- Kategori
- Otomobil
Land Rover

55 Land Rover
55 Model , Land Rover cip 45. AF. 038 plakasıyla evimizin özel parkında 20 yıl beraberdik .Öyle ki ilkokula giderken kışın evin camından bakarak resmini kara kalem çizmiştim. Sonra, sonra ezberden çizmeye başladım. Orta bire giderken bir pazar sıçancık deresindeki ayvalıktan küfelere ayva toplayıp cibe yüklemiştik. Babam görmüş kaçamak yürüttüğümü, geç bakalım dedi. İkincici vitesle yavaş, yavaş eve kadar getirdim arabayı. Bundan cesaret alıp ufak kaçamaklar yaparak üç ay içinde mükemmel bir şekilde kullanmaya başladım. Kavaklı harman mevkiindeki bağımıza giderken bir 100 metre vardı ki arazi vitesi kullanmak gerekirdi. Oraya gelince babama zahmet olmasın diye ben çekiverirdim kolunu takviyenin.
Önde 2+1 arkada tekerlerin üzerindeki oturaklarda üçer kişi otururdu.
Hem taksi, hem kamyonet hem minibüs olarak kullanılırdı. Kimi Simav’a dolmuş çalıştıranlar şasiyi uzatırlar 2 kişi fazla alırlardı. Ama görüntüsü hantal olurdu.
Bazan ağustosta bağ arası dolmuş yapar, bazan Simav’a kavun götürür pazarda satardık.
Halıcılar tezgahlara malzeme götürür, halı getirirdi. Güzün elmalar, ayvalar depoya, kışın buğdaylar değirmene taşınırdı.
Bozulduğunda Kadayifçioğlu Yıldırımların tamirhanesinde servisi yapılırdı. Parça fiatı çıkarırken hep en yüksek fiat çıkardıklarında müşteri "usta bu fiat ne!" deyince cevap hazırdı. Bu parça Avrupa. Onun için pahalı. Bir lakapları da Avrupacı oldu. Ciplerin döşeme ve çadırlarını saraçlar yapar bazen gece yarılarına kadar çalışırlardı. Kaportada mutlaka yazılar olurdu. Bizim cipte ön camın altında çiçekli desenlerle <çetin> yazar, arkada bir yerde mutlaka Maşallah yazısı olurdu.
Benzinli motorla çalışırdı. Ama benzin ucuz olduğu için kimse ne harcar diye sormazdı. Depolar hep Dedelerin Petrol ofisinde doldurulur, yarım bırakılmazdı.
Land Roverciler olduğu gibi önünde Jeep yazan Amerikancılar da vardı H ani Pearl Harbour filmlerinde gördüğümüz üstü açık coupeler bizde çadırla kapatılırdı. Çok nadir de olsa Villys' lar Austin'ler de vardı. Ama Land Rover ve Amerikanların tahtını hiçbiri sallayamazdı.
Tüccarlar Türkiye’nin her yerinden bu markaları bulup getirirler ilçemizde motor, döşeme, çadır elden geçer, boyanır pırıl, pırıl satışa sunulurdu. Piyasa Demirci’de belirlenirdi. Simav, Gördes ciplerini Demirci’den alırdı.Ta Van’dan cip almaya gelirlerdi. Çünkü dere tepe gider, hiç bir yokuşu çıkmam demezdi.
Biz Land Roveri 1961 yılında yedi bin liraya aldık. 70 li yıllarda 20-25 bin arası satılırdı.1968 de ilk Anadol çıktığında 26 bin lira idi ama cipler daha kıymetliydi.
Her gün Belediye meydanından Simav’a sabah 7.00 de başlayan cip-dolmuş, akşama kadar her saat başı devam eder, karşığı Simav’dan da Demirci’ye gelirdi. Panayır ve Eynal kaplıcaları mevsiminde çok yoğun seferler olurdu.Çünkü bu hatta otobüs çalışmazdı. Hatırlayabildiğim önünde Yorulmaz, Gülsen, Unutmaz yazan cipler ve onların bağlı olduğu bir yazıhane vardı.
Salihli, İzmir, Gördes, Manisa’ya otobüsler çalışır, cipler buralara özel olarak giderdi. Gece yarısı doğum veya apandist ameliyatı için cipler son sürat büyük şehirlere koşardı. O zaman yollar öyle rampa ve virajlı idi ki bazen 30-40 km-saatla yol alınırdı.
İlçemizde Cip, Thames kamyon ve Burunlu mercedes otobüs den başka araç pek bulunmazdı. Bir ara 100 lük Dodge kamyonetler gelmeye başladı. Ama uzun oldukları ve çok benzin harcadıkları için yaygınlaşamadı.70 li yılların başında murat 124 ler başladı. Halk bu modeli önceleri pek sevemedi. Ancak memurlar alırdı taksitle Tercüman gazetesinin kampayasından. Anadol ise tek tüktü. Kaportası saç olmayıp sentetik olduğundan halk ısınamadı. Land Roverler, Amerikan Jeepler düğün alaylarında aslanlar gibi başı dik yerini alırdı, yerli arabaların önünde. Ne zamanki Renault steyşınlar çıktı, ciplerin tahtı sallanmaya başladı. Çünkü onlarda önden çekiş oldukları için dağ bayır keçi gibi her yere tırmanırdı.10 sene içinde ise herkesin arabası reno steyşın olmuştu.
Ciplere bir mahzunluk çöktü. Birer birer ayrıldılar aramızdan. Nostalji oldular. Şimdi işte tarihlerini yazıyoruz.