Kullanılan kürtler

Bugün yaşadığımız  kaoslu günler sadece yakın zamanda başımıza gelmemiştir. Ne zaman ülkemiz üzerindeki menfaatleri zarar görmeye başlamışsa, batılı güçler yurdumuzda kargaşa ve kardeş savaşı çıkartmak için zemin hazırlamışlardır. Osmanlı zamanından tutun da, Kurtuluş Savaşı sonrasına kadar bu hep böyle devam etmiş ve hala devam etmektedir.

Fatih Sultan Mehmet vefat ettikten sonra oğulları II.Beyazıt ve Cem Sultan taht için birbirleriyle savaşırken, batılı güçler Cem Sultan'ın taht a çıkması için büyük gayret sarfetmişlerdir. 1482 yılında Rodos adasında Cem Sultan ve şövalyeler arasındaki antlaşma gereği; karada ve denizde saldırmazlık, iki taraf için ticaret serbestliği, esirlerin değişimi, Bodrum'da bulunan Sen Piyer kalesine sığınacak gayrimüslümlerin dokunulmazlığı gibi daha nice kendi çıkarları doğrultusundaki şartlar karşılığı Cem Sultan'la antlaşma sağlamışlardı. Düşünebiliyor musunuz, yıl 1482 kardeşi kardeşe kırdıran emperyalist güçler 2011 hala aynı tezgahı sergiliyorlar.

Kurtuluş Savaşı sonrası batı Trakya, Kerkük ve Musul'u Türkiye'ye vermemek için büyük uğraşlar vermişlerdir. İsmet İnönü'nün ısrarlı tutumu yüzünden Trakya'yı vermek zorunda kalan İngilizler aynı kabullenmeyi Kerkük ve Musul üzerinde göstermemişlerdir. Atatürk bu toprakları vermemek için savaş hazırlıklarına başladığı bir anda, doğuda Şeyh Sait isyanı başlamıştır. Kürtleri toprak vaadiyle kandıran İngilizler, yine kardeşi kardeşe kırdırmışlardır. Atatürk ve arkadaşları ülke içindeki isyanı bastırmakla uğraşırken, uluslararası mahkemelerin tezgahlarıyla, Kerkük ve Musul elimizden alınmıştır.

Geriye dönüp baktığımızda ne olmuşsa şimdi de aynı şeyler oluyor. Kürt vatandaşlarımızdan aklı selim olmayan gurup emperyalist güçler için işlenmesi en kolay olan madendir. Evet bazı yanlışlar olmuştur, bunları kimse inkar edemez. Ama bu yanlışlıklar sadece kürtlerle sınırlı değildir. Batıda, kuzeyde, güneyde de devlet poltikasının yanlışları olmuştur. Yollanan öğretmeni öldür, doktoru kaçır, imamı öldür ondan sonra da bangır bangır bağır. Yok öyle üç kuruşa beş köfte arkadaş. Memleketimizde Cumhurbaşkanı olmuş, bakan olmuş ve daha nice üst kademelere yükselmiş kürt kardeşlerimiz var. Şunu aklınıza iyice sokun....... emperyalist güçlerin tuzağına düşerseniz sadece siz değil hepimiz zarar görürüz. Görüyoruz da zaten....

Yazımı Hrant Dink'in 1 haziran 2004 te yazdığı "Andıran Günler" makalesinden başlıklı bir alıntıyla bitirmek istiyorum:

 "Yüz yıl önce Ermeniler bekliyordu İngiliz-Fransız ittifakını...

Şimdi Kürt'ler bekliyor Amerikan-İngiliz ittifakını...

Osmanlı topraklarında yüzyıl önce oynanan oyun bu kez Irak topraklarında sahneleniyor.

Hiçbir emperyalist ülke, bir milletin kara kaşı kara gözü için onu kurtarmaya gitmez. O önce kendi çıkarını düşünür. İşine geldiğinde de anında satar, arkasına bile bakmadan çeker gider.

Nitekim yüz yıl önceki o beklentiler, o umutlar Ermeniler açısından tam bir hüsranla sonuçlandı işte. Beklentinin gerçekleşmemesi bir yana, varlığını o zamana dek belli bir millet sistematiği içerisinde sürdürebilen Ermeni halkının büyük bölümü yok edildi, bir milletin kökünün kazınmasına vesile oldu. Koca halkın Anadolu üzerindeki tüm izlerinin silinmesine kapı aralandı.

İyisi mi sen gel ey Kürt kardeşim...

Sen gel şu işi bir bilene sor. Şu Ermeni kardeşinin bilirkişiliğine güven.

Bil ki bu savaş ortamlarına güvenme.....

Bil ki bu savaş ortamları zalimlerin nezninde bitirilmemiş hesaplarında kökten çözüme kavuşturulduğu tuzak fırsatlarıdır.

BU TUZAĞA DÜŞME............"

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az...........................

 
a