Kurşun beyazı, altın maskesi ve güzelleşmek adına yapılan ölümcül yanlışlar

Kadim tarihten beri insanlar ölümsüzlüğü ve ebedi güzelliği düşlemişler, onun sırrının peşinden koşmuşlardır.

Krallar, imparatorlar sonsuza kadar yaşayıp genç kalmak bu dünya da hüküm sürmek istemişler, bilge kişilerden ve kâhinlerden medet ummuşlardır.

Doğu kültüründe de batı kültüründe de efsaneler  ve destanlar ölümsüzlük arayışlarıyla doludur.

Kadınlar, ortaçağ simyacıları ile birlikte ebedi gençliğin sırrını bulmaya çalışmışlar ve bilgilerini nesilden nesile aktarmışlardır.

Simyacıları ilgilendiren konunun bilimsel ve felsefi yönü, kadınları ilgilendiren ise çoğunlukla pratik tarafı olmuştur.

20. yüzyıla gelindiğinde özellikle sinemanın yaygınlaşması ile Avrupa ve Amerika’da makyaj yapmak, özellikle de sinema yıldızları gibi giyinmek ve makyaj yapmak modaya uymanın göstergelerinden biri haline gelmiştir.

Günümüzde kozmetiğin bu denli hızla yayılmasının ve kabul görmesinin esas sebepleri arasında Hollywood sinema endüstrisi ve onun yıldızları başrol oynamıştır.

Sonuçta, özellikle kadınlar uzun yıllar genç ve güzel kalmak uğruna birçok şey denemiş ve tecrübelerini nesilden nesille aktarmıştır. Bugün kozmetik ürün çeşitliliğinin geldiği nokta inanılmazdır.

Ama bu gelişim bazı yanlışlarında olmadığı anlamına gelmez. Sektör zaman zaman insanın zaaflarını paraya ustaca çevirmenin yollarını da hiç kaçırmamaktadır.

Bana göre bunlardan en çarpıcı olanı insanın altına olan zaafının burada bile kullanılıyor olmasıdır.

İşin ilginç yanı benzer yanlışların tarihsel süreçte de hep yaşanmış olmasıdır.

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GÜZELLİK ADINA YAPILAN YANLIŞLAR

KRALİÇE KLEOPATRA'NIN GÜZELLİK SIRLARI

Geçmişin mevcut imkânları ile yapılan ve mucizevi etkisine inanılan bir çok formülünde bugün yanlış olduğu da biliniyor. O yüzden geçmişten günümüze uyarlanan her bilgiyi de bilimsel destek aramaksızın kullanmakta da büyük sakınca var.

Kleopatra’ da güzellik adına bazı yanlışlar yapmış veya bugün modern kadının asla kullanmayacağı türden ürünler kurgulamış.

Bu uygulamaların o günkü koşullar üzerinden değerlendirilmesi gerekiyor.

…………………

İşte Kleopatra'nın güzel olmak için birbirinden ilginç güzellik tarifleri...

Arının balmumunu reçine ile karıştırarak saç şekillendirme losyonu olarak kullanıyordu.

Tarçını hayvan yağında ovarak parfüm elde ediyordu.

Efsanevi kraliçe parfümlerinin bozulmaması için onları serin tutması nedeniyle su mermerinde saklardı.

KAZ YAĞINDAN SÜRME

Deodorant etkisi için, keçiboynuzu taneleri ile tüm vücudunu ovuyordu.

Kleopatra'nın sabunları bir iki tane kireçtaşı ve bitki veya hayvan yağı ile karıştırılıp yapılıyordu.

Gri makyaj için Kızıldeniz kenarında bir madenden çıkarılan, kurşun sülfatı olan mesdemet maddesi kullanıyordu.

Göz bakımı için, sürme ve kaz yağından bir bakım kremi kullanıyordu. Yeşil göz boyası için lacivert taş, bal ve toprak boyasından bir macunu kirpiklerine sürüyordu.

Gözleri serinletmek için etkili bir göz yıkayıcı olarak, ufalanmış yeşil mineralleri suyla karıştırarak kirpiklerine sürüyordu. Kleopatra bunlara alternatif olarak öğütülmüş keçiboynuzu, fermante edilmiş bal ve ezilmiş kereviz de kullanıyordu.

Bu formüllerin çoğunu günümüz kadınının asla çantasında gezdirmeyeceği kesindir.

1.ELİZABETH’İN YÜZÜNÜ BEYAZ KURŞUNLA SÜSLEYEN MASKESİ( GENÇLİK MASKESİ OLARAK TARİHE GEÇMİŞTİR )

Avrupa’da ortaçağ, Rönesans ve endüstri devrimine kadar geçen dönemde sıradan insanlar, dışarıda tarımsal işlerde çalışmak zorundaydılar dolayısıyla beyaz tenli Avrupa ırkı güneşten esmerleşiyordu. Daha soylu erkek ve kadınların ise boş zamanları olduğundan ve güneş altında çalışmak zorunda olmadıklarından ten renkleri değişmiyordu. Dolayısıyla Avrupa’da ten rengi insanların soylu olup olmadıklarını anlayabilmek için bir kriter haline gelmişti. Soylular ten renklerini daha beyaz gösterebilmek amacıyla yüzlerine pudra ya da arsenik karışımlı beyaz kurşun sürüyorlardı bu sayede daha da aristokrat bir görünüm elde ettiklerini düşünüyorlardı. İngiltere’de 1.Elizabeth yüzünü beyaz kurşunla süsleyen ( gençlik maskesi olarak tarihe geçmiştir ) en meşhur simalardan biriydi.

