Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

27 Ekim '08

 
Kategori
Futbol
 

Futbolumuzda hakem hataları sorunu

Futbolumuzda hakem hataları sorunu
 

Hakem hatalarının maçlara damgasını vurduğu bir haftayı geride bıraktık. Elbette bizler izleyebildiklerimizi değerlendirebiliyoruz; görmediklerimiz, duymadıklarımız belki de haberdar olduklarımızı aşıyor da olabilir.

Fenerbahçe maçını izler ve canlı yayında bir taraftan da yorumunu yazarken epey zorlandığım anlar oldu.

"Semih kaleci ile karşı karşıya kaldığı ve sonrasında Selçuk'un attığı gol öncesinde kaleciye faul yapmış mıydı, yapmamış mıydı?" diye pozisyonu düşünürken; Alex'in son dakikadaki penaltı anı geldi çattı. Şu bir gerçek ki, Fenerbahçe'ye önceki senelerde hakemler büyük hakıszlıklar yapıyor, penaltı düdüğü çalamıyorlardı, ancak Fenerbahçe ne yapıp edip o maçları çevirmesini de biliyordu. Hakemlerin bu hataları kasti yaptıklarını düşünmek yerine onların bu işi yapacak yeterlilikte olup olmadıklarıyla daha fazla ilgileniyordum. Birilerinde son beş yılın istatistiği var mıdır biliyorum ama Fenerbahçe ile rakiplerinin kazandığı penaltıların bir dökümüne ihtiyaç duyuyoruz.

Alex'in pozisyonu öncesinde, yaklaşık bir saniye gibi bir süre bu, penaltıyı hedefleyerek koştuğu hissine kapıldım. Sanırım maçı yorumlarken bu öznel değerlendirmenin etkisi fazla oldu. Onun adamın ayaklarının üzerinden atlamasını bekledim. Ama yapmadı. Savunma oyuncusunun kesinlikle bir teması vardı. Bu da kesin. Ancak ben ikna olmadım.

Dün Baros'un koluyla düzelttikten sonra attığı gole deli gibi sevinmesini de anlamak mümkün değildi. Tıpkı geçen hafta Servet'in yaptığı gibi.

İkinci yarı Eskişehirspor'un beraberlik golünden sonra Ümit Karan'ın hakeme sanki ne yaptığını hiç bilmiyormuş gibi yüklenmesi de ilginç bir görüntüydü.

Üç pozisyonu kafamda tekrar tekrar evirip çevirirken hakem - futbolcu - taraftar üçlemesinde herkesin kendine has bir beklenti içinde olduğunu ve bunun işin ahlakına bile etkide bulunduğunu üzülerek fark ettim. Biri çıksa ve;

"Ben o golü elimle attım."

"Top bana çarptı ve gol oldu, aslında ofsayt yoktu."

"Aslında sanırım kendimi yere ben bıraktım, savunma oyuncunun da müdahalesinin arkasına saklandım."

İtiraflarını yapsa, o zaman futbolumuzda başka şeyler olmaya başlayacak.

Bu yazı asla hakemleri savunmak üzere yazılmıyor. Hakemlerin futbolu, futbolcuyu, oyunu hiç bilmediklerini düşünüyorum. Futbolda hakemin sorumluluğu, gücü, etkisi belki adliyedeki hakimlerde yok. O zaman hakemlerin eğitimi ve öğretimi başlı başına ciddi bir konu. Özellikle de yan hakemler ve dördüncü hakemler. Teknolojinin bu kadar ileri gittiği, iletişimin kulaklıkla yapıldığı çağımızda sahaya çıkan dörtlünün biraz daha dikkatli olması gerekiyor.

Ancak kazanma hırsının herşeyin önüne geçmesini engellemek gerekiyor. Belki de taraftarın bile. Baros'un golü Ali Sami Yen'de attığını düşünün; gol sonrasında bütün stadyumun sustuğunu, tepki vermediğini... Nasıl güçlü bir etkidir o.

İşte o zaman Youla'nın Galatasaray'a attığı golün keyfi ile, Deivid'in golden sonra döktüğü gözyaşının güzelliğini ve duygusunu daha iyi anlayacağız.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara