Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '15

 
Kategori
Kitap
 

Küstüm Çiçeği susarken

Küstüm Çiçeği susarken
 

Hayatımda okuduğum en güzel kitaptı


Bir ziyaretin sonunda hediye edilen, “Hocam bir bakar mısın, incelemenizi istiyorum. Şiir sizin nefes alışınız, bu şair için ne diyeceğinizi merak ediyorum.” Cümlesiyle başlamıştı her şey.

Elinde bir şiir kitabı ve yol alırken kendi hayat şiirimin kırgınlıkları içerisinde elimdeki kitaba baktım öylece, her zaman ki gibi ilk yaptığım şeyi yaptım. Nerden çıkmış bu kitap? Yayınevlerinde doğru olanını bulmak çok zordu ve ayağımıza batan dikenlerin sonunda ilk merak ettiğim bu oluyordu. “küstüm çiçeği susarken, Mehmet Sabri Demirci, AKY yayınları, Nisan-2015”

Kapak tasarımında kendi resmi olduğunu düşündüğüm bir siluet vardı, ardında ruhumu dağıtan cümleler, şimdiden diyordu ki “ Aşka hazır ol, aşk sadık olmanın kendisidir.” Bengü Başdoğan’ın kaleme aldığı cümleler ruhumu öylesine dağıttı ki, nefessiz kalışlarımın ortasında suskun bir hal aldım. Ağlamakla ağlayamamak arasında gidip geldiğim dönemlerin içerisinde kendimi şiir yazdığımı sanıyordum. Günde on şiir yazdığım zamanları acemilikten öte geçemeyen anlar olarak nitelendirecektim neden sonra.

Gün içerisinde onca kitap geliyordu bana, bu kitap zamansız çaresizliğime  çare olur gibi geldi cümleleriyle. Hani bazen anlam veremediğiniz bir yakın duymak olur ya bazen nesnelere, bu kitap öyle bir kitaptı sanırım. “ya suskunluğun son demindeyim ya da büsbütün susmanın eşiğindeyim.” Bu nasıl bir cümleydi böyle ilk anda insanın hayat kalesine gol atacak cinsindendi. Gel gör ki başa isme imzalı bu kitabı incelerken, ikinci yenilgiyi içinde aldım. “Bu kitap sadece bir kadına yazılmıştır” hangi şiir kendi başına yazıldı ki, sahibi olan şiirleri sahiplenmeyen kadınlar değil miydi bizi yazdırıp şair yapan, duyguların sonsuz okyanusunda yelken açmamıza sebep. Hayatımın şiirine yazacak kadınıma rastlayamamış olmamdan mıydı bir kitabın başlangıcında aşka dair varlığı gösterircesine adayayım.

Ruhum başka zamanlarda geziniyordu şimdi. Millet vuslata gebe bir halde başlarken en güzel cümlelerine ve şişirme şair ve yazarlar yok satarken, var olan asıl şairlere bu kitapla selam verdim defalarca. Geceleri en sevdiğim kitapları gıdım gıdım su içer gibi içtiğim okumalarımdan biriydi bu. Kitabı hediye eden abime mesaj çekmiştim, bu kitap bendim, benim cümlelerime kardeşti.  “Vazgeçtim” şiiri beni dünyaya tanıtan bir şiirdi ve gördüm ki her şairin bir vazgeçmişliği vardı kendine göre…

Acılarım ne kadar sesliydi artık. Şiirlerini okudukça işte bu olur dedim ancak, yerli yerinde kullanılırsa bir imge, ancak böyle kullanılırdı.  Anlam ötesi bir imge üstadının şiirlerini okuyordum, bu adamla yan yana gelsek kahkahalar havada uçuşur, şiirler bile sarhoş olur hele ki şiirlerin muhatabı olan bir ruh olursa karşımda bir anda yokluğun en hafif tadını alırdı dudaklarında dedim kendi halimde. Ama o bengüye adamıştı kitabı, bende bir şair yalnızlığı.

Şiirleri okurken Serol Dilmeç’ın kitabı geldi birden aşk var der gibi adıma imzalı, alaturka aşk bekliyor ve gözlerimin içine balkıyordu. İlk emri yerine getirip okuyacaktım elbet ama bu kitabı nedensizce öteliyordum. Bilinmeyen numaralara aradım, telefonunu aldım ve telefon ettim. Neden sonra kalp krizi geçiren bir şair abimi ziyaret ettiğimde telefonuma geri döndü şair.

-Merhaba, beni aramışsınız

- Evet, şiir kitabınızı okuyorum ve hayatımda gördüğüm, bunlar benim cümlelerim diyebileceğim kadar kalbimde hissettiğim bir kitap üstadım, yıllardır şiir yazarım ve gel gör ki kitabınıza hayran kaldım, kıskanmadım da değil hani. Şairlerin egosuna yenik düştüğü bu yerlerden selam sunmak istedim size.

- Kahramanmaraş'tan selam olsun size de hocam, onur duydum. Ne güzel cümleler bunlar ki, ben bir öğretmenim, sevindirdiniz beni.

“Kelimeler Biter” diyordu bir şiirinde,

Ve kelimeler biter

Eski bir sevgi tüter gözlerimde

İnançlar yerle yeksan

Vefa sırtımdaki kırmızı

Sevda gemilerimin alaborasına yazgı.

Okunmayı bekleyen onlarca kitabın arasından şiiriyle ben buradayım “ Şiir ölmedi, aşk hala var” diyen bir adamın iç sesiydi bu ve nice iç seslere tercüman oluyordu.

Hayatımın en uzun yolunu sevgiliye alan aşk adamı olan ben, ruhumun en derin yerlerindeki acılarıma dokunuyordum, şairin seslenişiyle sarıyordum ve yüzleşiyordum artık.

Baş ucumdan ayırmadım bu kitabı, her kütüphanede olması gerektiğine inandığım bir kitap “Küstüm Çiçeği Susarken”. Üzülüyordum, böylesine ben olarak gördüğüm cümlelerden bir başkası adına imzalı bir kitaptan ayrılacak olmak, üzer mi adamı?

Umarım bu kitabı okuyunca ne demek istediğimi anlayacak ve bana hak vereceksiniz. Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.

Bir başka kitap analizinde görüşmek dileklerimle

 

BAKİ EVKARALI

NAM-I DİĞER

BAKİCAN

 

 

http://www.facebook.com/bakican

http:/www.facebook.com/yazarbakican

 
Toplam blog
: 121
: 758
Kayıt tarihi
: 13.03.14
 
 

1979 yılında Denizli'de doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Serinhisar ilçesinde tamamladıktan son..