Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '12

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Kristal kafatasları

Kristal kafatasları
 

Meksika ve Orta Amerika’da bulunan kristal kafatasları en anlaşılmaz sanat eserlerinden biridir.

Maya ve Aztek kalıntılarında bulunan bu kafatasları, bazı ufologlar tarafından dünyadışı ziyaretçilerle ilişkilendiriliyor.

Kristal kafatasları hakkında bir çok teori vardır.

Romantik bir teoriye göre, bunların anlamı ancak bütün kafatasları bulunduğunda ortaya çıkacak. Bilim birçok mitte olduğu gibi spekülasyonlara sapmadan araştırma yapmalıdır.
Bu kafatasları söz konusu olunca eski Kızılderili ve Maya efsaneleri şaşırtıcı bir benzerlik gösterir. Geleneklere göre, 13 gerçek kristal kafatası vardır. Bunlar dünyaya, dünyadışı ziyaretçiler tarafından getirilmişlerdir. Bu eserler, insanlık hakkında önemli bilgiler içermektedirler. Hatta söylentilere göre bazı kafatasları konuşabilmektedir.  Bu iki kültürün diğer bir ortak yanı ise, kristal kafataslarının mesajının anlaşılacağı tarih:

2012 YILI.

Michell – Hedges kafatası Hewlett – Packard şirketinin bilim adamları tarafından incelendiğinde, yaşı hakkında bir sonuca ulaşılamadı. Ancak elektriksel alanın artmasına yol açtığı anlaşılmıştır. Dikkati çeken diğer bir şeyde, bugünkü bilgisayar teknolojisinin geliştirilmesinde kristal araştırmalarının rolü olduğudur. Bazılarının düşündüğüne göre bu kafatasları, dünya dışı bir uygarlık tarafından dünyaya getirilmiş ve içine, bugünhenüz çözemediğimiz şifrelenmiş bilgiler koymuşlardır.

Maya ve Aztek uygarlıklarının antik kalıntıları (Peru geçmiş uygarlık ile kafatasları bağlayan bazı kanıtlar ile) yanında bulundu Bu kafatasları, Mısır Piramitleri, Peru Nazca çizgileri, ya da Stonehenge gibi derin bir sır vardır. Kafatasları bazıları 5000 arasında 36.000 yaşında olduğu sanılıyor. (alıntı)

Kristal kafatasını okuduğumda ne olduğunu anlayamadım. Bana göre kristalden yapılma bir kafatası modelidir diye düşündüm. Yazıyı okudukça dikkatimi çekti. Anlatılanlar yapılan değilde gerçekte bir kafatası olduğu olasılığıydı.  Bunu sizlere paylaşmalıydım. Yazıda bu kafatasının bir çok bilinmeyenin anahtarı olacağı konusunda ciddi bir anlatım vardı. Maya, Aztek’le ilgili bilinmeyenlerin olduğu gibi, Mısır Piramitleri de Nazca çizgileri de bilinmeyenler arasında… Şöyle de bir bölüm var yazıda diyorki, belkide piramitlerin sırrı ve girilmeyen odalar, gizli kapıları bu kafatası çözecek. Çözecek mi? Nasıl diyorsunuz haliyle! Nasıl çözecek?

Kristal kafatısanda kullanılan teknolojinin ne olduğu, nasıl olduğu bir türlü çözütlemiyor. Kristal kafatasını; İngiliz Anna mitchel Hedges bulmuş. 1. Ocak 1924 tarihinde Mayaların kayıp şehri Lubaatnun’da, Piramit tapınağının mihrabının altında bulmuş. İnanılmaz ama gerçek bu… İnanılmazların devamında bu kafatısının gerçek insan kafatası boyutlarında olduğu saptanmış. Üstelik tamamen şeffaf kuartz kristalinden yapılmış. İncelenmeye alınmış. Bilimadamları çeşitli testler yapmışlar. Sonuçlar şaşkınlık yaratmış.

Nasıl yapıldığına akıl sır erdirememişler. Bu günün şartlarında böyle bir şeyin yapılmasına imkân yokmuş. Çok ileri bir teknoloji ile yapıldığını var saymışlar. Bunun için bir çok tartışmalar, araştırmalar yapılmış. Bu kafatasını kim ya da kimler nasıl yapmışlar? Geçen zamana rağmen hala sırrı çözülememiş. Ne kadar çok bilinmeyenler var…

