Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '17

 
Kategori
Edebiyat
 

Levin ve Anna Karakterleri Üzerinden Tolstoy' a ve Tolstoyanizm Düşüncesine Genel Bir Bakış

Levin ve Anna Karakterleri Üzerinden Tolstoy' a ve Tolstoyanizm Düşüncesine Genel Bir Bakış
 

‘Anna Karenina benim okuduğum en mükemmel, en kusursuz, en derin ve en zengin roman. Tolstoy’un her şeyi gören, herkesin hakkını veren, hiçbir ışığı, hareketi, ruhsal dalgalanmayı, şüpheyi, gölgeyi kaçırmayan, inanılmayacak kadar dikkatli, açık, kesi


Tolstoy’un  Kreutzer Sonat, İvan İlyiç in Ölümü ve Anna Karenina gibi olgunluk dönemi eserlerinde etkisi görülen ve giderek Diriliş eserinde etkisini kuvvetlendiren Kilise karşıtı bir tür Hristiyan anarşizmi olarak tanımlanabilecek felsefesi Tolstoyanizm otobiyografik bir kurmaca olarak nitelendirebileceğimiz Çocukluk, Delikanlılık, Gençlik eserinden yola çıkarak görebileceğimiz gibi yazarın ilk gençlik dönemlerinde tohumlarınıatarak, geliştirip büyüttüğü bir olgunlaşma sürecinin eseridir. Tolstoy’ un eserlerinde artantonda öne çıkan idealist düşünsel boyut, eserlerinin edebi değerini azalttığı gerekçesiyle yazın çevrelerinde büyük eleştiriler alsa da, onun yazdığı gibi yaşayıp, yaşadığı gibi yazmadüşüncesine giderek daha fazla bağlanmasına engel olamamıştır. Bütün yaratıcılardaolduğu gibi  Tolstoy’ un her karakterinde kendisinden izler vardır ancak Vladimir Nabokov’un da dediği gibi Konstantin Levin’de her karakterinden çok kendisi vardır, dolayısylaTolstoy’ un kişiliği ve Tolstoyanizm düşüncesini anlamak için en iyi kaynaktır.( 154 )

Anna Karenina iki ana eksende okunabilir, aristokrat köksüzlüğü temsil eden birkadının özgürlük yolunda düşüşü, bir burjuva toprak ağasının kendine yolculuğunda huzuraulaşması. Kitabın olay örgüsü de bu iki ana eksen üzerinde akar, bir yanda Anna-Vronskiilişkisi, öte yanda Levin. Anna’ nın hikayesi kendisi ve çevresindeki birkaç yakınınıilgilendirirken Levin’inki Rusya’nın ve Tolstoy’un hikayesidir. 19. yüz yılın ikinci yarısında Rusya’ da anarşizm ve komünizm düşünceleri dalga dalga yayılırken, Tolstoy da kendi devrim sürecinde ilerlemekteydi. Her ne kadar çirkinliğinden, orantısız burnu ve kafasından mustarip olsa da atalarından biri Çariçe Katerina’ nın bakanlarından biri olma şerefine yükselmiş saygın bir aristokrat ailenin çocuğu olarak Tolstoy gençliğindebu gücünü kadınlar üzerinde kullanmış ve Kreutzer Sonat’ ın Pozdnişev’i gibi baloların, davetlerin, sefahat alemlerinin aranılan yüzü olmuştur. Her ne kadar bu alemlere de girse eksik kalan bir şey onun için hep oldu ve tatmin olmayan kalbi aradığının ergenlik döneminden beri aralıksız yazdığı günlüklerinden de anlaşıldığı gibi yazma eyleminde ve ruhunda olduğunu anladı.

Tolstoy 1847' de Kazan' da okuduğu üniversiteyi bırakarak aile topraklarına Yasnaya-Polyanna' ya geri döner. Burada Rus köylülerinin hayatını derinlemesine tanır, dört yıl süren bu döneminde hayatında daha sonra da etkili olacak ve kardeşine yeni bir din kurmak istediğini yazmasına sebep olacak bunalımların ilkini yaşar.Bu boşluk dönemini 1851' de Kafkasya' da topçu teğmeni olarak orduya katılması takip eder. O dönemde Kafkaslarda asker olmak yazmak için Lermontov' un da esin kaynağıdır ve Lermontov' a üslupsal yakınlık Tolstoy'un Sivastopol ve Kazaklar eserlerinde kendini belli eder.1852' de yayınlanmış ilk eseri Çocukluk Soveremennik dergisinde yayınlanır ve bunu 1854' te Delikanlılık ve 1857' de Gençlik takip eder. Derginin editörü Nekrasov onun için Turgenyev' e şöyle der: "İşte bir yetenek, hem de kesin görünen bir yetenek.".

