- Kategori
- Bayramlar
Kurban Bayramı ve Çocuklar

S.GÜZEL
1970’li yıllardan hatıralarımda kalan Kurban Bayramları…
Gözlerimin önünde bir film oynuyor sanki hangi yarısında olduğumu bilemediğim.
Bir kız çocuğu kıpır kıpır, tek ayağı üzerinde beyaz çoraplarını ve kısacık eteğini çekiştirerek terasta koşturan.
Bir de çocukluğumun en samimi arkadaşı, iki katlı evimizin ilk katında oturan, eski İstanbul beyefendilerini andıran her zaman ki tertemiz görüntüsüyle, siyah dalgalı saçlı, sakin ama bana göre oyunlarda mızıkçı kuzenim. O mu mızıkçı, yoksa küçük kız çocuğumu o dönemlerde olduğu kadar şimdi de anlamam çok zor.
- Bak böyle yaparsan oynamayacağım Sema, diyen kuzenim sözleri hâlâ kulaklarımda yankılanıyor.
Onca oyunbozanlıklarımıza rağmen, onların İstanbul’u terk edişine kadar geçen sıcacık çocukluk hatıralarım.
Geçenlerde doğduğum ve kuzenimle beraber büyüdüğümüz deniz kenarındaki evimizi ziyaret ettim. Şu anda sanat evi olarak kullanılan evin penceresi önündeki dar sedire çöktüm. Sedir zıp zıp dönemlerimi geçirdiğim, odamdaydı. Fazla büyük olmamasına rağmen, neredeyse odanın büyük bir bölümünü kaplıyordu. Sakin gözelerle odayı süzerken ve hatıraları bir bir gözümde canlandırırken, o dönemlerde kocaman bir dünya gibi gelen odamın ne kadar da küçük olduğunu fark ettim. Gözlerim babamın koltuğunun eskiden durduğu yere takıldı. Evin solan dediğimiz en büyük bölümünde duruyordu. Televizyonla arası birkaç adımdan ibaretti koltuğun. Çocuk yaşlarımda öyle uzak gelirdi ki ikisinin arası. Nasıl bir algı yanılmasıydı bu, yoksa ben mi çok küçüktüm bilemedim. Gözlerimin önünde canlanan bir başka anı ise çocukluğumdan kalma ilk Kurban Bayramı manzarası oldu. Çocukluğumun yaz dönemlerine rastlayan Kurban Bayramları…
Kurban Bayramlarında on beş gün önceden alınırdı kurbanlıklarımız. Onların geldikleri günü unutamıyor. Evin dar basamaklarında terasa çıkarmak için oldukça ter dökerdi babam. Başlarına gelecekten haberdar gibi koçlar, edebildikleri kadar inat ederlerdi. Bayrama kadar geçen on beş gün içersinde arkadaşlarımın sayısı artmış oluyordu böylelikle. Onları besleme görevi bana verilmişti. Babamın tüm kızmalarına rağmen, asma yapraklarıyla beslemesini çok sevmiştim. Asması babamın en kıymetlilerindendi çünkü. Koçların bir tanesi amcamlar içindi. Terastaki küçük bir bölmenin önünü çitle çevirdi babam. Çitin üzerinden meleyerek başlarını uzatan iki çift sürmeli göz. Onlara isim bile vermiştik kuzenimle. Benimkinin ismi Tosuncuk’du, kuzeniminki Mosuncuk. Teferruatlar ona aitti her zaman.
Bir keresinde bir gürültüyle irkildim. Koşar adım çıktığım basamakların sonunda ilginç bir görüntüyle karşılaştım. Koçlardan bir tanesi çitleri kırmış, özgürlük diye haykırıyordu sanki. Ön ayaklarını terasın duvarlarına atmış intihara hazırlanıyordu.
“Beni serbest bırakın topraklarıma, dağlarıma, çimenlerime döneyim. Ya da karışmam atlarım” diyen gözlerle bakıyordu bana göre. Arkamdan gelen babamın onun gözlerindeki bu ifadeyi fark ettiğini hiç sanmıyorum.
- Vay yaramaz, dedi sadece.
Onu aldı, yerine geri götürdü. Etrafındaki çitleri daha da sağlamlaştırdı.
- Şimdi tamam, artık kendine zarar veremez, dedi.
Bana göre bizim evde güvenliydi. Koçların başına gelecekten benim de haberim yoktu çünkü. On beşinci günün sonunda onlara artık çok alışmıştım. Her sabah koçları görmek için heyecanla uyanır, bir solukta terasta bulurdum kendimi.
Bayram sabahı mutfakta bir garip telaş vardı. Bıçaklar bileyleniyor, poşetler hazırlanıyordu. Herkes terasa çıktı. O sabah koçların yanına çıkmamıza izin vermediler. Aradan geçen belki bir saat kadar sonra çağrıldık kuzenim ve ben yukarıya. Tosuncuk ve Mosuncuk yerde sessizce yatıyorlardı. Gözyaşlarım yavaş yavaş süzüldü aktı yanaklarımdan. Amcam parmağındaki kandan ikimizin de alnına sürdü. O bayram hiç kimseyle konuşmadım. Uzunca bir süre et yemedim. Bir daha ki bayramlarda gelen koçlarla da samimi olmadım.
O yüzdendir hep kızarım uluorta, düzensiz, çocukların gözü önünde kesilen kurbanlara. Büyük şehirlerde çevre görüntüsünden ötürü artık izin verilmiyor buna ama yurdun çeşitli yerlerinde çocuklar düşünülüyor mu bilemiyorum.
Kurban Bayramınız Kutlu Olsun…