En tanınmış kristal kafatası, 1927’de Mitchell – Hedges tarafından Belize’de Maya kalıntılarında bulunmuştur. Bir kafatasında, alttan bakıldığında, bir uzay gemisi kristalin içinde görülebiliyormuş. Bazı müzik ve rekler hatta bir ufoya ait hologram görüntüler bu kafatasından saçılabilir. Kafatasları birbirinden farklıdır. Gerek yapıldıkları zaman, gerekse kafatası şekli sebebiyle farklıdırlar. Ametist kafatası ünlüdür. Koyu mor renkli ametistten yapılmıştır. Bu kafatası uzun bir beyin boşluğuna sahiptir ve günümüz çizimleriyle uzaylı bir tür olan ‘grilere’ benzemektedir.
Bir çok medyum, bu kristal kafataslarıyla deneyler yaptılar ve tarif edemedikleri bir güç hissettiklerini söylediler. Diğer bazı kişilere göre, bu kafataslarının birinin sahibi Joke Van Dieton, bunu iyileştirme amacına yönelik kullandı. İddia ettiğine göre beynindeki tümör iyileşmiş.
Bazıları bu kafataslarının iyi karakterlerinden o kadarda emin değiller. Adrian G. Gilbert ve Maurice M. Cotterell, kitaplarında, Mitchell – Hedges kafatasının Maya rahipleri tarafından insanları yakmak için “yakma camı” olarak kullanıldığını düşünüyorlar.

Başka Maya efsanelerine göre kafatası ölümü simgeliyordu.
Yapılan bilimsel bir analize göre Mitchell-Hedges kafatasının, o günkü ilkel teknoloji kullanılarak zımpara ile bu hale getirilebilmesi için, bir kişinin durmadan 300 yıl bu kristal parçasını zımparalaması gerekiyordu.  (alıntı)

Kristal kafatasının ancak ileri bir teknoloji kullanılarak yapılabileceğini ortaya koyan testlerin sonuçları şöyleydi;

1-      Bilimadamlarından oluşan ekip, kristal kafatasının günümüzde iletişim sektöründe kullanılan ve bellek kapasitesi diğer materyallerden daha yüksek olan "piezo-elektrik silikon dioksit" isimli bir tür kuartz kristalinden yapıldığını ortaya çıkardı.

2-      Günümüzde kullanılan mikroişlemciler de bu maddeden üretilmektedir. Ancak daha da çarpıcı olan, bu kristal türünün henüz 19. yüzyılda keşfedilmiş olmasıdır.

3-      Piezo-elektrik silikon dioksit türündeki bu kristal, hem negatif (-) hem pozitif (+) kutuplaşma özelliğine sahiptir. Bu özelliği dolayısıyla kristal kafatası akü ve pillerde olduğu gibi, kendi elektriğini üretebilir.

4-      Bilimadamları kutuplaşmış bir seriyi test için kullanarak iki ayrı parçadan oluşan kafatasının alt çenesiyle, üst kafatası kemikleriyle aynı kristal bloğundan yapıldığını tespit ettiler. Kuartz kristalinin elmastan daha yumuşak ve çok daha fazla kırılgan bir madde olması nedeniyle, kafatasının tek bir parça kristalden yontularak elde edilmiş olmasının neredeyse imkânsız olması bilimadamlarını hayrete düşürdü.

5-      Mikroskop altında inceleme yapan bilimadamları, kafatasının üzerinde modern otomatik aletlerin ya da mekanik aletlerin kullanıldığına dair hiç bir iz bulamadılar. Bilimadamları tek bir parça kristalden alt çene gibi son derece hassas ve nadir bir parçanın modern elmas uçlu aletler kullanılarak dahi kırılmadan oyulmasının imkânsız olduğu sonucuna vardı.

6-      Bilimadamları kristal kafatasının hiç alet kullanılmadan, elmas parçasıyla aşındırılarak oyulabileceğini, ancak bunun da birkaç insan nesli boyunca 300 yıl gibi bir süre devam etmesi gerektiğini hesapladılar.

7-      Günümüzde kristaller eksenleri etrafından yontulurlar. Kristallerde moleküler bir simetri vardır. Kristali kırmamak için, doğal yapısına göre yani bu moleküler simetriye uygun olarak kesilmesi gerekir. Laser ya da yüksek teknoloji kesme yöntemleri kullanılsa dahi kristaller doğal eksenlerine göre kesilmedikleri takdirde parçalanırlar. Bu kristal kafatası, ekseninden tamamen bağımsız şekilde kesilmesine rağmen, fizik kurallarına aykırı olarak, hiç bir kırılma ya da çatlama olmadan yontulmuştur.

8-      Kafatasının optik özellikleri de bilimadamlarını şaşkınlığa sürükledi. Kafatasına alttan verilen ışık normal şartlarda heryana yayılması gerekirken, bu kristal içinde bir kanal oluşturarak tam göz yuvalarının olduğu yere odaklanarak dışarı yansıyordu.

9-      Kafatasının bir başka şaşırtıcı optik özelliği de, alt-arka kısmına yerleştirilmiş olan prizmadır. Göz çukurlarına çarpan tüm ışık ışınları bu prizmadan yansır. Bu nedenle göz çukurlarının içine doğru bakıldığında, tüm oda kristal kafatasının gözlerinin içinde görülebilir. (alıntı)

Nazan Şara Şatana

http:// http://www.facebook.com/nazansara.satana.5

http:// https://twitter.com/#!/nazansarasatana

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....