Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

23 Ağustos '21

 
Kategori
Şiir
 

Laçin'de Bir Garip Şair

Bu yazımda sizlere Azerbaycan Laçin’den şair dostum Sevinç Garip’i tanıtmak istiyorum. Sevinç Garip, Ermenistan’ın Karabağ’ı işgaliyle birlikte çocuk yaşlarda zorunlu olarak doğup büyüdüğü ata topraklarından ayrılmak zorunda kalan birçok Türk’ten biri. Bir insanın henüz çocukluk yıllarında barbarlık ve vahşetle karşılaşarak hayata başlaması anlamında acılar çeken ve daha küçük yüreği oyunlar oynamaya gülüp eğlenmeye hazırlanırken yurt özlemiyle yanıp tutuşması elbette zordur.

Garip bu zorluklarla birlikte çocukluk yıllarında şiire gönül vermiş ve ortaokul yıllarında başladığı şiir serüvenini bugünlere kadar büyük gelişilmelerle sürdürmüştür

Şiirlerinde elbette çocukluk yıllarında biriken hüzün dışa vurmalarla gün yüzüne çıkarken sevgi ve sevda, ayrılık, özlem, vatan sevgisi, aşk ön plandadır.

Doğduğu şehir olan Laçin’e özlemini şiirlerinde sık sık gördüğümüz şairin hüzünlü mısralarında her sözcük şairi daha da iyi anlatmaktadır.

Şair sözcükleri seçerken bugünden gerilere ta çocukluk yıllarına kadar inerek Laçin’in işgal edilmesi ile başlayan yaşam zorluklarını özlemlerini haykırır tüm dünyaya.

Ben sözlerimi uzatmayayım. Şairle baş başa bırakayım. Ama biyografini O’nu tanımanız için Türkiye Türkçesine uygunlaştırmama rağmen şiirlerini uygunlaştırmadan orijinal haliyle okumanızı isterim. Böylece Azerbaycan Türkçesi ile Türkiye Türkçesi arasında ne kadar büyük benzerlik olduğunu göreceksiniz.

Sevinç Garip, Azerbaycan’ın Laçin şehrinde doğmuştur. Ortaokul yıllarından itibaren şiir yazmaya başlamıştır.    1992 yılında Ermenilerin Karabağ’ı işgaliyle birlikte zorunlu olarak ailesi ile birlikte Sumgayt’a göç etmiştir. İlk gençlik yıllarında mecburi göç etmenin verdiği acılarla birlikte yurt hasreti çekmiştir. Garip, Sumgayt’ta edebiyat sevgisi ile yazmaya devam etmiştir. Genellikle dövrü m?tbuatda yazıları ile tanınır. Şiirleri  “Ulduz” aylık dergide ve  “X?zan” gazetesinde, “?d?biyyat q?zeti”, “Türküstan”, “Azad Az?rbaycan”, “M?kt?b press”  “Möht?ş?m Az?rbaycan”, muhtelif gazetelerde yayımlanmıştır.  2017 yılında “Hardasa o uzaqlarda...” adlı ilk şiir kitabı piyasaya çıkmıştır. Kitabın ilk tanıtım toplantısı Sumqayıt  “Poeziya Evi”nd? yapılmıştır. Kendine özgü bir tarzı olan uslubu ile diğer şairlerden ayrılan Garip,  hem edebiyat çevresinde hem de okuyucular tarafından oldukça beğenilmektedir. Yazarlığı hakkında birçok yazar ve şair Sevin Garip hakkında köşe yazıları yazmıştır. Türkiy? Türkçesine uygunlaştırılan epeyce şiirleri vardır. Birçok şiiri  “Baküden Fethiyeye Gönül Körpüsü”  adlı antolojide yer almıştır.  Güney Az?rbaycan’da yayımlanan   “?d?bi Körpü” aylık dergisinde birçok eseri yayımlanmıştır. “D?lidağ” Edebi Birliğinin Başkan yardımcısı aynı adla yayımlanan derginin redaktörüdür. Önümüzdeki günlerde ikinci şiir kitabı ile okuyucularla buluşacaktır.

