Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '16

 
Kategori
Kitap
 

Kürtler; Ezidi'nin, Nasturi'nin ve Ermeni'nin ahını almışlardır

Kürtler; Ezidi'nin, Nasturi'nin ve Ermeni'nin ahını almışlardır
 

Kürtler Müslüman olduktan sonra, Müslüman olmamış soydaşlarıyla ve binlerce yıl beraber yaşadığı diğer halklarla çekişmeli dönemler geçirmişlerdir.
 
Ezidiler, Müslüman olmayan Kürtler'in bir kısmıdır. İnançları bütün orta doğu kaynaklı dinlerden bir özellik, bir ritüel almış inanç sistemidir. Kürtlerin İslam'ı kabulünde sonra, Şafii mezhebine girerler. Kürtler arasında Şafii mezhebi yayılınca, Müslüman Kürtler soydaşları Ezidilere karşı gard alırlar. Kardeşlerine küserler. Düşmanlık besleyip horlarlar. Ezidi öldürmenin sevap olduğuna bile inanırlar.
 
Nasturiler ve Ermeniler, Kürtlerin soydaşı değillerdir, ama binlerce yıl beraber kardeşçesine yaşamışlardır. İkisi de Hristiyanlığı kabul etmiş halktır. Emperyalistlerin orta doğuda bir 'Hristiyan devleti' projesi vardır. Bundan huylanan Osmanlı, Kürtleri, Nasturilere ve Ermenilere karşı kışkırtır. Kürtler de kışkırtmayı aşkla benimser. Binlerce yıl beraber yaşadığı komşularıyla kanlı bıçaklı olur. Katledilmeleri için fetvalar yayınlanır. Sonuçta, binlerce yıllık komşu olan Nasturiler ve Ermeniler anayurtlarından kovulur.
 
*
 
Ben Kürtlerin en çok kendi tarihlerine öz eleştirel bakabilme yönlerini severim. Mesela yukarıdaki meseleyi en az %80'i kabul eder, atasının yanlışını eleştirir. Körü körüne savunup kutsamaz geçmişini. Maalesef biz Türklerde bu oran çok azdır. Özeleştirel tarih bilinci %10'u geçmez okumuş yazmışlarında bile.
 
*
 
Özeleştirel tarih bilincine sahip bir Kürt kalemden, Kürt edebiyatı, kültürü ve tarihi üzerine yazılmış güzel bir çalışma okudum.
 
O Kürt kalem, Muhsin Kızılkaya.
 
Muhsin Kızılkaya'nın 'Açlığın Sofrasında' adlı kitabını okudum Ve çok beğendim.
 
İletişim Yayınları'ndan 2011 yılında çıkmış. Türü, öykü. Sayfa sayısı, 239.
 
*
 
Muhsin Kızılkaya'nın bu kitabındaki öyküler, modern öykü teknikleriyle kurgulanmış alışıldık öyküler değil. Daha çok Kürt kültürü, Kürt tarihi, anılar, masallar, dengbejlerin anlattığı hikâyeler ve Kürt yemeklerinin harmanlanarak oluşturulmuş, roman tadındaki uzun öykülerden oluşuyor bu kitap...
 
*
 
Ve ben çok beğendim bu kitabı. Bence Kürt edebiyatı için büyük bir kazanç. 'Yazıldığı dil Kürtçe olmadığı için, Kürt edebiyatına dahil edilemez' dedi bir arkadaş. Ama ben hiç katılmadım. Edebiyat, dile getirme şeklinden çok, içeriktir, anlamdır, zenginliktir, kültürdür, tarihtir. Muhsin Kızılkaya'nın kitabında hepsi var, sadece başka bir dilde. O halde, Muhsin Kızılkaya'nın bu kitabını, Kürt edebiyatı için bir zenginlik sayabiliriz.
 
Mesela, Cengiz Aytmatov eserlerini Rusça yazmıştır, ama ona Kırgız edebiyatçısı deriz. Çünkü, hem Kırgız'dır, hem de eserlerinde Kırgız yaşamını ve kültürünü konu edinmiştir.

Mesela, Elif Şafak romanlarını İngilizce yazar. Ama Türktür. Türk yaşamını, Anadolu tarihini ve yaşamını konu edinmiştir.
 
Muhsin Kızılkaya, Memed Uzun'un Kürtçe yazdığı o güzel romanların çoğunu Türkçe'ye çevirmiştir.
 
*
 
Muhsin Kızılkaya'nın çözüm süreci zamanında devletin yanında olması, desteklemesi gibi sebeplerle muhalif çoğu Kürt tarafından sevilmez. Ben pek katılmam bu konuya. Sanatçının fikri, duruşu her ne olursa olsun, verdiği ürünler başarılıysa, hiçbir şey o başarıyı gölgelememelidir. Ben öyle yapmaya çalışırım; mesela Nihat Genç'in fikirlerine katılmıyorum diye, edebiyattaki başarısını görmezden gelemem. Mesela, Orhan Gencebay, iktidar destekçisi diye onu dinlememezlik yapmam.
 
-Mustafa Yıldırım - 17.09.2016

 
Toplam blog
: 480
: 715
Kayıt tarihi
: 03.11.12
 
 

Konyalıyım. Edebiyat okudum. Amatör yazar ve şairim. ..