Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

11 Haziran '12

 
Kategori
Haber
 

Kuşadası'nda martıların çığlıklarında gün batımında ufuklarda Özer Türk'ün silueti görünür

Kuşadası'nda martıların çığlıklarında gün batımında ufuklarda Özer Türk'ün silueti görünür
 

‘’Kuşadası’nda martıların çığlıklarını dinlerken, grup denize batarken, ufukta Özer Türk’ün siluetini görürsünüz’’

Yıl 1962, Kuşadası; halkının genelde tarımla uğraştığı, bin yıllarca medeniyetlere ev sahipliği yapmış şirin bir kıyı kasabası. Nüfusu saysanız 3 ya da 5 bin kişi.

Daha önceleri, Alaşehir, Özalp, Sason, Buca ve Varto ilçelerinde kaymakamlık görevi yapan; Cumhuriyet sevdalısı, Atatürk, vatan ve millet âşıklısı, çalışkan mı çalışkan bir kaymakam atanır bu kasabaya. Adı, Özer Türk. Adı ile özdeş, özel bir Türk.

Almanca, Fransızca ve İngilizceyi ana dili gibi konuşan, halkın çok sevdiği ve bağırlarına bastığı Özer Türk. Ufku geniş, öngörüleri güçlü ve vazgeçilmez hayalleri olan Özer Türk. Şimdilerde efsanevi kaymakam olarak anılan Özer Türk. Fransa ve İspanya hükümetlerince şövalye nişanı ile taltif edilen Özer Türk.

Göreve başlar başlamaz, aynı yıllarda görev yapan belediye başkanı Şaban Alkış’la el ele verir ve devletin sağladığı kısıtlı olanaklara rağmen; öncelikle kasabanın bayındırlık işlerini düzene koyar.

Olağanüstü muhayyilesi; Kuşadası’nın Dünya çapında bir turizm cenneti olması gerektiğini öngörür.

Derhal bu yönde çalışmalara başlar. Ülkede her bir siyasetçiye ulaşır hatta Avrupa’da turizm ile uğraşan yatırımcılara ve hükümet yetkililerine de.

Gelen yerli ve yabancı yatırımcılar ile kasaba halkını da bu konuda ikna eder ve pansiyon işletme fikrini halka kabul ettirir.

Kuşadası eşrafı, esnaf ve halk ‘’Uzun Kaymakam’’ diye de adlandırdıkları bu kaymakamı çok sever ve desteklerler, önderliğinde birçok başarıya birlikte imza atarlar.

O günün koşulları çok zor olsa bile; ne Özer Türk, ne de halk pes etmeden, yılmadan var güçleri ile çalışırlar.

Özer Türk, Milli Park’tan başlamak üzere, Kuşadası’nı baştanbaşa bacasız sanayi Turizmin en önemli merkezi yapabilmek adına, gecesini gündüzüne katar. Zaman olur ki 24 saat bile yetmez!

Yat Limanı, Kuşadası Limanı, Kuş-Tur, Fransız Tatil köyü, Ömer Tatil Köyü, Kısmet Otel, Kervansarayın ve Güvercin Ada’nın restorasyonu gibi eserler, Kuşadası turizmine armağan ettiği yapıtlardır ve halen hepsi faal durumdadır. Kuşadası’nın Dünya çapında bir turizm merkezi olmasını sağlaması da cabası.

Yıl 1967, Hükümet yetkilileri’ Hadi bakalım! Sana başka yerlerde de ihtiyaç var!’’ derler ve Burhaniye Kaymakamlığına atanır. Genç ve dinamik kaymakam hayallerini burada da gerçekleştirir ve birçok tesisin turizme katılması için çalışır. Burhaniye ile Ayvalık arasında kurulmuş bulunan AR-TUR da bunlardan biridir.