 
GECENİN ÖRÜKLERİ
Geceye saç örürem
zulmetin elleriyle.
Uzanır gecenin 
karanlık saçları
sabaha kadar,
güneşi düğüm vururam
gecenin örüklerine
 
 
KEFENLEDİM SABAHLARI
 
Duygularım çok acıyor 
Üstünden ağır söz geçmiş
Kalbim beni lanetliyor - 
Diyorum ki, hele sabr et, geçer.
 
Yoruyor bu kader, baht beni,
Dilim ağzımda yorgun,
Ruhum bedenimden ayrılıp,
Başka cana vurgun.
 
 Elim çığlığıma yetmiyor,
Yanağımı gün kurutmuş,
Bu derdin güneşi batmıyor,
Saçlarımda  akı kurutmuş.
 
Arzumun lambası yanmıyor,
Gönlüm susup, sükutda.
 Bu ömür uyuyup, uyanmıyor,
Her nefes sükut  tadında.
 
Umutla mezar kazıyorum,
Defn edecem sabahları,
Artık sondu, son yazıyorum.
Kefenledim sabahları.
 
SEN BENİM EVİMSİN
 
Sanki 
ben senin evin değilim , 
bu  yuva, bu ocak bizim değil !
Gözünden asılan ateşli bakış, 
ruhuna kavuşan ruh benim değil mi?!... 
Avucun ellerimin sıcak yuvası, 
ellerin avcumda en aziz sakin. 
Sen bende var olan ilahi adam,
ben sende  yaşayan  kutsanmış kadın
Bizim yaşamaya evimiz yok ... 
sen benim EVİMSİN, 
ben senin EVİN ...
 
 
BEN OLSAYDIM
Aynadaki ben miyim ?! 
...hayır, ben değilim, 
ben olsaydım- 
tebessüm örülürdü  kipriklerime, 
duygu okunurdu gözlerimde, 
şiir söylerdi  bakışlarım ... 
Ben olsaydım- 
üşümezdi ellerim, 
ağlamazdı saçlarım, 
ağrımazdı kollarım. 
Ben olsaydım
yıkılmazdım   sensizlik denilen ağrının
 ayaklarına
yokluğuna bürünmüş dünyanın 
havasızlığından 
asmazdım nefesimi,
sessizligi kucaklamazdı kulaklarım
karanlığı öpmezdi gözlerim.
Ben olsaydım,
sevinç dans ederdi  dudaklarımda,
keder parçalanırdı yanaklarımda.
Aynadaki benim,
çekildim göklere
ruhum çırpınıyor,
Tanr'ının avucunda kelebek gibi...
 
 
BİR TEK GECE
 
İnsaf et gökyüzü,
Bir gecelik zulmünü  çek içine. 
Bir yıldız ver bana 
yastığımda dans etsin 
saçlarımın havasına.
Biraz nurundan alıp
perde tutayım karanlığın
 yuvasına...
Buz giysisinde yalnızlık ruhu,
gidip- geliyor odamda. 
Ayı ver örteyim üstüme.
yorganım olsun bu gece.
Kucaklasın ışık beni. 
karanlığın canı çıksın 
yatağımda.. 
Hasretin yorduğu ömür gibidir
karanlıktan doyan gözüm,
umacağı biraz uyku,
istediği biraz ışık,
İnsaf et gökyüzü,
bir tek gece,
zulmünü çek içine. 
 
 
 TANRI YA
 
Boş elim, boş kucağım.
Alışmadı ocağım.
Yok artık umacağım,
Çek göğüne  çek beni!
 
Sevgim yalnız büyüdü,
Derdim bana yar idi
Yüzüm sana dönüktüı,
Çek göğüne çek  beni!
 
 Dibi su tutmaz kuyum,
Bahtıma yetmez boyum,
Ne uyudum, ne doyum,
Çek göğüne çek beni!
 
Umutlara sarıldım,
Yüz görmedim kırıldım,
Bu ömürden yoruldum,
Çek göğüne çek beni!
 
Toplam blog
: 49
: 964
Kayıt tarihi
: 03.02.13
 
 

Öğretmen / Yazar - Şair  ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara