- Kategori
- Anılar
Kumrular 3

Bizim kumrular da işte bu kumrulara benziyor. ( Sabahattin Gencal)
01 Eylûl 2011 Cuma günü oğlum Fuat’ın müjdesi sevindirdi bizi: Fuat’ın “Gözünüz aydın bir kumrunuz oldu.” deyişi farklı bir deyişti. Besteli mi desem, haz verici mi desem…
Biraz önce camın üstünden ben de bakmıştım; ama bir şey görmemiştim. Fuat’a sorunca anlattı. Ana güvercinin hemen yanında yumurta kabuğu vardı. Bu yumurta kabuğunu okuyarak müjdeyi vermişti. Fuat, değil yumurta kabuğunu kumruların dizdiği çalı çırpıyı da yorumluyor.
Eşim de merak etti ve kapıyı açmadan gözetlemeye başladı. Çok geçmeden güvercinin altında bir yavru ile bir yumurta gördü. Nasıl oluyor bu, bir kumru yumurtadan çıkarken diğeri çıkamıyor. Fuat açıkladı; kumrular birkaç gün aralıklı olarak yumurtlarlarmış.
25. 09. 2011 tarihli Kumrular 2 başlıklı yazımda kumruları 3-4 gün önce fark ettiğimizi yazmıştım. Kumrular 15 ya da 18 günde yumurtadan çıkarlarmış. Demek ki fark edişimizden birkaç gün önce yumurtlamış kumru.
Çevremizde çok karga var, martılar da bazen uğruyorlar. İnşallah bir zararları dokunmaz kumrulara. Gerçi önlerinde eşimin koyduğu kornej ahşabından artan bir parça var:ama üstten görünebilirler. Allah’a emanet.
Hep söylediğim gibi, çok sevmeme rağmen kuşların dünyasını anlamıyorum. Buna rağmen bu yazıyı niye yazdığımı bilmiyorum.
Oğlum Fuat’ın yanımızda kaldığı birkaç gün içinde de hiç ama hiçbir şey bilmediğimi anladım.
Kumru sesi duyuyoruz. Fuat diyor ki “Kumru kur yapıyor.” Allah Allah nasıl anlıyor bunu. Kur yapanın hangisi olduğunu soruyorum. Erkek kumrunun kur yaptığını söyledi. Belli saatlerde de kumru sesleri duyuyoruz. Fuat sanki tercüman, eşini çağırdığını söylüyor.
Birkaç gün sonra ikinci yavru kumru da kabuğunu kırdı. Balkon penceresi (kapısını) açmaya korktuğumdan ancak camdan bakabiliyorum. Bir yavru tıpkı annesi babası gibi. Diğer yavruyu tam olarak göremiyorum. Anne babadan söz ettim; ama hangisi dişi, hangisi erkek ayıt edemiyorum. Fuat tam gri olanın erkek, gri yanında hafif kahve rengi olanın da dişi olduğunu söyleyince artık ayırt etmeye başladım.
Fuat balkon kapısını açıverince dişi kumru ürkek kanat çırpınışlarıyla uçtu. Eşim, Fuat’a niye böyle yaptığını sordu. “Anne kuş daha gelmezse ne yaparız…” vb. sözler söyledi. Fuat da merak etmememizi kumruların gelmeye mecbur olduklarını söyledi. Evet, ürkütülen yerlere uğramazlar; ancak yavruları söz konusu olunca tehlikeye atılmaktan da geri kalmazlarmış. Eşim, ya gelmezlerse diye üsteleyince Fuat “ O zaman yavrulara ben bakarım.” deyiverdi. Bakardı, bakamazdı bir tarafa böyle güvenle konuşması etkiledi beni.
Dişi kuş biraz sonra döndü. Belirli saatlerde erkek kuşla nöbetleştiler. Nöbet değiştirme saatlerini tutmadım. Hemen hemen aynı saatlerde nöbet değiştirdiklerini söyleyebilirim.
Dişi kuş da erkek kuş da yavrularını yalnız bırakmaya başladılar. Devamlı kalmıyorlar birkaç defa uğruyorlar. Tabi yavrularını beslemek için. Beslemelerinin nasıl olduğunu da gözleyemedik. Daha doğrusu kaçırırız korkusundan gözlemeye teşebbüs etmedik.
Oğlum ayrılmamış olsa çok gözlemlerimiz olurdu. Bilgilenirdik de. Şimdi ise geldi gitti demekten başka bir şey diyemiyoruz. Arada yavrular kanat çırpma denemesi yapıyorlar. Tüyleri de yumuşamış, ilk çıktıkları zamanki gibi değil.
Dün eşim, kapıyı açtı ve yavruların fotoğraflarını çekmemi istedi. Birkaç poz çektim. Çektim de fotoğraflar 400 KB’tan büyük oldukları için (Milliyet Blogda) yayınlama olanağım olmayacak.
Yazıma ara vererek kumrulara bakayım dedim. Camın üstünden baktım. Aaa kumrular yok. Uçtular mı? Kargalar mı aldı? Akla olumsuz şeyler geliyor. İnanır mısınız kızardım. Eşim alt köşeden bakmamı söyledi. Baktım ve rahatladım; iki yavru da yerlerinde. Hep uyuyor gibiler. Saati de yazayım: 18 27. Eğilip kalkmakta zorlanıyorum. Ama yavruları yerinde gördüm ya…
Aslında bu yavrucukların günlüğünü tutmak niyetiyle başlamıştım bu yazıya. Geçmişi şöyle bir anlattıktan sonra her gün ne olup bittiğini yazacaktım. Ancak yazı çok uzun olacaktı. Cümlemi tamamlamadan kanat sesleri geldi. Eşim de “Dedesi bak uçmaya hazırlanıyorlar…”diyor. Hoşuma gitti yavruların kanat sesleri, eşimin sevgi dolu, şefkat dolu sesi. İster istemez gülümsedim. Eşim, “Ne oldu? Onu mu yazıyorsun…vb.”diye sordu.
Kumruları anlatırken eşimden, oğlumdan bu kadar söz etmem bilmem doğru oldu mu? Biz de, yaşlı da olsak kumrular gibiyiz. Şiir miir yazamıyoruz; ama hiç değilse kumrulardan söz ederken bu özelliğimizi vurgulayalım dedik.
Gördüğümüzü, duyduğumuzu olduğu gibi anlatmak varken her şeyden ders çıkarmanın alemi yok.
İnşallah yavruların uçtuğunu da görürüz. İnşallah kumru kumru yaşarız.
Sabahattin Gencal, Başiskele – Kocaeli, 15. 09. 2011
Kumrular 1 Kumrular 2