Kurda kuzu mu emanet ettik?

İtilaf devletleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun sondönemlerine "Avrupa'nın hasta adamı" lakabını taktı.

Kurduğu ittifakla “hasta adamı” tarihten silmeye karar verdi.

İlk eylemleri akbaba gibi Çanakkale Boğazına hücum etmek askerimize topyekûn saldırmak, oldu.

Mustafa Kemal Çanakkale savaşına Anafartalar Grubu Komutanı olarak katıldı.

Ve Türk’ün kolay lokma olmadığını, Çanakkale’de Destan yazarak gösterdi.

Daha sonra kurtuluş savaşını kazanarak Türk tarihine 30 Ağustos zaferini altın harflerle yazdı.

Cephede kazanılan savaşlar masa başında kaybedilebilirdi.

Atatürk, yalnızca iyi bir asker değil, aynı zamanda mükemmel bir devlet adamıydı.

Kurduğu Türk Devleti’ni bütün dünyaya resmen kabul ettirmek için, Kurtuluş Savaşına taraf İtilaf Devletleri ile savaşı sona erdirecek bir barış antlaşması için, İsmet Paşa başkanlığında Trabzon Milletvekili Hasan Bey (Saka) ile Sinop Milletvekili Dr. Rıza Nur Bey’den oluşan bir delegeler kurulu seçti.

Bu kurul, Lozan’da Türkiye’yi temsil etti.

Lozan barış görüşmeleri  İsviçre’ de 8 ay sürdü! 

Türk tarafının kayıtsız şartsız bağımsızlık talebi nedeniyle çok çetin geçti.

Kısaca ifade etmek gerekirse Türkiye, Türk Milletine kolay Vatan olmadı.

Bu hatırlatmayı neden yaptığımı sanıyorum iyi anladınız!

1915’de Avrupa’nın hasta adamını tarihten silmeye karar verenler, şimdi Atatürk’ün kurduğu ve “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacak” dediği Türk devletini Mustafa Kemal’in Türk Gençliğine hitabesinde açıkça tarif edilen: “gaflet, dalâlet ve hatta hıyanet içinde ki” işbirlikçiler eliyle bölünmek ve yıkılmak isteniyor.

Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi kırsalında teröristle kucaklaşan TBMM’sindeki PKK’lılar Kuzey Irak’a giderek Kandil’de ki örgüt yöneticileri ile görüşmeye, kucaklaşmaya devam ediyor.

Bu kucaklaşma resmiyet kazandı, Devleti yönetenler İmralı’da ki katille kucaklaşıyor.

O katil ininden Türkiye için yol haritası çiziyor.

Basında dolaşan görüşme tutanaklarına göre, bebek katili Türkiye’yi açıkça tehdit bile ediyor.

Kuzey Irak’ta Büyük Kürdistan kurmak için yanıp tutuşan Barzani’ de barış masasının bir ucunda.

İmralı’da iki kere ağırlaştırılmış müebbet hapse hükümlü bebek katili Öcalan Türkiye’ye anayasa dayatıyor.

Devleti yönetenlere emirler talimatlar veriyor.

Tehdit savuruyor.

Şimdi yazının başına dönüp bir daha okuyun!

Kısaca ifade etmek gerekirse, Türk milleti ve Devleti emin ellerde değil!

Eski futbolcu, son dönem Milletvekili Hakan Şükür bile Türk değilmiş!

Kendi ağzı ile söyledi.

Doğrusu çok merak ediyorum.

İktidar partisinin içinde ben Türküm diyen, “Ne mutlu Türküm  diyebilen" bir millet vekili var mı?

Başbakan açıkça Türk milliyetçiliğine savaş açtı ve Türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldığını sık sık açıklıyor.

Türk seçmenleri kaybetmemek içinde her türlü milliyetçiliği diye kılıf hazırlıyor.

Düşünüyorum da, Türk Milleti Kurda kuzu mu emanet etti? 

Canımızla, kanımızla kurduğumuz Türkiye Cumhuriyetini Osmanlı dönemindeki gibi devşirmelere mi emanet ettik?