Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '13

 
Kategori
TV Programları
 

Lale Devri Entrika-yu Derun sosyal sorumluluk, Krem örnek sosyal sorumluk

Lale Devri Entrika-yu Derun sosyal sorumluluk, Krem örnek sosyal sorumluk
 

Epey oldu Lale Devri demedik e artık diyelim…

Yepyeni oyuncular boy gösterirken, taze kanlar, canlar diziye dahil olurken hele de sosyal sorumluluk projelerine bu kadar önem verirken dizi bu dönemde yazmazsak olmaz.

Üstelik Aile Bakanlığı, TV dizilerinde nefret içerikli söylemler yerine sosyal içerikli mesajların işlenmesini istediği bir dönemde Krem dizisi öne çıkıp Lale Devri dizisi geri plana atılmışken yeniden işlemesek olmazdı.

Biliyorsunuz Lale Devri dizisinin sloganını “ Baldız baldan tatlıdır” bu sloganla yola çıkmış fazla tepki almış bunun üzerine ne var canım beyaz dizi bu, siz hiç beyaz dizi izlemiyor musunuz yatıştırma ve atıştırmalıklarıyla dizilerini savunmuşlardı.

Baldız öldükten sonra yorgan yanmış kavga bitmişti ortalık durulmuş dizide göze batmadan sessiz sessiz yol alıyordu.

Şimdi o beyaz dizimiz sosyal sorumluluk bilinciyle biz beyaz dizide olsak sorumluluklarımızı biliriz dercesine bölüm aralarında bunun altını doldurmaya çalışıyor.

Doğrusunu isterseniz dizilerde bölüm aralarına bu tür konuların sıkıştırılmasını doğru buluyorum ancak doğru anlatılıp, doğru mesaj verildiği sürece.

Yani laf olsun torba dolsun, dostlar beni pazarda görsün hesabı içinde yer verilecekse hiç verilmesin zira anlatılmak istenenden uzaklaşıp yarar yerine zarar veriliyor zaten toplumda yeterince anlaşılmayan, sıkıntılı olan bu konular daha da içinden çıkılmayacak yerlere gidiyor.

Malum dizimiz Lale Devri dizisi de böbrek hastası çocuklarımıza bir parça dikkat çekmek için birkaç bölümdür dizide yer vermekte.

Son bölümde de o çocuklara da dizide yer vererek bir parça olsun diyalize bağlı yaşamların sıkıntılarının altını çizmeye çalıştı.

Peki, becerebildi mi bunu?

Kocaman Hayır.

Neden beceremedi peki;

Bir sosyal sorumluluk programı entrikayla hazırlanırsa, içine entrika serpiştirirse, dikkatler o yöndeyken izleyici sizce oradaki böbrek diyaliz hastası çocukların ve o derneğin sorunlarını ne kadar anlar ve bu projenin inandırıcılığına ne kadar inanır, ne kadar inandırıcı olur?

Anlaşılır olması için şöyle açayım. Malum dizimiz Yeşim’in ölerek diziden çıkmasıyla yerine getirdiği yeni karakteri Zümrüt’ün de işbirlikçisi Azra ile dizinin kötü kadın karakteri yerini doldurmak istemişlerdir. Şirkette çalışan Azra Toprak ve Çınar’a masumu oynarken Zümrüt’ün isteklerini yerine getirerek Toprak ve Çınar’a aslında kötülük yapmak peşindedir.

İşte bu amaçla bir sosyal sorumluluk projesini üstlenir. Ve şirket adına bu projeye sahiplik yaparken amacı Toprak karakterini zor duruma düşürmektir. Çünkü bu projenin yüzü Toprak’tır.

Buraya kadar tamam.

Şimdi soruyorum seyirci projenin tanıtımında Toprak’ın rezil olup olmayacağını merakla beklerken, Azra’nın foyasının çıkmasını arzularken o sosyal sorumluluk projesini ne kadar anlamıştır? Üstelik o projenin ikinci bir amacı da şirkete zarar vermektir.

Tersten soralım bir sosyal sorumluluk projesi entrika ile mi hazırlanmalıdır, entrikaya mı alet olmalıdır? Ya da sosyal sorumluluk entrikaya alet edilince ne kadar sosyal sorumluluktur?

Lale Devri dizisi bunu ilk kez de yapmıyor. Daha önce de meme kanserine değinmek isterken çokta güzel işlerken bir anda meme protezi konusunu getirip estetiğe bağlayarak bir çuval inciri berbat etmişlerdir.

Şu anda da aynı şeyi yaptılar. Böylesine önemli bir projeyi maalesef ki Azra ve Zümrüt’ün entrikalarıyla Toprak ve Çınar’ın şebelek halelerinin gölgesinde bıraktılar.

