Kupa sahibini tanır !

"Hiçbir kupa Fenerbahçe’yi yenerek alınmış kupanın yerini tutmaz" demişti Trabzonspor’lu bir dostum. Beslediği antipatiyi ifade ederken bile, Fenerbahçe’ye hak ettiği değeri veren bir cümleydi bu.

Urfa’da oynanan kupa finali Fenerbahçe-Trabzonspor maçı olmanın da ötesinde bir psikoloji taşıdı içinde. Türkiye Kupası finali her iki takım için de sezon finali olmalıydı oysa. Ancak bu şekilde her iki takım da varını yoğunu ortaya koyardı ve ancak bu şekilde tadından yenmezdi. Trabzonspor bile daha diri daha istekli bir Fenerbahçe’yi yenmek isterdi sanırım. Fenerbahçe güçlendikçe yenmesi daha keyifli olurdu şüphesiz.

Takımların ligdeki durumundan haberdar olmayan birisinin bile, hangisinin üç gün sonra hayati bir maça çıkacağını, hangisinin sezonun finaline çıktığını rahatlıkla kestirebileceği şekilde aktı tüm oyun. Son birkaç haftadır kupaya verdiği önemin gölgesinde bir lig seyri izleyen Trabzonspor’la, teknik heyetinden futbolcusuna pek çok kişinin kaderini çizecek bir dönemece giren Fenerbahçe’nin kapışmasında, isteyen takım, “bizim burada ne işimiz var arkadaş” diyen takımı yendi doğal olarak.

Maçın başında itibaren galibiyet için oynadı Trabzonspor. Tıpkı oynaması gerektiği gibi… Rakibe her bölgede baskı oluşturan, inatçı, karakterli ve saldırgan… Yedikleri sürpriz gol bile yollarından alı koymadı onları. Daha da tehlikeli oldular ve haklı bir galibiyet aldılar. Şimdiyse ezeli rakiplerinin elinden kapılmış ilk Türkiye Kupasının tadını çıkartıyorlar. Kendi kupalarının tadını…

Fenerbahçe mi? Onlar Ankara’ya gidiyorlar. Akıllarının kaldığı yere. Üç gün sonra oynayacakları sezon finaline… Şayet kazanırlarsa bir finalleri daha var. Kendi kupalarının finali…

alpozar@hotmail.com