Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '09

 
Kategori
İnançlar
 

Kuran-ı Kerim'in son şifresi kıyamet tarihi mi?

Kuran-ı Kerim'in son şifresi kıyamet tarihi mi?
 

Ne olmadık buluşlar ortaya çıkıyor değil mi? Bir zamanlar teleks denen bir alet vardı. Onun yerini faks aldı. Faks çok garip bir buluştu. İstediğiniz belgeyi bu alete koyun dünyanın bir başka tarafındaki faks cihazından aynen çıksın. Şimdi, faksın da pabucu dama atıldı. Onun yerine bilgisayar geldi. Elektronik posta dediğimiz bir programla anında ve hiç kâğıt kullanmadan karşı tarafa dilediğimiz bilgileri gönderebiliyoruz.

Yalnız bu da değil. Cep telefonları neredeyse artık telefon olmaktan başka her işe yarıyor. Bilgisayar olarak kullanıyoruz, yol bulma rehberi olarak kullanıyoruz, yazışmalarımızı yapıyoruz, fotoğraf ve video çekebiliyoruz, TV izleyebiliyoruz.

Bir başka buluş da anında tercümanlık yapan küçücük elektronik aletler. Şimdi bu uygulamayı Google da yapmaya başladı. Siz hangi dili konuş ve yazarsanız yazın, yazdığınız ve konuştuğunuz dil anında istediğiniz dile hem yazı hem de konuşma olarak anında tercüme ediliyor.

Kuran-ı Kerim'de "Sekar" diye bir sözcük geçer. Müddessir Suresi'nin 26-27 ve 42. Ayetlerinde geçer. Bilgisayar bulunduktan sonra yapılmış olan meâllerde Sekar için 29. Ayette şöyle tanım yapılır: "İnsan için tablolar, levhalar, ekranlar sunandır o..." Bu nedenle bazı araştırmacılar Sekar'ın bilgisayar olduğunu söylemektedirler.

İşin ilginç yanı aynı surede yani Müddessir Suresi'nde artık hepimizin bildiği 19 mucezesinden söz edilir. Kuran-ı Kerim, 19 sayısı ile örülmüştür. Bu konuyla ilgili birçok bilgiye ve internet sitesine kolaylıkla ulaşabilirsiniz. 19 bu surede gizlenmiştir. Hem de 74. Ayette. 19-74. Peki 19 gizemi ne zaman bulundu: 1974 yılında. Ayrıca bu 19 şifresi bu surede gizlenmiştir. Sureye adını veren Müddessir'in anlamı da "Örtünmüş-gizlenmiş"tir.

Bunların hepsini biliyoruz. Dabbetül Arz, bilgisayar ve internettir diyenler de var.

İnanırsınız, inanmazsınız ya da kızarsınız fakat bir iddiadır bunlar. Elbette bu iddiaları bir yabancı yazsa kitapları kapış kapış satılır ve o yazarın bütün masrafları yayınevince karşılanır okurlarının önüne getirilir. Fakat, bizden biri yazdığı zaman kaleme alınmayacak hakaret dolu yorumlar geliverir.

Elbette bu yazdıklarımız sadece bir düşüncedir. Bir beyin geliştirme çabasıdır. Hiç dikkate almayabilirsiniz.

Şimdi gelelim iddiaya.

Kuran-ı Kerim bazı meâl yazanlara göre bilgisayardan söz etmektedir. Şimdilerde bazı kişiler ise Dabbetül Arz, bilgisayar ve internetten başka bir şey değildir demektedirler. 19'un katlarıyla yazılmış ve ebced hesabı ile bütün Kuran-ı Kerim'in 19 ile örüldüğünü biliyoruz.. Bunun bilgisayar ortamı dışında hazırlanması mümkün değildir. Elbette "Allah'ın gücü herşeye yeter" de diyebiliriz. Buna da hiç bir itirazımız elbette yoktur ve olması da mümkün değildir.

Peki, peygamberler Allah ile nasıl konuşuyordu? Ya da Cebrail ile nasıl anlaşıyordu?

Cebrail, hiç soru istemiyordu. Yalnızca "Oku" diyordu. Hattâ "Bana doğru dönme" diyordu. "Oku" diyordu. Peki aynı dili nasıl konuşuyorlardı?

Bugün dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin, elinize aldığınız bir bilgisayar ya da tercüme makinesi ile dilediğiniz dilden konuşabilir ve yazışabilirsiniz. Diyelim Çince yazıp konuşuyorsunuz. Arabistan'a geldiniz. Elinizdeki tercüme aletine ya da bilgisayarınıza Çince yazıyorsunuz sonra Arapçaya çevir butonuna basıyorsunuz ve sonra da oku tuşuna basıyorsunuz. Böylece karşınızdaki Arap sizin ne dediğini Arapça olarak anlıyor. Cevap vermesini istiyorsanız aleti ona veriyorsunuz ve o da Arapça cevap yazıp size veriyor. Bu kez Çinceye çevir tuşuna basıyorsunuz ve Arapça Çinceye çevriliyor ve seslendiriliyor.

Olamaz mı?

Kuran-ı Kerim bilgisayardan haberdar. Bunu bizlere haber veriyor. Hem de "Örtünmüş-gizlenmiş" anlamına gelen bir surenin içinde. Bu surede hem 19 mucesi gizli hem de "Sekar" sözcüğü. Biri için bilgisayar deniyor. Diyeri ise böylesine büyük, geniş ve kapsamlı kutsal bir kitabın 19'un katları ile yazılmış olduğunu bildiriyor. Böylesine bir kitabın tamamen 19'un katlarına bağlı kalınarak hazırlanması bilgisayar ortamı dışında mümkün değildir.

İyi de böyle bir uygarlık nereden gelmiş olabilir?

İnsan evrimi gibi teknolijinin de bir evrimi vardır. Dabbetül Arz, dünyanın sonlarında ortaya çıkacak bir alamet olarak gösterilmektedir. Dabbetül Arz'ı bilgisayar ve internet ortamı olarak düşünürsek. İnsanlığın ulaşabileceği son teknoloji evrimi budur diyebiliriz. Çünkü, insanlık bilgisayar sayesinde Kuran-ı Kerim'in bütün sırlarını çözmeye başlamıştır. Yine bilgisayarla çözeceği son bir sır kalmıştır ki o da kıyamet tarihidir.

O halde şunu diyebilir miyiz? İnsanlık çok kere bizim şu an ulaştığımız teknolojik evrime ulaştı. Sonları da bilgisayar ve internet aşaması mı oldu? Yani, insanın biyolojik evrimi onu en üstün teknolojiye getirdiğinde sonun geldiğini gösteren delil son kutsal kitabın bütün sırlarının çözülmesi noktası mıdır? Bugüne kadar dünyanın sonu hep bu aşamaya kadar mı gelmiştir?

Evet, şimdi Kuran-ı Kerim'in son sırrı da çözülmeyi bekliyor galiba. Bu kıyamet tarihinin bir yerlerde gizlenmişliği olamaz mı?

Ya da bütün şifreler çözüldü, örtüler kalktı va zaman doldu mu?

Not: Bu yazı tamamen bir düşünce egzersizidir. Bu kesinle böyle olmuştur ve olacaktır gibi bir iddiası yoktur. Sadece soru sormaktadır. Soruyu da kendine sormaktadır.

 
Toplam blog
: 278
: 3275
Kayıt tarihi
: 26.05.07
 
 

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde doğdum. Bir daha da Kadıköy'den ayrılmadım. İstanbul Üniversitesi, Ede..