Üstelik bu Lale Devri’nin ilk vukuatı da değil sıkça yaptığı bir şey. Böbrek Diyaliz meselesini uzun zamandan beri konu ediyor ama bilgisizce. Organ nakli ve evde diyaliz meselesine dikkat çekmek için birkaç bölüm öncede affedilemez bir hataya imza attı.

Anne Şeref böbrek yetmezliği sebebiyle diyalize bağlı bir yaşam sürüyor. Oğlumuz pastacı Ahmet aileyle yasal bir bağı olmadığı halde organ vermek istiyor, doktorlarımız veremezsiniz bile demiyor.

Organ naklinin bu ülkede ne kadar önem taşıdığını ve hangi kriterlerde organ verilmesi gerektiğini yasalar net belirlemişken siz hala eski Yeşilçam mantığıyla işliyorsanız buna da ezber bozma diyorsanız kusura bakmayın ama sizin ezberleriniz Yeşilçam’da tıkılı kalmış.

Organ nakli konusunda ki ezberlerinizi yeniden gözden geçirmeniz gerekiyor. Ne var canım bu bir dizi diyemeyeceğiniz konular bunlar. Çünkü halkı yanlış yönlendiriyor organ nakli konusunda yol almış, almaya çalışan kurumların önünü tıkıyorsunuz. Yarar yerine zarar veriyor üstüne insanları suça teşvik ediyorsunuz.

Canlıdan organ nakli alımının kriterleri yasada bellidir;

Canlıdan organ nakli; alıcının en az iki yıldan beri fiilen birlikte yaşadığı eşi ile dördüncü dereceye kadar (dördüncü derece dâhil) kan ve kayın hısımlarından yapılabilir.

Akraba dışı canlıdan organ nakli, naklin yapılacağı ilde oluşturulacak Etik Komisyonun verici ile alıcı arasında, Organ nakli Yönetmeliğine ve diğer ilgili mevzuata aykırı herhangi bir hususun bulunmadığını ve etik açıdan organ bağışının uygunluğunu onaylaması ile gerçekleştirilecek akraba dışı kişilerden yapılır.

Akraba dışı canlıdan organ nakli öyle verdim oldu şu formu doldurun ile olmuyor.

Allahtan konuyu fazla uzatmayıp dış kapının pastacı mandalı Ahmet’in böbreğini almadılar da toplumun ezberleri bozulmadı.

Yine Lale Devri dizisinde işlenen önemli konulardan biride tecavüz ve kadına şiddet konusu.

Bu konuda da sınıfta kaldı maalesef dizimiz.

Nasıl mı?

Kadına şiddet Reyhan karakteri üzerinden işleniyor.  Güçlü bir kadın ve Avukat bir eş. Reyhan ilk eşini evlilik akdi içinde aldatan izleyici tarafından sevilmeyen karakter. Toplum değerlerine ters.  Sonrasında avukatla evlilik yapsa da ilk eşini aldatarak yaptığı evlilik ve dizinin geçen sezonunda çizdiği profil izleyici tarafından benimsenmediği için kadına şiddet konusunda verilen mesajlarda maalesef ki etkili olmadı.

Üstelik karakolda aile hattı hakkında yapılan bilinçlendirmenin hemen ardından uğradığı tecavüz olayı da toplum algısında olumsuz etkilere neden olmuştur.

Bir diğer tecavüzcü Sıtkı karakteri de aklanma telaşıyla topluma sunulduğu için toplumda ciddi yaralar açan her iki konuda da seyirci üzerinde ki etki olumsuz.

Bir yandan tecavüz konusunda karakterlerden birini aklayacaksınız diğer yandan dizide reyting sağlamak adına tekrar tecavüz sahnelerine başvuracaksınız şiddetin altını çizerken güçlü kadın profili olarak seçtiğiniz karakter toplum değerleriyle örtüşmeyecek ve siz kadına şiddet konusunda bilgilendirme yaptık diyeceksiniz. Tüm bunlar bir beyaz dizide barınınca ortaya çıkan tablo inandırıcılıktan da samimiyetten de uzak kalıyor hiç kusura bakmayın.

Şimdi gelelim asıl konuya Sayın Bakanımızın dizilerle ilgili uygulamasında Krem dizisi iki adım öne geçip tüm medyada ses getirirken işledikleri sosyal sorumluluk koruyucu aile konusu ile Lale Devri dizisi neden medyada tek satır yer almadı?

Üstelik tamda Bakanlığın belirttiği gibi kadına şiddet devlet modeli ve diyaliz hastaları konusuna parmak basılmışken.

Ya da çevirelim soruyu diziler sosyal sorumluk bilinci vermek adına bölüm aralarına bu konuları alırken nelere dikkat etmelidirler, ne kadarını nasıl vermelidirler?

