Kürt Sorunu Arabeske mi Benziyor

Bir zamanlar, Ülkemizde, resmi yayın kuruluşu (TRT) tarafından, dışlanmış ve hatta yok sayılan bir müzik akımı vardı. Arabesk! Bu müzik; yoksul halk arasında yaygın bir şekilde dinleniyor. Halkımız bu müzikle dertlenip, bu avazla ağlıyor, içiyor ve hatta kendini jiletliyordu. Yıllar var ki, bu türe ve bu müziğin öncülerine Resmi siyaset ve onun idaresindeki TRT, ne mikrofonlarında ne de ekranlarında yer vermedi. Hele Aydınlarımız ve biraz okumuş yazmışlarımız (Ben dahil) arabeski lanetli müzik gibi algılıyordu. İşin doğrusu ben hala dinlememeye çalışırım, ama her tarafımız arabesk olduğu için dinlememek elde mi şimdi? ABD merkezli Liberal ekonomi ve bu alt yapı ile değişen üst yapısı ile radyo ve TV lerin özelleşince, Arabesk özel yayın kuruluşlarında arz-ı endam etmeye başladı, bunun reytingine dayanamayan TRT de arabesk realitesini tanımak zorunda kaldı. Ve hatta arabesk bir TRT yönetimi de var şimdi.

Kürtlerin durumu da arabeskin gelişimine benzemiyor mu? Yıllarca, var olan bir toplumu; önce yok saydık, arkasından da, bunlar ayrı bir etnik değil dağlı kar Türkleri (Kart-Kurt, zart-zurt) dedik. Tabii bunları diyen halk değil resmi politikaydı. Oysa ki

Türk halkı, Kürt diye bir etnik roplum olduğunu biliyor ve de bu insanlarla da can ciğer arkadaş, kardeş, et-tırnak hesabı , kız alıp kız vererek iç içe olmuşlardı. Kürtlerin, yaşadıkları topraklarından kopup, taşı toprağı altın olan ve daha gelişmiş (Kapitalist ekonomik ilişkilerin yaygın olarak hayata geçtiği) batının metropol kentlerine gelmesi, bu kentlerde tutunabildiği gecekondu alanlarından şehrin merkezine doğru akan işgücü ve zaman zaman da gayrı resmi işlerle ilerlemesi, bu durumu kullanan (Önce sosyalist olduğunu iddia eden, sonrada milliyetçi, etnikçi yapıya dönen) PKK şiddeti ile önce Kürt realitesi tanındı, ardından bunların bir sorunları olduğu hatırlandı. Ve şimdi de Ülke ve yetmiş milyon vatandaşı, bu sorunun ortağı oldu ve çocuklarını kurban veriyor.

Yani anlaşılan, önceleri yok sayılan Kürtler, bir zamanlar resmi zihniyetin kulak ardı ettiği Arabesk kadar iliklerimize işlemedi mi? “DU BAKALİ, NOLCEK ŞİMDİ” diye diye, sorunlar yumağının içinde batıyormuşuz gibi geliyor bana. Soruyorum, NOLCEK şimdi?