1854 yılında askerliği de bırakan Tolstoy topraklarına döndü ve 1856' da bir yıl sürenbir Avrupa seyahatine çıktı, İsviçre,Almanya ve Fransa' yı dolaştı. Dönüşünde ilk başlarda etkilendiği modernist ilerlemeci görüşün yanlış olduğunu fark etmişti. Üç Ölüm kitabı budönemde geldi. Yeniden ve kesin dönüş yaptığı topraklarında artık mujiklerinin çocukları için kurduğu okulunun düzenlenemeleriyle uğraşmaya başlamıştır Tolstoy. Bir yandan hakimlik yapmakta,arayıştaki ruhu köylüler ve aristokratlar arasındaki anlaşmazlıkları çözerek askerlikte bulamadıklarını aramaktadır. Tolstoy korkusuzca dener, deneyimlediklerini ön yargısızca kendi yorumuna göre değerlendirir.Levin de böyledir, ilk başta ona garip gelse de ağabeyinin sosyalist fikirlerini kafasında ölçüp biçer, sosyalizmin maddeciliği onun ruhunda eksik bir şeyler de bıraksa köylüler için topraklarının haklarından vazgeçmesi gerektiği sonucuna ulaşır tıpkı Tolstoy’un ileride yapacağı gibi. Lüksün her türlüsünden, tam da onun içine doğmuş olsa da hiç hoşlanmaz Tolstoy. Edebiyat tarihinin belki de Emma Bovary’ yle beraber en ünlü kadını Anna Karenina’ ya da sanki bu yüzden ısınamamış gibidir. Yine de tarafsızca onun hikayesini anlatır Tolstoy, Levin’se Tolstoy gibi tevazuyla ve sessizce kendi yolunda akmaktadır. Anna’ nın bunalımlarının, gel-gitlerinin, duygu patlamalarının hiçbiri dışarıdan görülmez Levin’ de.Ama o içeride hiç bitmeyen bir kendiyle hesaplaşma halindedir. Huzursuz ruhu düşüncelerini sitematize ederken dışarıdan sakin ve dingin bir görüntü verir. Anna’da mutluluk da hüzün de uçlar da yaşanır, Levin’se her duyguyu ketleyecek bir vicdan sorgulamasındadır. Anna duygularının akışına kendini kaptırırken, Levin vicdanından yaşayamaz hale gelir kimi zaman. Anna sosyetenin eleştirilerine aldırmadan onların karşısına dimdik çıkar ve yaşamaya devam eder, Levin içinse yaşamak hassas bir terazinin üzerinde ayarlamalar yapmaktır, o konuşur, tartışır, ölçer, biçer. Roman boyunca Anna olay örgüsünü hazırlar adeta, Levin’se düşünsel boyutu.

İçindeki Anna’ nın çağrılarını askerlik için gittiği Kafkasya’daAvrupa seyahatiyle dindirmeyi denemişse de bunlar maceracı tarafının ilk deneyimleridir. Tolstoy da Anna gibi yaşamın içinde olmayı sever ama onun kadar gözü kara değildir karar verirken, onun her kararı  uzun düşünsel süreçlerin sonucudur. Levin ve AnnaTolstoy’ un kafasında birbirine fazla değmeden ama beraberce yaşamaktadır romanda olduğu gibi. Anna Karenina yayınlanır yayınlanmaz Tolstoy bu paralel mekanlarda yaşasa da hiç karşılaşmayan  karakterleri yüzünden kurgusal yetersizlikle eleştirilir. Halbuki ona göre her şey planlanmıştır ve eleştirileri şöyle yanıtlar : “"Tam tersine eserimin mimarisinden gurur duyuyorum, tonozlar öylesine kavuşuyorlar ki, şatonun nerede olduğu bile görülemiyor."V                                        

Tolstoy' un arayışlarının sebebi belki de ruhunda çatışan bu iki zıt kutuptur:Anna heyecansa, Levin dinginliktir. Anna arzularsa, Levin dervişane kanaatkarlık, Anna gösterişse Levin tevazu, Anna yaşamın içine dalmaksa,Levin hayatı izlemek.Anna gözükaralıksa, Levin kontrol. Anna duygulardır, Levin’se vicdan; ve Tolstoy vicdanına duygularını karıştırmamaya kesin kararlıdır. Kalbinin bir yerine gömdüğü duygularının fışkırmasıdır belki de  bunalımları ve ömrü boyunca Anna ve Levin’de karakterize ettiği bu özellikler onun peşini hiç bırakmaz.