Krem dizisini Lale Devrinden öne çıkaran mesele tamda burada başlıyor zaten.

İşleyiş, doğru verme, doğru karakter üzerinden aktarma, gerçekten toplumu bilinçlendirme adına farkındalık yaratma bilincinde olma.

Krem dizisi tamda bu şekliyle öne çıkmış ses getirmiştir ve görevini anlaşılır şekilde yapmıştır.

Daha öncede pek çok kez Bakanlık direktifi olmadığı halde diziler bölüm aralarında bu tür konulara yer veriyordu. Bunlardan aklıma gelenlerden bir kaçı Gönül Çelen Dizisi- Sanat Engel Tanımaz projesi, Beyaz Gelincik- Beyin Felçli Çocuklar, Fatmagül’ün Suçu Ne- Ozan İçin İmza Kampanyası gibi doğru işlendiği için bu dizilerde basında da öne çıkmış olma özelliğini taşıdılar.

Özetle Bakanlığın bu girişimi doğru olmakla beraber dizilerin ve kanalların bu tür hassas konuları nasıl ve ne şekilde işledikleri nasıl denetlenecek?

Kaş yapayım derken göz çıkarmak Lale Devri örneğinde olduğu gibi mümkünde ya da tersi.

Bu yüzden böylesine hassas bir denge üzerine kurulu olan bu konuların senaryoda işlenişinde de belli kriterlerin getirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Sırf reklam amaçlı ya da Bakanlık istedi diye yapılacaksa açıkçası yapılmaması yapılmasından iyidir doğru bilgilendirme ve doğru yönlendirme olmadığı sürece alınan yolda gerileme yaşanacaktır.

Denetimin RTÜK içerisinde olması mümkün ama sakıncaları da var bu konuda yeterli uzmanları var mıdır? Ne kadar hızlı davranıp etkili olacaklardır? Zira atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra kesilen cezalarında pek anlamı yok.

Kısacası Krem dizisi sosyal sorumlulukta sınıfı geçerken Lale Devri dizisi sınıfta kaldı ayar vermek yetmiyor ayarları da kontrol etmek gerek.

Hazır Lale Devri demişken kısaca düşen reytinglerine de değinmek istiyorum. Üçüncü sezonda bu işi kotaramadılar. E temcit plavı gibi senaryo kendini yenilerse Yeşim’in oyunları bu sefer Azra’ya giydirilip devam ettirilirse olacağı buydu. Yeşim Azra’ya birkaç beden büyük Yeşim’de eğreti durmayan kötü karakter Azra’da itiyor herkesi. Yeşim’in oyunlarından bıksa da seyirci izliyordu sonunu merak ediyordu şimdi sonunu biliyor yapılan her hamleye hazır ve tekrar aynı şeyleri izlemek istemiyor. E doğal olarak da Yeşim üzerinden intikam yeminleriyle devam eden senaryo Yeşim’in oyunlarının Azra’ya giydirilmiş şekliyle seyirciyi cezp etmiyor. Biz bunların olacağını söylemiştik illa da üçüncü sezon illa da entrika diyorsanız bugünlerinizin suçunu oyuncularda değil kendini yenilemeyen senaryonuzda arayın FOX’un artık tüm dizilerinde reyting iyi diye sezondan sezona taşıyarak dizilerin suyunu çıkarmaktan vazgeçmesi kendi yararına olacaktır biz söyleyelim de anlamak isteyen anlasın.

Krem’e gelince dizi final yapıyor çocuklar için olduğu söylense de yayın saatiyle kitlesine ulaşamadığını düşünüyorum. Yine de birçok iyi bütçeli 5 hafta bile dayanamayan dizilere göre oldukça iyi bir başarı sağlamıştır 20 küsur bölümle yayında kalarak.

Özetle sosyal sorumluluk gerçek sorumluluktur laf olsun mantığıyla dizilerde işlenecek bir konu değildir, herkes üzerine düşen görevi tam yapmalıdır…

oyatekin@gmail.com                                                                                               

https://twitter.com/#!/oyatekin (@oyatekin)                                       

http://yurthaber.mynet.com/yazarlar/tum/1/o.tekin35

OYA TEKİN / MEDYABEY.COM

Not: Burada yazılan tüm yazılarım elektronik imza ve zaman damgası güvencesi altında yasal hakları korunmaktadır. Hiçbir şekilde basılı ya da elektronik bir ortamda (CD, Internet vs.) kaynak gösterilmeksizin izin alınmadan kullanılamaz.

 
Toplam blog
: 295
: 3718
Kayıt tarihi
: 01.10.06
 
 

Milliyet Bloğa nasıl geldim ve nasıl yerimi aldım bilmiyorum. Sanırım uzun yıllar okuduğum bölüml..