- Kategori
- Şiir
Kubat
Her elma
Kendi kurdunu kendi yapar
Kendini yara yara yol alır
Kendi içinde…
Böyle işte…
Asıp duvara dünya haritası
Diplerini doldurup bütün suların
Karalarla kalırız sonra baş başa…
Ağlarız…
Mavisine darı ektiğimiz geçmişin…
Nereye baksam
Bad ı saba…
Eser hep karadan
Hep karadan…
Yıllar var ki
Kayıp kıtalıyım
Bütün mezarlarım
Kütüklerim kayıp…
Yıllar var ki konuşmuyorum
Kendi dilimi
Dilimi ağzımın içinde
Yok sayıp…
Hala didik didik aranıyorum
Hala köşe bucak taranıyorum
Ve kanlı gözlerle uyanıyorum
Uykum geliyor da
Leyli değil bir türlü…
Uzandıkça sağ yanıma
Yanağımda Şark Çıbanı bir yara
Ağrıyor
Acılarım
Batıktan kalma…
Bir şey var beni
Bu dünyada haymatlos
Bir şey var
Saçma sapan
Kuş lastiği…
Ay vurulmuş gecelerde
Yüzü denize düşmüş
Vay anam
Alınır mı dalgadan parmak izi…
Kubatım
Hem de zemheri
Hem ibibikler firar
Işıklar…
Bana çok eskiden üzerime yağan yağmurları verin
Pabuçlarımın altına yapışan çamurlarımı
Seslerimi kapattığım tahta bavulumu
Bana kuzinenin alazlarını
Dumanı ekmek kokan…
Hala sıcacık ölüsünü verin bana
Sarı kelebeğin
Avuç dolusu…
Yaralı bir kazazedeyim
Hem de ağır…
Akşamdan sabaha
Çıkmaz sözlerim…