- Kategori
- Blog yazarları tartışıyor!
Kürtaj, Türban... Dincilerin Kadınlar Üzerinden Yürütmüş Oldukları Ahlâksız Siyasetleri
- Dincilik! Kadınlar üzerinden varlığını ikâme ettirmeye devam ediyor. Yıllarca kadınların türbanı üzerinden sıkı bir sömürü çarkı yaratıp, türban hadisesini her daim gündemde tuttular, şimdi ise kadın bedeni üzerinden ahkâm kesmekteler. “Kürtaj cinayettir” diyerek kürtaj konusundaki bütün tartışmaları daha baştan savuşturmak suretiyle, boş meydanda at koşturmaya çalışıyorlar. Örneklemeleri ise daha baştan sorunlu…
- “16 yaşındaki bir kız, erkek arkadaşıyla cinsel ilişkiye girerse…” lafıyla başlayan benzeri örneklemelerden, toplumsal ahlâk derslerini dillerine dolaşmışlar.
- Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise, “Tecavüz sonrası doğacak çocuğa anne istemezse devlet olarak biz bakarız” demekte.
- Güler misin, ağlar mısın?
- Ve daha da ötesi, efendim Kürtaj hakkı bir 12 Eylül ürünüymüş! Neylersiniz, dinciler kendilerini var etmiş olan 12 Eylül darbesine dünyayı dar edecekler ya… 12 Eylül hadisesine dünyayı dar etmeyi çok istiyorlarsa, mesela YÖK yasasıyla başlayabilirlerdi. Seçim barajı, siyasi partiler yasası, zorunlu din dersleri… Bunların hepsi 12 Eylül darbesinin ürünleri imalatları değil mi?
- Kaldı ki İtalyan La Stampa Gazetesi dahi şöyle bir soru sormak gereksinimi duymuş, “Türkiye’de onca kadın sorunu varken, siyasal iktidar neden kürtaj karşıtlığını gündeme getirmektedir?” diye.
- Daha önce de çok defalar ifade ettiğimiz gibi, bizim devletimizin kadim bir hastalığı var. Bu kadim hastalık doksan yıllık cumhuriyet tarihinde daha da belirgin bir şekilde ortaya çıkmaya başladı ve ille de bu devlet topluma neyin doğru olduğunu, neyin yanlış olduğunu gösterecek. Nasıl ki kılık kıyafet hususunda doğrunun ne olduğuna devlet karar vermişse… “Şapka iyi bir şeydir” deyip, aksini düşünenleri bir şapka takıp takmama meselesi yüzünden istiklâl mahkemelerinde yargılama gereksinimi duymuşsa… O zamanın devlet muktedirleri toplumu bu gibi hususlarda biçimlendirmeyi kendilerine görev bilmişler, bu günün muktedirlerinin de pek ala onlardan eksik kalır yanları yok. Devlet dayatması her dönemin kadim bir hastalığı olarak karşımızda durmakta… Ve tabii ki bu güne dair bize düşen en yalın söylem “Kadın bedeni üzerinden ahkâm kesmek kimsenin haddine değildir” demektir.
- Sokak ortasında, aile içerisinde kadınlar şiddete maruz kalırken… Tecavüz vakaları diz boyu hale gelmişken… Henüz daha 13 yaşındaki kız çocuğuna onca kelli felli adam tecavüz etmişken… Her gün yaşanan kadın cinayetlerinin üçüncü sayfanın kupür haber statüsüne düştüğünü görüyorken… Şimdi mesele kürtaj yasağı mı olmalı? Ki bir tarafta kürtajı cinayet olarak atfetmeye çalışanların, merdiven altı kürtaj operasyonlarında kaç insanın canından olacağını hiç mi hesaba katmıyorlar? “Sezeryanla doğuma karşıyım” derken, performansa dayalı sistemi AKP öncesinin siyasal iktidarları mı getirdi?
- Haziran‘da kürtaja ilişkin yasal düzenleme meclise gelecek. AKP ve Başbakan rezilliklerine bir yenisini daha ekleyecek gibi görünüyor.
- Bu dincilerin kadınlar üzerinden yürütmüş olduğu ahlaksız siyasete lanet okumak gerekiyor.
- Toplam blog
- : 1509
- : 1145
- Kayıt tarihi
- : 07.08.07
Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..