- Kategori
- Özel Günler
Kurban Bayramını Yaşamak!

Küçük bir hatırlatma;
Cenab-ı Hakk' ın dostu olma şerefiyle şereflenmiş bir peygamber olan İbrahim (a.s.) bir adakta bulunmuş, bir oğlu olduğu takdirde onu Allah' a kurban edeceğini adamıştı. Aradan geçen zaman içerisinde oğulları olmuş ama o, adağını nasılsa unutmuştu. Rüyada oğlunu kurban ediyor görmüş ve irkilmişti. Hz. İbrahim bu rüyayı üç ayrı gece görmüştür. Peygamberlerin rüyası vahiy olduğu gibi onlar tarafından yapılan tabirleri de vahiydir. İbrahim a.s. da rüyasını, oğlunu kurban etmesi gerektiği şeklinde tabir etmiş ve böylece bu tabir de vahiy olmuştur. Artık Hz. İbrahim' in bu vahyi yerine getirmesi gerekiyordu. Elbette bu çok zordu ama Allah' tan aldığı vahye uymaması daha zordu. İbrahim a.s büyük bir imtihan karşısında olduğunu anladı. Hiç tereddüt etmeden Allah' a teslim oldu ve durumu oğlu İsmail aleyhi' s-selâm' a açmaya karar verdi.
Allah Teala buyuruyor:
"İbrahim ' Ey Rabbim, bana iyilerden (bir oğul) ihsan et' dedi. Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. Oğlu yanında koşacak çağa gelince, ' Ey oğlum, ben seni rüyamda boğazladığımı gôrüyorum, bir düşün, ne dersin ?' dedi. (İsmail) Babacığım, sana ne emrolunuyorsa yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.' dedi. Her ikisi de Allah' a teslim oldular (Allah' ın emrine boyun eğdiler). İbrahim, oğlunu şakağı üzerine yatırdı. Biz de ona şöyle seslendik: ' Ey İbrahim, rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı.' Dedik ve ona (İsmail' e karşılık ) büyük bir kurbanlık fidye verdik. Kendisine sonradan gelenler için de iyi bir nam bıraktık. Selam olsun İbrahim' e. İşte biz iyilik yapanları böyle ödüllendiririz. Çünkü 0, bizim mümin kullarımızdandır." (1)
Görülüyor ki, Kur' an da Hz. İbrahim' in gördüğü rüyanın vahiy olduğunu teyit etmiştir. Çünkü Cenâb-ı Hak kendisine seslenirken: "Ey İbrahim, gördüğün rüyaya gerçekten sadakat gösterdin." buyurmuştur.
İbrahim a.s, Allah' ın emrine boyun eğerek oğlunu kurban etmek üzere şakağı üzerine yatırınca Cenab-ı Hak, İsmail' in yerine bir koyun kurban etmesini emretmiştir. Bu, Allah' ın insanlığa büyük bir lütfudur. Allah, insanları Hz. İbrahim' in aracılığı ile insanı kurban etmekten korumuş olmasaydı muhtemelen insanlar, insan kurban etme, gibi korkunç bir geleneğe sahip olabilirdi ve insanları bu korkunç gelenekten kimse de kurtaramazdı.
İbrahim a.s oğlu yerine Cenâb-ı Hakk' ın kendisine gönderdiği koçu kurban etmiştir. Böylece kurban Hz. İbrahim' den sünnet olarak bize intikal etmiştir.
Bayramları birer tatil fırsatı görmek yerine, vecibelerini yerine getirerek layıkıyla yaşamak, çocuklarımıza da bunu yaşama fırsatı vermek bizim görevimiz aslında...
Modern hayatın gereklilikleri bayramları yaşamamıza engel mi? Kavrulan mis gibi kurban etinin kokusunu kim sevmez ki? Bütün aile büyüklerinin bir arada olduğu, mezarlarımızın ziyaret edildiği, küçüklerin harçlıklarla, şekerlerle sevindirildiği, camii de kılınan bayram namazının manevi huzuru, aile olmanın, bir arada olmanın verdiği hazı almanın en güzel yolu bayramlar...
Herkesin bu güzellikleri yaşaması dileğiyle, şimdiden hayırlı bayramlar...