- Kategori
- Şiir
Kuytularında

// Ay yürüdü gözlerimden yırtarcasına
Mührümün efsunu sandığım sen haresinden donup, takılı kaldım //
Sen benim, Arafta ölümcül günahım mıydın, devamlı tökezletip, önümdeyken!
Hangi bahaneyle ay bacadan savuşup
Beni yalnızlığıma düşürür
Neden cehennemine koyverir
Fermanında meczup tutkularım
Caydırmak isterim arzuları
Söz dinlemez dil üstü sözcüklerim
Sen zalimin önde gideni
Dört kitabın da, gökkuşağı bildiği
Aşkın duru halini infaz edip
Mecnun’un Leyla’sını öldürdün
Taş duvarlı mahzeninin kuytularında!
Ahuzarım geçiyor masalsı yüreğimden
Sessiz ayaklarıyla iz bırakarak
Tohumunda filizlenmiyor taç yapraklı çiçeklerim
Duyan duymayana söylesin
Sen beni şahikalarımdan indiren
Bozkıra bulayan tepe taklak ezeli/m.
Sen zalimin önde gideni
Dört kitabın da, gökkuşağı bildiği
Aşkın duru halini infaz edip
Kerem’in Aslı'sını öldürdün
Taş duvarlı mahzeninin kuytularında!
Hayatın kuyusundan
Kana kana su içmişliği mi
Yaşatacağını sanıyorken
Kaynağıma sekteyi vuracağını bilemedim
Sen zalimin önde gideni
Dört kitabın da, gökkuşağı bildiği
Aşkın duru halini infaz edip
Yusuf’un Züleyha’sını öldürdün
Taş duvarlı mahzeninin kuytularında!
Erdemli yaşamın cömertliğinde
Kendime fazlasıyla yetip
İmbiğimden safi tevazu süzülüyorken
Lacivert bir gecenin
Yalan çemberi dudağından
Kurak çağlayanını
Kusturdun alim cehaletinde
Oysa, bana dökülmeni böyle istememiştim ki
Sen zalimin önde gideni
Dört kitabın da, gökkuşağı bildiği
Aşkın duru halini infaz edip
Ferhat'ın Şirinini öldürdün
Taş duvarlı mahzeninin kuytularında!
Vakit dem tutarken
Geçmediğini mi sanıyordun zamanımın
Cimrilik göstererek
Çekil git demeden
Baş belası yeknesaklığınla
Yosuna küf tutan sazlığımdaki yürek
Sen zalimin önde gideni
Dört kitabın da, gökkuşağı bildiği
Aşkın duru halini infaz edip
Kamberin Arzusunu öldürdün
Taş duvarlı mahzeninin kuytularında!