Uğur Dündar'a mektup var.

Sayın Uğur Dündar,

Siz habercilerin işinin ne kadar zor olduğunu dün bir kez daha anladım.
Siz basına siyasetçileri nasıl yansıtırsanız halkımız da onları öyle tanıyorlar.
Dün yaptığınız program gibi programlar yapmaya devam ederseniz konuklarınız da kendilerini tanıtma olanağına sahip olurlar. Dün akşam da en azından kullandıkları
hitap şekilleri sayesinde kimin haklı, kimin haksız olduğunu umarım birçok kişi anlamıştır.

Anlayanlar anlamayanlara anlatırsa böylece herkes en azından oy kullanmadan önce kararlarını değiştirebilir. Aslında ben araştırmadan, oy verdiğimiz kişinin kim olduğunu öğrenmeden birisinden hizmet beklemenin piyangodan ikramiye kazanmak kadar zor olduğunu düşünüyorum.

Herkesin nasıl oy kullanmak vatandaşlık görevi ise, oy verecekleri kişiyi önceden araştırmaları daha önce yaptıkları çalışmaları, eğitim durumlarını ve hatta mal varlıklarını incelemeleri de vatandaşlık görevi olmalı. Hakkında bilgi sahibi olmadığınız kişiye sadece A ya da B partisi mensubu olduğu için oy vermemeliyiz. Hadi daha önceki seçimlerde hata yaptık diyelim, bundan sonraki seçimlerde daha dikkatli olmalıyız. Bu bilinci herkese aşılamalıyız.

Sizden isteğim; bundan sonra da pes etmeden siyasetçileri tanıtmaya devam etmeniz. Günümüz Türkiyesinde yolsuzlukları ortaya çıkarmak ta size düşüyor her zamanki gibi. Dedim ya işiniz çok zor. Ne kadar kendinizi sinirleri çekilmiş bir et gibi hissederseniz hissedin, sizin de çok etkilendiğinizi ve üzüldüğünüzü hepimiz ekran karşısında gözlemleyebildik. Hele tarafsız olmadığınız iddia edildiğinde ne kadar çok sinirlendiğinizi ve kırıldığınızı da... Her zaman kendilerini savunmaya hazırlar. (Minareyi çalan kılıfını hazırlar misali.) İnsanları yıldırmak için maalesef son derece örgütlü çalışıyorlar.

Umarım siz, hiç yılmadan görevinizi yapmaya devam edersiniz.
Kolay gelsin.

Saygılarımla,

Ülkesini çok seven ve gelecek için endişelen duyarlı bir vatandaş