Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '10

 
Kategori
Siyaset
 

Kurultaydan kaymaklı künefe olur

Kurultaydan kaymaklı künefe olur
 

Kemal Kılıçdaroğlu (Kurultay)


Kurultaydan ve Kılıçdaroğlu’ndan… Kaymaklı Künefe Olur

CHP, dün olağan hâle gelen olağanüstü kurultaylarından birini yaptı. Yalnız bu kurultay, diğerlerinden farklıydı… Kurultayın yapıldığı 12500 kişilik salonda, 27000 kişi vardı ve her kesimden CHP gönüllüleri ağırlandı. Bir önceki kurultaydan farklı olarak Kemal Kılıçdaroğlu, başbakana yüklenmek yerine, "İktidar olursak ne yapacağız?" sorusuna değindi. “10 soru, 10 cevap olacak.” dediler; ama 40’tan fazla başlık vardı ve hepsini ele aldı. Saat: 11.30’da Kılıçdaroğlu ve onun ezilmemesi için birbirini ezen iki bin kişi salona girdi. Kılıçdaroğlu, salona girdikten kısa bir süre sonra CHP’nin 15. Kurultayı’nı açtı. Kılıçdaroğlu, konuşmasına çok manalı hitaplarla başladı: “Değeri bilinmeyen; ama başımızın üstünde taşımamız gereken sanatçılar” gibi. Her kesimden CHP gönüllülerinin içinde pek tabi sanatçılar da vardı. Sözlerine Mevlâna’yla başladı. Hoşgörünün, birlik ve beraberliğin altını çizdi. Her kesimden insana seslendi: Emekli, çiftçi, işçi, öğretmen, öğrenci, işadamı, gazeteci, sanatçı… Üniversitelerden, son zamanda üniversite öğrencilerine uygulanan fiziksel ve psikolojik şiddetten bahsetti ve yabancı konuklara, “Sizin ülkenizde böyle bir şey var mı? Sus pus üniversite olur mu?” dedi. 1-2 kişilik odalar, soğuk ve sıcak suyu olan modern yurtlar yapacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, “YÖK denen ucubeyi kaldıracağız.” diye devam etti. Kılıçdaroğlu’nun konuşması; her soruna değinmesi, her kesimden insana hitap etmesi, çok başlığa yer vermesine rağmen az bir süre zarfında konuşup dinleyicileri sıkmaması bakımından iyiydi; ancak eksikleri vardı…

Bir kere Kılıçdaroğlu, profesyonel yardım almalıydı.


Konuşması esnasında, ses tonunu alçaltıp yükseltirken yanlışlar yaptı. Diksiyonu zayıf, dinamizmi düşüktü. Ayrıca, 40 tane başlığa değinip halledeceğiz, şöyle yapacağız, demek yerine, 20 başlığa değinip daha somut örnekler verseydi, etkisi daha büyük olurdu. Parti içi demokrasinin sağlandığı, güçlü genel sekreter yapısının değiştirildiği, her kesimden insanı kucaklayan ve halka inen 2010 CHP’sinde, uluslar arası meselelere daha fazla değinilmeliydi. Kürt Sorunu’yla ilgili birkaç cümle söylenmeliydi. İşte o zaman tamamen kucaklayıcı bir CHP’den söz etmek mümkün olurdu; ama Kılıçdaroğlu sadece farklı dil, din, inanç ve yaşam biçimlerine saygılı olduklarını belirtmekle yetindi. Gerçi iki dile karşı olduğunu ifade eden bir cümle kurması da olumsuz tepkileri üzerine çekmesine sebep olurdu. O nedenle çekimser kalmayı yeğledi. Kılıçdaroğlu, bir önceki kurultaydan farklı olarak Recep Bey demek yerine, Sayın Başbakan demeyi tercih etti. Bunun sebebi, başbakanla arasında herhangi bir spekülasyon yaratılıp değindiği konulara gölge düşmesini engellemek. Kılıçdaroğlu konuşurken salonda ağlayanların olduğunu gördüm. “Ankara adı kara Bu yara başka yara 17 yaşındaydı Kıyılır mı Erdal'a ?” derken 12 Eylül’ün acısına dokundu. “Ah, ah!” sesleri duydum. Kılıçdaroğlu, yüreklere hitap etti; ama diyorum ya, eksikti. Yeni Parti Meclisi’nde farklı kesimlerden, alanında duayen insanların yer alması, CHP’yi başarılı kılacak en önemli adım. Özellikle Binnaz Toprak, CHP için en büyük kazanım ve değeri bilinmesi gereken bir hocadır.

Ancak, Parti Meclisi’nin %25’inin kadın olduğunun hesabı yanlış yapıldıysa, CHP, çok büyük bir hata yaptı, demektir. Kılıçdaroğlu’nun Referandum’da sandığa gidememesinin üstüne kaymaklı künefe olur AKP’lilere ve afiyetle yerler.
 
Toplam blog
: 4
: 424
Kayıt tarihi
: 13.11.09
 
 

1987, Eskişehir doğumlu. Bilumum yayınlarda genel yayın yönetmenliği yapıyor. Eski bir yüzücü. Sosya..