekini ödeyemez içerde yatar, sahtekâr vardır “Bana zorla imzalattılar.” ya da “Çalındı” der sıyrılır işin içinden. Tuzu kuru olanlar açın halinden anlamaz, köpeğimizin önüne bile fırlatmadan koyduğumuz yiyeceği, otobüslerden ya da kamyon tepelerinden fırlatır. Dürüst olmayan, üzerine kayıtlı hiç mal varlığı bulundurmaz. Hep 2. dereceden birilerinin üzerinedir trilyonluk servetler. Dürüst olanlar da gerektiğinde mal varlıklarını ipotek eder, “Borç namustur.” mantığıyla kredi alır maaş öder, kredi kartlarını kapatır.
Bu gün mağdur olanlar, ana parayı çoktan ödemiş, faiz yükünün altında ezilmiştir. Daha önce ki yazılarımda yazdım. “Bankalar işin kolayını bulmuş, bankacılık dışında her şey yapıyorlar.” demiştim. Yıllarca kredi kartlarına “yıllık aidat bedeli” aldılar. Yetmedi habersizce “ sigorta “ ettirdiler. Birileri çıkıp sesini yükseltince, o da ilk seferde değil vazgeçtiler.
Bu işin bu hale gelmesinin sorumlusu hükümettir. Gerekli önlemleri almadı, bankacılık yasasını revize etmedi, vatandaşının mağdur olmaması için gerekli düzenlemeleri yapmadı.
Bordro isteyen bankalar, bir süre sonra maaş yazısıyla kredi kartı dağıtmaya başladı. 550 TL maaş alan, 2 milyarlık maaş yazısıyla kart aldı ya da kredi kullandı. Bu gün sisteme girdikleri an “sicili bozuk” müşteriyi anında görenler, kredi veya kredi kartı almak için müracaat edildiğinde , kendileri dışında 5 bankadan daha kredi kartı ya da borcu olduğunu göremediler mi? Müşterinin riskini hesaplamaktan acizler miydi? 2 milyar gelir beyan eden bir insana 5 banka da sorgusuz sualsiz 8-10 milyar limit tahsis ederken neye güveniyorlardı? Diyebilirler ki “madem düşük gelirliydin ben versem de sen harcamasaydın.” Paranın yüzü sıcaktır. İnsanların insanca yaşamak arzuları vardır. Tüketim dürtülerini tetiklemek nasıl ki bankaların işine geldiyse, bilinçsiz tüketmek de müşteriye keyif verdi.
Madalyonun diğer yüzü, bu hükümet başa geldiği günden beri enflasyonu düşürmek adına, yanlış uygulamalar ve beceriksiz kadrolarla işi kördüğüm haline getirdi. Cari açığın, Cumhuriyet tarihinde en yüksek noktaya gelmesi, döviz kurunun sabitlenmesi, KİT lere yapılan sürekli zamlar, cemaatlere ve yandaşlara verilen ihaleler, haksız kadrolaşma v.b uygulamalarla ekonomik dengeleri alt üst etti. Bu arada devletin savurganlığını da hesaba katmak gerekiyor.
Sayın Başbakan, bu kredi kartları sayesinde bu güne kadar halkın sorunlarına uzak kaldı. Mesela ; eğitim sistemindeki çarpıklıklar yüzünden, çocuğunun dershane parasını , okul kıyafetlerini , ayakkabısını, çantasını kredi kartıyla karşıladı insanlar. Oturdukları apartman doğalgaza geçince kombilerini kredi kartıyla aldılar. Müşterek hayatta ben soba yakacağım denmiyor Sayın Erdoğan. Hastahaneye giden vatandaş, eline tutuşturulan malzeme talebini kredi kartı ile aldı. Siz biliyor musunuz çamaşır makinelerinde kullanılan deterjanın fiyatı nedir? Ciddi rakam. Kredi kartı ile alındı.
Kimin ne kadar maaş aldığını siz bizden iyi biliyorsunuzdur umarım (!) Verdiğiniz paralarla, memur, işçi, emekli, dul ve yetimler ; özel sektörde asgari ücretle çalışanlar, üst düzey yönetici olmayan personel aldığı maaşı kirasına yatırıp, olmayan nakiti ile kredi kartından harcama yapmak zorunda kaldı. Zaruri ihtiyaçlarını yanlış anlamayın…Pazara çıktığımızda artık “kredi kartı geçerlidir.” yazıyor. Tarımın bittiği ülkemde sebze ve meyveyi “ tezgâhta seyreder” oldu insanlar.
Yani sizin “sahtekâr” yerine koyduğunuz vatandaş, onuru uğruna intahar ediyor. Avrupa’da ateşli silahlar toplatılıyor insanlar kendilerine zarar vermesin diye.
Bankalar aklını başına toplasın geçmişe dönük faiz indirimi yapsın. Aylık %1, 5 faize göre borçları yeniden yapılandırsın. Bir çok insan alacağa geçer buna inanıyorum. Hacize geldiklerinde el koydukları malları satamamaktansa bu yolla tahsil yoluna gitmeleri menfaatlerinedir. Siz de hükümet olarak bun destekleyin.
Devlete SSK, Stopaj, KDV borcu olanlara uygulanan geçikme faiz oranları düşürülsün, hattâ sıfır faiz uygulansın. KOBİ olan fakat bir takım prosüdürleri eksik firmalara kredi desteğinde bulunulsun. Vadeli çek ile piyasanın döndüğü gerçeği göz önünde bulundurularak, KDV 3 aydan 3 aya tahsil edilsin. Satılamayan ya da tahsilatı yapılmayan malın KDV sini almak en baştan beri yanlıştı bu nedenle de şu an vergi gelirleri dibe vurmuş vaziyette. Elektrik, doğalgaz gecikme faiz oranlarını da düşürün.
Yazarken bir şey fark ettim. Dinimizde faiz haram diyenler en büyük faizciymiş meğer..
Saygılarımla.
Nur Zeynep