Tolstoy,hayatın olumlu ve olumsuz yanlarıyla beraber geldiğinin farkındadır  Levin gibi.Anna Karenina' da Levin için şöyle yazar:" Mutluydu, ama aile yaşamınıniçine girince her an hayal ettiği şeyin bu olmadığını hissediyordu. Sıkça, durgun bir kayığındüzgün, mutlu gidişini seyreden bir insanın, bu kayığa kendi bindiği anda hissedebileceklerini hissediyordu. Bu kayıkta yolculuğun yalnızca sakin sakin, sallanmadan oturmak demek olmadığını, kayığın nereye gideceğini akıldan bir an çıkarmamanın, durmadan düşünmenin, kafa yormanın; altında suyun olduğunu kürek çekmek zorunda olduğunu unutmamasının, alışık olmadığı için avuç içleri acısa bile kürek çekmesinin gerektiğini, bunu seyretmenin hoş bir şey olduğunu ama yapmanın, hoş olsa bile, çok güç olduğunu biliyordu."İki uç arasında zaman zaman sendelese de , bunlardan kendini deneyimleyerek kazandıklarıyla zenginleştirmeyi bilmiş ve bunları vicdanının sakin bakışıyla yazarak ve kimi zaman da çevresini fazla kırmadan sığındığı münzeviliğiyle dengelemeye çalışmıştır. Müstakbel eşinin bulduğu günlüklerindeki sefahat alemleri  evliliğini tehlikeye atmış ama  bundan yazma eylemiyle kurtulmayı başarmış ve evlilik boyunca yazacağını söz verdiği ve aralıksız yazdığı yeni günlüğüyle barışmayı sağlamıştır. Fakat Levin' in romanda uyguladığı topraklarının mülkiyetinden mujikleri için vazgeçme eylemini romanın yayınlanışından yaklaşık otuz yıl sonra gerçekleştirmiş olsa da bu, onun karısıyla arasını açmış o da bundan münzeviliğe sığınarak kurtulmaya çalışmıştır.

Henüz on altı yaşında genç bir kızken evlendiği Sophie Behrs Yasnaya- Polyanna' da kurulankomün hayata, kocasının köylüler gibi yaşayıp, kendi diktiği kaba elbiseleri giymesine,onlar gibi odun kesip, toprağı ekip biçmesine ısınamamıştır. Tolstoy' un evinden ayrılarak çıkmayı planladığı İstanbul yolculuğu fikri Astapovo tren istasyonunda sonuçlanmış, yanında sadece kızı ve doktoruyla bu sefer zatürreeden sığındığı bu son limanında hayata gözleriniyummuştur. Dünya düşün literatürüne Anna Karenina ve Savaş ve Barış' ı armağanetmiş, Nabokov' a göre Rusların bu en büyük yazarı, Anna ve Levin arasında yaşadığı gel-gitli çıkmazların içinden Levin'e Anna Karenin' nın şu son satırlarında söylettiği gibi ruhunuiyilik düşüncesiyle yücelterek çıkmayı başarmıştır: "...ama artık yaşamım, bütün yaşamım – bana ne olursa olsun- yaşamımın her dakikası eskisi gibi anlamsız olmak bir yana, ruhuma bilinçli olarak yerleştirebileceğim, kuşku edilmeyecek iyilik kavramıyla dolu olacak.

Kaynakça.
 
Nabokov, Vladimir, Şubat 2013, Lectures on Russian Literature,Çev. Yiğit Yavuz ,Fatih
 
Özgüven , Ayşe Nihal Akbulut, İstanbul: İletişim, Haziran 2013.
 
Tolstoy  Leo" Encyclopaedia Britannica Online. Encyclopedia Britannica, 2013. Web.
 
 
 
21 Mart 2013.

 

 
Toplam blog
: 4
: 391
Kayıt tarihi
: 12.09.17
 
 

Bu sayfada siyasetten aktüeliteye ama öncelikle sanat bilhassa sinema ve edebiyat üzerine yazılar..