Yasak Sabahlar

Yılar öncesinden, kimin koyduğu bile bilinmeyen, kuralların sarmış olduğu hayatında,
soluk alamadığın lâhzalar ve nefes almak için çırpınışların.
Her günün sıradan sabahlarına itirazsız uyanışların.
Sevdan ve yokluğunda yalnızlığın.
Şartlara boyun eğmeyen beyaz kardelen çiçeği ve senin çaresizliğin.
Zaman tünelinde yolculuk yaptığın dünler ve bugünden arta kalacak yarınlar.
Hepsi harmanlanmayı beklercesine gözlerinin önünde serili ve sen onları dermek için
tüm duyularından yoksunsun şimdi.
Yasak bir ağacın dalında sallanan elma misali, tüm heyecanların ala renklerde gizli.
Senin tenin renklerden sıyrılmış, beyazlarla köpürmüş hırçın dalga timsali.
Hayat dediğin o kor pınar avuçlarından süzülmeyi beklerken okyanuslara, senin parmakların kurallarla kilitli.
Çember daraldıkça sen daha fazla çıkmak istesen de yol vermez yasakların keskin yüzü heyecan dolu sabahlara.
Beklerken gelmeyen baharları tan yerinde, güneşi görmeden açar kardelen çiçeği senden önce.
Dünden arta kalan tortuların izin vermez ki sevdalı sabahlarda uyanışlarına.
Dünlerdir bugünün kuralları ki unutma yarının kurallarını da bugün belirleyecektir.
Dünlerin tüm cesaretsizliğine rağmen, bugünün şehvetiyle hadi kırdın diyelim zincirlerini.
Sen uyansan yasak sabahlarda ve kırsan da çemberin zincirini, hayatın titreyen sesinde bulursun kendini.
Uyandığın sabahlar çıkmazın olur.

Hayat kaldığı yerden tüm kararlığı ile kurallarını koymaya devam ederken, dinginliğini aradığın tatlı düşlerin olur.
Sabıkalı dünler,
yargısız bugünler,
tutuksuz yarınlar,
müebbet sevdan da çıkmazın olur.

Gerçeklere uyandığın yasak sabahların olur.


FOTO : S.GÜZEL