- Kategori
- Şiir
Kurdi bir çığlık

Şarap, tütün, kaçak çay kokusunu sırtlanmıştı rüzgar.
Toprak damlı, güneşe bakan evlerde çiroklar anlatılırdı.
Köpek havlamaları çığlık sessizliğinde kaybolurdu.
Sonra;
dağlardan kurşun sesi yayılırdı: belli-belir(siz)!
Tutuşurdu yüreklerin bamteli.
kül olurdu secdeye duran baba.
Ağıtlar yakılırdı dağlara doğru,
Doğa sus-pus olup mahçup olurdu insanlık;
ve ona ait ne varsa.
Kırılırdı kardeşlik kapıları :komutlar eşliğinde!
Yere yatırılırdı onurlar,
talan edlirdi umudlar.
ve;
Tek sevdanın sevdalıları yalnızlaşırdı.
Çığlık olunur analar, tükenirdi bir damla göz yaşında.
Acılar kalırdı geriye,
Kar altında kalırdı duygular,
Artık tek mevsimi yaşardı ülke...
ve;
Dağlara sevdalanılırdı kabus-i kışın baharında.
Sarı mekaplılar direnmeye koşardı.
O zaman doğardı işte:
analarının gözlerinin kızıllığında halay çeken çocuklar.