- Kategori
- Müzik
Lâz müziğinden başka, sen ne anlarsın Caz’dan

Bu resim Google görseller bölümünden alınmıştır.
Hem konseri bir basın mensubu olarak izleyeceksin, sonra da hiçbir lâf etmeden, yazı yazmadan elini kolunu sallaya sallaya çekip gideceksin. Böyle bir vefasızlık örneği olamazdı. Olsa bile böylesi bize hiç yakışmazdı doğrusu. Basın kartlarını sağlayan “Açık Radyo’ya” ve de konseri birlikte izlediğim bir Açık Radyo çalışanı olan kızım Feryal Kabil’e çok ayıp olurdu. İlk kez 17. Uluslar arası İstanbul Caz Festivali kapsamında canlı bir caz konseri izleyecektim. Bir arkadaşımın Tony Bennett’e yaptığı övgüler özendirmişti beni konsere gitmeye. Bilemezsiniz ne kadar da iyi bir iş yapmış. “Lâz müziğinden başka, sen ne anlarsın Caz’dan”, yakıştırmasını söyleyenler utansın. İngilizce söylenen şarkı sözlerinin hepsini anlamasam da, caz müziğini algılamak için özel bir çaba sarf etmedim doğrusu. Müziğin evrensel diline ayak uydurarak ritme alkışla tempo tutmam, Tony Bennett gibi muhteşem sesli bir efsaneden hoşlanmama yeterli olmuştur elbet.
İstanbul her yönüyle yalnız Avrupa Kültür Başkenti olmayı değil, aynı zamanda dünyanın kültür Başkenti olmayı da çoktan hak etmiş bir şehir. Her yaş grubundan insanın hınca hınç doldurduğu Harbiye Açık Hava’da muhteşem bir sanatçıya eşlik eden harikulade bir dinleyici kitlesi vardı. Baba ve kız iki basın mensubu, ancak merdiven basamaklarında oturacak yer bulabildik kendimize. İstanbul seyircisi, Tony Bennett’in söylediği caz şarkılarına, alkışlarıyla gaz veriyordu. Gazı aldıkça bir delikanlı çevikliği ve kıvraklığıyla hareket ediyor, tek ayaküstünde kendi ekseni etrafında dönüşlerdeki ustalığı, her seferinde büyük alkış alıyordu. Yaşlı kurt beklenenin üzerinde bir dayanıklılık direnci gösteriyordu. Konsere sıcaklık ve samimiyet katan kızıyla yaptığı düetler de, bolca alkış aldı. Tabii alkışlandıkça sahne performansı da 75 yaş sınırını zorluyordu. Bu olağanüstü çaba karşısında, başına bir şey gelmesinden korkmadım da değil. Tony Bennett bir türlü sahneden inemedi. Ben diyeyim beş kez, siz deyin sekiz kez sahneye gelip gitti. Seyirci nerde susup, nerde alkışlayacağını çok iyi biliyordu. O dinleyicileri alkışladıkça, söylediği şarkılar seyirciyi çoktan tek vücut yapıp, kitleye dönüştürmüştü bile. Alkış çırpan eller, hep beraber şarkıların ritmine mükemmel tempo tutuyordu. Alkış sesleri adeta boğazın her iki yakasında yankılanırken, Tony Bennett’in zaman zaman yükselen ses tonu ortalığı çınlatıyordu. Söylenen şarkıları ezbere bilen İstanbul seyircisi, susup cazın efsane sesini dinlemeyi tercih ediyordu. Orkestra’da yer alan usta müzisyenlerin enstrümanlarına olan hâkimiyetti ve kendi aralarındaki uyumu da dikkat çekiciydi. Seyirci onlardan da alkışı esirgemedi. Tek kelimeyle usta müzisyenler eşliğinde sahnede şarkı söyleyen büyük bir caz ustası ve bu ustayı kendine hayran bırakacak mükemmellikte sanatsever İstanbul dinleyicisi vardı. Her ikisi de alkışlanmayı fazlasıyla hak ediyorlardı. Tempo tutmak ve alkışlamaktan avuçlarım yanıyordu. Tony Bennett’i dinlemek, merdiven basamaklarına oturmaya ve avuçların yanmasına değmişti. İtalyan asıllı Amerikalı şarkıcıdan bir daha tekrarı olamayacak şarkı yorumları dinlemekten inanılmaz derecede mutlu oldum.
Her ne kadar favori müziğim Türk Halk Müziği ise de, müziğin ve sanatın bütün türlerini seviyorum. Elbette doğup büyüdüğüm, haşir neşir olduğum Karadeniz Müziği’ni de usta sanatçılardan dinlemekten çok büyük zevk alıyorum. Bazı yazı başlıklarını da Karadeniz Türküleri’nin sözlerinden alıntı yapmış olmam, boşuna değildir.
Köken itibariyle Lâz asıllı olmayıp, bir Karadenizli olarak yöresel oyunları oynamayı beceremesem de, Karadeniz Havalarını dinlerken içim içime sığmıyor. Oynamak geliyor içimden. Oturduğum yerde kıpraşıyorum. Dinlediğim caz konserinin iç dinamikleri de benzer bir ritim ve tempo duygusu uyandırdı bende. Bunun için ha Caz müziği, ha Lâz müziği diyorum. Ne fark eder ki…
Son söz olarak da, başta İstanbul Kültür Sanat Vakfı’na ve Festivale emeği geçen herkese şükranlarımızı sunmak, bir sanatsever olarak boynumuzun borcudur. Bu borcumuzu ikmal ederken, gelecek festivallerde buluşmak dileğiyle bol sanatlı günler diliyorum