Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '08

 
Kategori
Futbol
 

Kupa kazanmak emek istiyor...

Kupa kazanmak emek istiyor...
 

Fenerbahçe 1983 yılında Mersin İ.Y. yenip, kupayı kazandığında 14 yaşındaydım. O sene Stankoviç yönetiminde topu topu 14 kişilik bir kadro ile hem lig şampiyonluğunu hem de kupayı kazanmıştı Fenerbahçe. Trabzonspor'un yıllar sonra 4-2 gibi bol gollü bir maç sonrasında yenildiği, 4-1'den 4-4'e getirilen Galatasaray maçlarının yaşandığı bir seneydi. Mürevazi ama Stankoviç yöneteminde disiplinli bir takımdı. Çoğu maçını da kimse beğenmiyordu. Ancak başarı gelmişti.

Aradan geçen süre Fenerbahçe'de bir çok şeyi değiştirdi. Değişmeyen tek şey kupa sorunu. Yıllardır lanetlenmiş gibi kupanın yakınından bile geçemiyor Fenerbahçe.

Bugün sahaya yedek ve sakat oyunculardan kurulu bir takımla çıkıyor. Yıllardır böyle; bunu garipsemiyoruz, çünkü dünyanın her yerinde, hele İngiltere'de neredeyse genç oyunculardan kurulu takımlar mücadele ediyor kupa maçlarında. İngiltere kupanın bol olduğu bir lig olduğu için belki de bunu özellikle yapıyor. Türkiye'de kupa aslında bir angarga. Tersine çevirmek için de olmadık şekillere sokuluyor. Ama yine de beklenen ilgi gösterilmiyor. Belki de bu kupanın en enteresan tarafı Fenerbahçe'nin 25 yıldır kazanamıyor oluşu. Çünkü şu an ligimizde olmayan Sakarya'sına varıncaya kadar bu kupa bir çok Anadolu takımının müzesine gidebiliyor.

Kupa emek istiyor. Bu kesin. Fenerbahçe emek veriyor mu? Bence vermiyor.

Kimse Fenerbahçe'den gol beklemiyor. En azından ben öyle. İstediğim, görmek istediğim bir taktik organizasyon; çok mu zor? Belli ki Fenerbahçe formasını yedek giymeyi kendisine yediremeyenler de motive olamıyorlar. As futbolcular içinse ya sakatlanırsam korkusu ağır basıyor. Öyle olunca da dışarıdan izleyenin çok net olarak anlayacağı bir isteksizliğe dönüşüyor.

Oysa profesyonellik bu değil.

Ben bugün ulusal bayram olmasına rağmen çalışmak zorundayım. Üstelik saat 07:00'de işbaşı yapıyorum. Tatil günü benim iş performansımı etkileyemez, çünkü işimi her an iyi yapmak, dikkatli olmak, detayları görebilmem gerekiyor. O güne has bir isteksizlik sergileyemiyorum. Fenerbahçeli futbolcu ile asla kıyaslanamayacak bir ücret alıyorum. Tek farkım, ben Fenerbahçe'yi çok seviyorum; şu yorum işini bile gönüllü bir şekilde kendime görev ediniyorum. Belki de sahadakinden daha fazla kafa yoruyorum, daha iyi nasıl olur bu takım diye. Kuşkusuz ortaya da böyle bir yazı çıkıyor.

Volkan Babcan'ın üstün performansı ile ligin en kötü takımını 1-0 geçmek Fenerbahçe için günün kârı. Az emekle çok fazla iş elde etmek de gerek.

Kazım'ı tebrik ediyorum. Türkçe'yi öğrenmiş. Gerçi gazetecilerle İngilizce konuşuyor; ancak hakeme derdini Türkçe anlatıyor. Aferin ona.

Yirmi beşten otua kadar saymamak için biraz daha emek...

Yine de istenilen sonuç alındığı için Fenerbahçeli futbolcuları kutluyorum.

Uzay Gökerman

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..