- Kategori
- Güncel
Kürtler, BDP'den ibaret değil, oyuncağı hiç değil!.

''Cumhurbaşkanı Gül'ü, Diyabakır Bağrına Bastı...'' (Basın) İŞTE BU!..
'İki Dillilik'' tartışmaları başlatıldı ya, arkasından hemen fiilî durum oluşmaya başladı PKK yandaşı bâzı belediyeler! Belediye Hizmet Birimlerinin Yön levhalarını, '' değiştirmeye başladılar.
Tamam, değiştisinler... Bir Türk olarak bundan gocunmuyorum. Ama bakınız; KÜRTÇE YAZILAR üste TÜRKÇE YAZILAR alta alınmış. (Bereket Diyarbakır Belediyesi, Cumhurbaşkanını ağırlarken bunu yapmadı.)
Bu ne demek peki beyler ?!..
Açık açık, Türkiye Cumhuriyeti'ni takmama(!) ve hafife alma değil midir?
Yıllarca sağ kesimi desteklemiş, şimdi de CHP'yi desteklemeye karar veren İZOL AŞİRETİ ' nin lideri Hamit İzol 'u seyr'ettim bir TV programında.
Çok mâkul mesajlar verdi bir KÜRT olarak.
Bir cümlesine dikkat kesildim. İki dillilik konusundaki görüşleri sorulduğunda, izahatını yaptıktan sonra diyor ki Sayın İzol;
''Aslında bu tür mes'eleri biz Kürtlerden çok Türkler yaparsa, onlar savunursa daha inandırıcı olur, bu mes'eleyi daha kolay çözeriz...''
Tamam kardeşim, savunalım hattâ bunu yapıyoruz da çoğu zaman. Hattâ TV'lerde, onlaca Türk aydını, Kürtlerden çok daha fazla ve ateşli savunuyor Kürtleri.
Şimdi de yaparız/yapıyoruz, bundan sonra da...
Ama ricâ etsek siz, bâzı KÜRTLER evvelâ kendine bakması lâzım!
Bu vatanda 30 yıl evveline kadar, kimsenin kimse'yle hiçbir mes'elesi yokken, dış güçlerin ve içteki uzantılarının başımıza sardığı bu PKK belâsından sonra çıkmadı mı bu, TÜRK-KÜRT işi ?..
Bâzı kesimler; ''Kürt mes'elesi de Kürt meselesi'' diye söylenip duruyor yıllardır.
Televizyonda katılımcı soruyor;
-Yıllardır, ''Kürt mes'elesi deyip duruyorsunuz. Ne'dir şu Kürt mes'elesi? Lütfen bana açıklar mısınız?!..Kürtler bu memlekette Cumhurbaşkanı mı, Başbakan mı, Genelkurmaybaşkanı mı (vs...vs...) olamıyor ''
Diğer katılımcı;
-Eee!...İşte şeeyy!..
İşte hep böyle, varsa-yoksa hep klişeleşmiş laflar ama izahat'ta top, hep tac'a;
-Kürt mes'elesi çözülmesi lâzım!..
Yâ Hu Kardeşim;
Kürt mes'elesinden kastınız;
''Herkese eşit özgürlük'' se, bizim de derdimiz O!..
''Herkese eşit adalet'' se, bizim de derdimiz O!..
''Her yere eşit kalkınmışlık'' sa, bizim de derdimiz O!..
''Her etnik grubun dilini rahatça konuşabilmesi'' ise, bizim de derdimiz O!..
Vs...Vs...bunlar çoğaltılabilir...
Yâni biz Türkler olarak hangi hakka sâhip'sek, diğer etnik grupların da, sizin de aynı hakka sahip olmanızdan yanayız. Netice de hepimiz T.C. vatandaşıyız.
Yalnız kusura bakmayın, burası Türkiye Cumhuriyyeti ise eğer, siz de bunu kabul ettiğinizi samîmiyyet'le îlân etmeniz gerekmez mi?!
Yoksa asıl dert, birilerinin kışkırtmaları ile; ''Üzüm yemek değil de bağcıyı dövmek mi?(!)''
İşte gördük İki Dillilik tartışmalarının ardından, ''fiilî durum oluşturalım'' derken yaptıklarını.
Yukarda yazdım; ''KÜRTÇE YAZILAR''ın üste, ''TÜRKÇE YAZILAR''ın alta alınması ne mânâyaya geliyor Sayın İzol?
Bu, resmen kışkırtma, inatlaşma, başkaldırma işâreti değil midir?..
Ben ve bu süreçte benim gibi Kürt Kardeşlerimizi bir çok konuda destekleyen Türk kardeşim, böyle hareketler oldukça nasıl savunacaklar böyle hareketleri?
Onlar evvelâ bu millete, bu devlete, bu bayrağa saygısını, sevgisini ve bağlılığını açık seçik îlan etsinler bir bakalım. Biz her zaman onların bu mâkul isteklerinin yanında olduğumuzu, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da avaz avaz bağırırız/bağıracağız Sayın İzol. Sizin gibi samîmi Kürt kardeşlerimizle her zaman konuşmaya hazırız.
Kürtle'in, sâdece BDP'den ibâret olmadığını herkekes gibi samîmi KÜRTLER de biliyor ve her seçimde gerekeni yapıyor.
KÜRTLER'in , BDP'nin Oyuncağı olmadığını da her zaman gösteriyor. Üstelik bütün baskı, tehdit ve yıldırmalara rağmen.
Sağlık ve Muhabbetle
2010.12.31, cuma
Bektaş Azizoğlu