Küçük Emrah, Guiza ve Ümit Karan

Aile hayatı düzenli olmayanın mutsuzluğu, kişinin pek normal olmayan durgunluğundan, veya tam tersi agrasifliğinden ama mutlaka çevresine verdiği rahatsızlıktan anlaşılıyor. İyi bir futbolcu olduğu kariyeri itibarıyla tartışma götürmeyen ama Fenerbahçe’ye rekor bir maliyetle geldiğinden beri bir türlü kendinden bekleneni gerçekleştiremeyen Güiza’nın mutsuz bir yaşamı olduğunu ilk Ata Demirer keşfetmişti. NTV de Rıdvan Dilmen’le bir spor programında ‘Güiza'nın çaresizliği, mutsuzluğu ve adeta kurtarın beni diyen bakışları Küçük Emrah’ı andırıyor’’ demişti. Teşbihte hata olmaz, hiçbir teşbih de bu kadar cuk oturmaz.

Gerçekten de Güiza’nın mutsuzluk nedenleri kaç gündür gazete sayfalarında, başına bela olan eski sevgilisi Nuria ile birlikte pehlivan tefrikası gibi yayınlanıyor ve giderek çirkin boyutlara ulaşıyor.

Bir de Küçük Emrah’a, sürekli kötülük yapan, ailesine zarar veren dayısı Nuri Alço durumları var. Yan hakemin üzerine çamur sıçrattı diye oyundan atıldığını söyleyen Ümit Karan’ın beyhude yalvarışları .

‘’Sana güvenmiştim. Sana inanmıştım. Bize zarar verdin, kötülük yaptın’’

Var mı öyle çamuru sıçrat izi kalsın?..

Koluna kaptanlık bantı takan, Süper ligde oynayan bir oyuncunun yan hekemlerin birer Nuri Alço, orta hakemlerin Vito Corleone olduğunu bilmemesine imkan var mı?. Bilir de nasılsa Galatasaray kaptanı. Dokunulmazlığı var ya.

Ümit Karan gibi sürekli hakemlerle uğraşan, vıdı vıdı konuşan, el kol hareketleri yapan, bu yüzden giderek sevimsizleşen agresif bir oyuncunun kırmızı kart gördüğü pozisyonda, hakemin havadaki eline bakarken ve basın toplasında uyguladığı Küçük Emrah mağduriyeti ve masumiyetinin tek yorumu var bence.

O, rolünün hakkını Küçük Emrah’tan daha iyi verdi.

Yan hakem ise ‘’bana s… g…t’’ dedi yazmış raporuna. …Aslında o da çekip gitseydi ne vardı olay çıkartacak?. 4. hakem yok mu, o gitse, o gelseydi. Hem o manada söylememiştir belki de.

Müjdat Gezen jüri üyesiyken, yarışmada sunuculuğunu beğendiği için buradaki başarıda ''Alişan'ın da altını çizmek lazım'' dememiş miydi?.

M.Ali Erbil Çarkıfelekte bir aileye görüntülü bağlandığında, ailenin baba'sını sorup ta ''oooyyyy, gördün mü Asena bak baba. Baba'yı görüyor musun Asena?''dememiş miydi?. Ne oldu?. Televizyon mu kapanmıştı?..
Azıcık futbol oynayan %100 golü verilmemiş, haksız yere ofsayt diye pozisyonu kesilmemiş, penaltı kaçırmamış bir futbolcunun, kalenin o kadar uzağında o buza attığı tekmenin ne anlama geldiğini bilir. Bilmiyorsa, o tekmeden sonraki ‘’Ustura Kemal’’lik kabadayı tavırlarının muhatabını kestirir, hiçbir futbolcunun bu kadar büyük haksızlık karşısında, bu kadar tepkisiz ve refleksiz kalamayacağı anlar.

Futbolumuzda iyi niyet eksikliği var. Fair Play noksanlığı had safhada. Sahada Küçük Emrah’lar olduğu müddetçe, Nuri Alço’ların, Vito Corleone’lerin de olması kaçınılmaz.

Ata Demirer, Cem Yılmaz, Yılmaz Erdoğan gibi zeki mizah ustalarının durumdan vazife çıkarıp, işi komediye dökmesine, gülmekten başka da yapacak bir şey yok.

Çok da güzel hareketler değil bunlar!...1