Daha sonra Muğla Valisi olarak atanır. Muğla ve kıyı şeridindeki Bodrum, Marmaris, Datça gibi ilçelerin de turizm alanında gelişmesi için var gücüyle çalışır. Hatta sakar Geçidi’nin genişletilmesi çalışmalarında bizzat bulunur. Bodrum’da AK-TUR tatil köyünün de kurucusu olur. Ege ve Akdeniz kıyılarında turizm adına birçok eseri ülkeye kazandırır. Bu arada belirtmekte fayda var! Tüm bu çalışmaları esnasında asla bir hisse veya tapulu bir mala sahip olmaz. Bu konuda son derece hassas davranır… Tüm çaba ve çalışmalarını ülke menfaatleri adına yapar. (Şu an bu satırları okur iken, aklınızdan geçenleri görür gibiyim!)

Zaten ‘’Efsanevi Kaymakam’’ diye bu nedenle anılır.

8 Haziran günü; Kuşadası İBRAMAKİ Sanat Galerisinde; Özer Türk’ün değerli eşi Ediz Hanımefendi, kızları Özden Çakar ve Gülden Evigen ile torunları Sezen ve Ece ve de ailesinin katılımı ile Özer Türk’ü anma günü düzenlendi.

Bu anma günü için aldığım davet üzerine; hazırlıklı gitmek adına kendimce araştırma yapmış idim. Ancak! Dr. Ali Alkış, Muğla Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ünal Türkeş, gazeteci- yazar MB nin duayenlerinden Muzaffer Cellek, Müjgân Şavkar, Turhan Kutucuoğlu, Mustafa Dinçoğlu ve diğer konuşmacıların anlattıklarından Özer Türk, ne kadar araştırma yapsam da kitaplara sığmazmış. Sığmazmış zira sığdırılamayacak kadar üstün nitelikleri olan bir yönetici imiş.

Tabii ki Özer Türk’ü ve başarılı çalışmaları ile insan kişiliğinin anlatıldığı ve de anıldığı bu vefa gününde haklı olarak, gurur, onur ve hüzün hâkimdi.

1975 yılında, Muğla valisi iken, Merkez Valiliğine atanan Özer Türk, devlet hizmetine istifa ederek son verir. Bunca yıl emek döktüğü, başarıları ile damga vurduğu hizmeti, kendisi sona erdirir.

Ve… Yıl 1986, Özer Türk sevdiklerini, ülkeye ve görev yaptığı yerlere veda ederek, çok erken bir zamanda sonsuzluğa uğurlanır…

Ve… Bu anma gününün ardında ben de kalan! Bu denli başarılı ve çalışkan bir yöneticinin, ne yazık ki siyasetin kısır döngüsüne nasıl kurban edildiğidir!

Ve… Şunu daha iyi anladım ki, ‘’az yaşa, çok yaşa, akıbet gelince başa’’ ardında bıraktığın hoş seda ve eserlerin kalır akılda. Gönüllerde iz bırakır ta sonsuza… Ne mutlu böyle anılmaya layık insanlara…

Ve… Eminim ki, Özer Türk anma gününde, bir köşeden ’’O’NU’’ anan ve anlatanları gururla izlemekte idi.

Sevgi ve saygılarımla.

Ayşen Arslangiray Kura

11 Haziran 2012/ Kuşadası’ndan

 

Not; Bu yazıyı anma günü hazırlamış olmama karşın, Muzaffer Cellek üstadın da anma gününü okuyucuları ile paylaşacağı düşüncesinden hareketle; etik kurallar açısından birkaç gün sonra yayına vermeyi uygun gördüğümü belirtmeliyim.

http://blog.milliyet.com.tr/AramaBlogger/ozer-turk----bir-sovalye-gibi-yasadi--bir-sovalye-gibi-oldu---/Blog/?BlogNo=366364

 

 

 

 
Toplam blog
: 533
: 1375
Kayıt tarihi
: 14.11.10
 
 

Aydoğdu; kızgın güneşinde Ağustos'un, sararmıştı altın sarısı başaklar. Kırlangıçların göç dansın..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara