Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

25 Nisan '10

 
Kategori
Futbol
 

Kurnaz Vural ve Tilki Daum

Kurnaz Vural ve Tilki Daum
 

Zorlu maçı kazanan Fenerbahçe, önemli bir virajı döndü.


Kasımpaşa'nın Trabzonspor ile oynadığı son maçı izleyenler, Fenerbahçe'nin bu dönüm maçında fazla zorlanmayacağı yönünde hemfikir idiler. O maçta çizgi halindeki defansını santraya kadar çıkararak alan daraltmayı deneyen lacivert-beyazlılar, Umut Bulut'un defans gerisine sarkarak yakaladığı çok sayıda pozsiyon vermişler ama bizzat Umut'un beceriksizliği yüzünden çok farklı yenilmekten kurtulmuşlardı. İşin aslı Kasımpaşa'nın son dönemde seyrettiğim maçlarında hep farklı karakterdeki futbol anlayışlarını izledik. Bursaspor karşısında savunmada kalan ve mahkum oynayan Yılmaz Vural'ın öğrencileri savunma bloğundan gelen bireysel hatalar sonucu mağlup olmuşlardı. Trabzonspor önündeki hücum hevesleri ise ofsayt taktiğinin içinde barındırdığı potansiyel tehlikelere kurban gitti.

Ligde düğümün çözülmesini beklediğimiz bu dönemde oynadıkları Fenerbahçe maçına ise bambaşka bir anlayışla çıktılar. Yılmaz Vural'ın Fenerbahçe'den çekinmek yerine bilakis saldırarak oynamayı seçtiği bu anlayış, ilk 45 dakika itibariyle Kasımpaşa açısından arzulanan sonuçları verdi. En son Eric Gerets, Galatasaray'ı şampiyon yaptığı sene takımına bu denli belirgin 4-1-3-2 oynatmıştı. Savunmanın hemen önündeki Emre Toraman'ın zaman zaman stoperlerin arasına girerek savunmayı sağlamlaştırdığı; orta alandaki Sancak, Murat Erdoğan, Yekta üçlüsünden Murat'ın serbest oynayıp “playmaker” rolünü üstlendiği dizilişte Cenk – Şahin ikilisi de Fenerbahçe savunmasının oyuna katılması zorlaştırıyordu.

Kasımpaşa ikinci devrede kendi kalesi önüne yığılmaya başladığı 55.dakikaya kadar bu düzende sarı-lacivertli takıma büyük sıkıntı yaşattı. Ne zaman ki, Fenerbahçe defans güvenliğinden fedakarlık etmek zorunda olduğunu anlayıp risk almaya başladı Kasımpaşa da -belki psikolojik olarak- geri çekilerek bir anlamda kendi ipini çekti. Bu maçta ve ligin kalan kısmında yenilen gollere bakarak Kasımpaşa takımında fizik kondisyon problemi olduğunu iddia etmek mümkün fakat yedikleri gol sonrası ilk yarıdaki hücum iştahını yeniden kavuşmaları sorunun daha çok mental kaynaklı olduğunu gösteriyor.

Karşılaşmanın genelini Fenerbahçe açısından ele alacak olursak, sarı-lacivertli takımın 55-75 arası 20 dakikalık bölüm dışında iyi oynamadığını söyleyebiliriz. Elbette bu haftalarda ve klasmanın bu durumunda iyi futbolun karın doyurmadığını da. Gündüz maçının Fenerbahçe gibi gece maçlarını kanıksamış bir ekibin biyoritmi üzerinde menfi etkilerinden de söz edilebilir. Ancak mevcut durumda yapılması en elzem olan kritik; Fenerbahçe teknik direktörü Christoph Daum'un 23.haftadaki İ.B. Belediyespor maçı sonrası dönüş yaptığı kontrol futbolundan önemli ölçüde randıman almasıdır. Sarı-lacivertli takım, 24 ile 31.haftalar arasında oynadığı 8 maçta, 7 galibiyet 1 beraberlik ile 22 puan topladı. Bu süreçte 3-0 hükmen kazanılan Ankaraspor maçı dahil atılan gol yalnızca 10 ama yenen gol hanesinde yazan “sıfır” çok şeyi açıklıyor. Lig başındaki sekiz maçlık galibiyet serisini ve 24 puanı hesaba katacak olursak, ortaya çıkan tablo çok ilginç. Fenerbahçe; ilk ve son sekiz haftadaki 16 maçta 46 puan toplamış (maç başına 2.875), kalan 15 haftada ise yalnızca 21. (Maç başına 1.4).

Bu tabloya rağmen 31.maçlar sonunda kalesinde Fenerbahçe'den beş gol daha az görerek “ligin en az gol yiyen takımı” ünvanına sahip Beşiktaş'ın lige havlu atması çok manidar. Demek ki, “Futbol savunma ve hücum prensiplerinin bir bileşimidir.” tezine “klişe” muamelesi yapmaktan öte, içerdiği anlama odaklanmakta fayda var. Christoph Daum ile Mustafa Denizli arasındaki farkı Yılmaz Vural'ın ortaya koymasına kimse şaşırmasın. Derbi haftasında Mustafa Denizli de Yılmaz Vural kadar cesur olabilse bugün ligin tablosu değişebilirdi.

 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..

 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara