Lanetli ruhlar

Hiç olmadıkları kadar açtılar. Onlar lanetlenmişti. “Yüzlerinde ki lanet ışığın gölgesi olsun bizi yücelten.” Kim günah sayabilir ki susamış ruhların birbirlerinin içine geçmiş halini. Kim kınayabilir ki bunca zamandır özlenilen, beklenilen sevginin şehvete dönüşmüş katıksızlığının doyumuna ulaşmayışını…

Dünya hep aynı dünya, dönüyor yerli yerinde. İçmek istiyorum diye bağırıyor, yılların özleminin yandığı azgın haliyle. Kudurmuşluk bu muydu yani? İçinde biri bağırıyor, sen sustuğun zaman kendinin efendisi mi oluyorsun? Dizginliyorsun, boşlukları doldurmadan. Sığ yüzeyinde bir maske beliriyor yavaştan. İkiyüzlülük sayılmıyor mu, maskenin altında gizlenen o gölge…

Doğadan koptuk, kendimize taş duvarlar ördük, çelik kapılar taktık, üzerlerine de kilit vurduk. Niçindi tüm bunlar? Kendimizi kendimizden korumak için mi? Saklı kapıların ardında olanları saklamak için mi? Üryan geldiğimizi, aslında hiçbirşeyin sahibi olmadığımızı gören gözlerimiz yanıldığı için mi hipnotize olmuş gibi davranıyoruz?

F.T.

Yasaklanmış şiir Lanetlenmiş Kadınlar | Charles Baudelaire

(Dephine ile Hippolyte)

"Öfkeyle silkeleyip perişan yelesini,
Delphine, demir kürsüde tepinir gibi, birden,
Gözleri çakmak çakmak, güçlü bir sesle, dedi:
-Kim söz edebilirmiş Aşk varken Cehnnemden?

Binlerce lanet olsun, o ilk hayalci kimse,
Lanet o budalaya, o dürüstlük satana,
Çözümsüz ve kısır bir sorunu benimseyip
Aşka dürüstlük denen saçmalığı katana!

Serin ile sıcağı, gündüz ile geceyi
Gizemli bir uyumda görmek isteyen bir kaz,
Bir işe yaramayan inmeli bedenini
Sevda denen o kızıl güneşte ısıtamaz!"

Baudelaire'in 1857 Ağustos'unda, yayımlanalı bir aydan fazla olmamışken yasaklanan şiiri "Lanetlenmiş Kadınlar"ın çevirisi Erdoğan Alkan'a ait. (Tanrı ve Şeytan İkileminde Bir: Charles Baudelaire)

Video için;

http://www.facebook.com/video/video.php?v=95363034297&oid=7042666263