Çeşitli kaynaklarda, I. Elizabeth dönemi İngiltere’sinde saraylı kadınların güzelleşmek için sıcak bir banyodan sonra vücutlarını ve yüzlerini şarapla ovdukları ve süt banyosunun soylular arasında güzelliğin vazgeçilmez koşulu olduğu anlatılmaktadır.

Bu alışkanlıkta o dönem Avrupa’sında çok can almıştır.

DİĞER ZEHİRLİ FORMÜLASYONLAR

19. yüzyıla kadar, yüz beyazlatmada, içinde karbonat, hidroksit ve kurşun oksit bulunan özel bir karışım kullanılıyordu. Her kullanımda bedende biriken bu maddeler, sayısız fiziksel rahatsızlığa neden olur; kimi zaman kasların felç olmasına ya da ölümlere yol açardı. 19. yüzyılda bu ölümcül karışımın yerine, içinde çinko oksit bulunan yeni bir yüz pudrası kullanılmaya başlandı.

Göz pudrası olarak kurşun ve antimuan sülfürü, dudak boyası olarak civa sülfürü ve gözlerin parlamasını sağlamak için de güzel avrat otu gibi zehirli maddeler kullanılıyordu.

Bugün bu preparatların çoğunun güçlü zehirler olduğu bilinmektedir.

VE GÜNÜMÜZ MODERN DÜNYASI.

ALTIN MASKESİ

(Alıntı)

‘’’’’’Altın Yüz Maskesi

Altın yüz maskesi, yüze uygulanan 24 ayar altın folyo veya jel ile yapılan bir tedavi uygulamasıdır. Amacı kırışıklıkları azaltarak cilde genç bir görünüm kazandırmak olan altın maskesinin etkisi altın metalinin yumuşak olması nedeniyle cilt tarafından daha kolay emilmesinden gelmektedir. Altın yüz maskesi ile kuru ve yağlı ciltler dengelenebilir, cilt yumuşar ve akne oluşumunda azalma sağlanabilir.

Altın yüz maskesinin sağlayacağı yaralarlar büyük oranda kişinin cilt türüne ve yaşına bağlıdır. Maske uygulandığından cilt toksinlerden arınırken güneşin zararlı ışınları nedeniyle oluşan lekeler hafifler. Maskenin detoks özelliği, akneye neden olan bazı bakteri türlerinin azaltılması ve yeni aknelerin oluşumunun engellenmesi bakımından etkili bir çözüm olarak kullanılabilir.

Altının Cilde Faydaları

Altın maskesi son yıllarda ticari bir uygulama olarak kullanılsa da aslında geleneksel Çin tıbbında genç bir cilt için vazgeçilmez bir unsur olarak kullanılmaktaydı. Yine eski Mısır’da Kleopatra’nın tüm vücudunu altın yapraklarıyla sararak cildini genç tutmaya çalıştığı söylenenler arasında. Günümüze dönecek olursak altın kırışıklıkları azaltmak, tahriş olan cildi sakinleştirmek, cildi sıkılaştırmak ve nemlendirmek için kullanılıyor.

Bazı uzmanlar iltihaplı cilt hastalıkları tedavisinde, cilt hücrelerine oksijen moleküllerinin taşınmasını arttırdığı ve cilt hücrelerinin yenilenmesini sağladığı için altın maske tedavisi tavsiye ediyor. Altın yüz maskesi uygulamasının yaratıcılarına göre nemi hapsederek cildi sıkılaştırıyor ve kollajen kaybını önlüyor.’’’’

KİŞİSEL GÖRÜŞÜM BU BİLGİLERİN KESİNLİKLE KANITLANMIŞ OLMADIĞI VE BİRÇOĞUNUN DOĞRULUĞUNUN HİÇBİR ZAMAN KANITLANAMAYACAĞININ DA KESİN OLMASIDIR.

Net olan; insandaki zenginlik, güç ve ihtişam algısının odağında ki metalin buraya uyarlanmış olmasıdır.

Özet olarak insanın güzel olma tutkusu adeta bir çılgınlık ve küresel çapta bir salgın hastalık boyutuna ulaşarak devam ediyor, edecek de. Öyle görünüyor.

Burada ne bütünüyle reddedip ne de körü körüne bağımlısı olmadan, doğru seçimleri yapmak, kendi güvenli markalarımızı oluşturmak ve sektör bazında da ihracatın arttırıp Ülkeyi bu pazarda var etmek gerekiyor.

Güzellik sektörü daima alıcısı olan bir sektör olarak, çok sayıda illüzyon içeren göz kamaştıran büyümesine devam ediyor.

Tamamen bilgilendirme amacı taşıyan yazımın kişi, kurum ve mevcut uygulamaları hedef almadığını, sadece alanda 10 yılı aşkın süredir aktif olarak çalışan bir bilim insanı olmanın yanı sıra bilinçli bir tüketici olarak da düşünce paylaşımı olduğunu beyan ediyorum.

Saygılarımla.

Prof. Dr. Nazan Apaydın Demir

Muğla