- Kategori
- Edebiyat
Attila İlhan Gerçekten Büyük Bir Şair mi? İdeoloji, Slogan ve Sado-mazoşizm
Deneme, senaryo, roman, gezi yazısı gibi birçok farklı edebi alanda eser vermiş Attila İlhan’ın kitleler tarafından şair olarak tanınmasında büyük pay sahibi olan Ben Sana Mecburum kitabı aşk, yalnızlık, siyasi fikirler, tarih gibi birçok farklı temada şiirler barındırıyor. Bu kitapta da diğer şiirlerindeki kıyıcı ve kavgacı üslubu tüm vuruculuğuyla yapıtlarını etkisi altına almış. Edebiyat düşünürleri tarafından pek de takdir edilmeyen poetikası, gücünü ve genel okuyucu kitleleri arasındaki etkisini kolay akılda kalan, slogansı vuruculuğundan alıyor. Serüvencilik ve hikaye anlatma şiir tekniğinde etkili. Aynı zamanda birçok film ve televizyon dizisinde imzası bulunan İlhan’ ın senarist yönü, kurduğu sahnelerle şiirine güç ve görsellik katıyor. Onun şiirleri siyasi yahut özel hayatıyla ilgili olsun, okuyucuya sert bir polisiyenin içinde natüralist öğelerle bezeli, duyguların çok yoğun yaşandığı, acımasız ve karanlık, üçüncü sayfa haberi gerçekçiliğinde bir tablo çiziyor. Bu kitaptaki şiirlerini aşk, sol siyasi mücadelesinin sürgünleri, güçlükleri, Kurtuluş Savaşı ve Mustafa Kemal ana izleklerinden okumak genel bir yorumda bulunmak için en uygunu.
Aşk kitabın en güçlü izleği denebilir. Aşk temalı şiirlerinde genelde sevgiliye hitap var. Başına gelenleri hikaye edişini sevgiliye hitap ederek okuyucuya anlatma tekniğini kullanıyor yazar. Kitaba adını veren Ben Sana Mecburum şiirinde çok yoğun bir anlatımdan söz edilebilir.Şair, “tutsak ustura ağzında yaşamaktan” ( Behramoğlu ,Ataol, Son Yüzyıl Büyük Türk Şiiri Antolojisi, 50 ) dizesinden algıladığımız gibi sürgün günlerinde sevgiliye ayrılığın güçlüğünden bahsediyor. “adını mıh gibi aklımda tutuyorum…,sevmek kimi zaman rezilce korkuludur / insan bir akşam ansızın yorulur” (Behramoğlu, 50 ) örneğindeki vurucu söyleyişlerle dizelerini insanın aklına mıh gibi çakıyor. Burada geçen tüm şiirlerinde olduğu gibi İstanbul fonda eski görkemini yitirmiş,yorgun bir biçimde okuyucuya aktarılıyor.“ fatih’te yoksul bir gramafon çalıyor “ ( Behramoğlu, 50 ) gibi. Ümit Yaşar’ ın “Bir Sosyal Realizm’ dir tutturmuş gidiyor” (İlhan, Atilla, Korkunun Krallığı, 133) diye eleştirdiği toplumcu gerçekçiliğini İstanbul üzerinden aktarıyor.
Kitap, yazarın çalkantılı ve serüvenci siyasi hayatında bulunduğu farklı ülke ve şehirlerin fonunda akmaya devam ediyor Yanlış Yaşamak şiirinde olduğu gibi. “yanılmış bir kapıyım simsiyah, kendi üstüme kapanıyorum, seni Paris’ te kaybettim…,ağzımda bozuk bir pil tadı…, bak ne ben leipzig’ deyim, ne de sen istanbul’ da” (Behramoğlu, 51) gibi dizelerle serüvenci metaforlarına devam ediyor. “ayınyirmi dördünde nairobi’ de ol, ilk yağmurlarla birlikte geleceğim” (İlhan, Attila, Ben Sana Mecburum, 6 )” .Kimi zaman kıta da değiştirsede dönüp dolaşıp hep İstanbul’ a geliyor, hep İstanbul kazanıyor: “ulan yine senkazandın İstanbul” (İlhan,Ben Sana Mecburum,11) ya da “sen, istinye’ de bekle ben buradayım” (İlhan, BenSana Mecburum, 27) gibi. Yazarın kaçak günlerinde Fransız şiirini incelediği veFransızca öğrendiği Paris günlerini ve yine kaçak olarak geçirdiği İzmir dönemini tüm yabancılığı ve yalnızlığı ile görmek mümkün : “ şüpheli oteller üzerine geriniyor,”( İlhan, Ben Sana Mecburum, 13), “izmir’ in yabancısıyım ahmed korkuyorum” ( İlhan, Ben Sana Mecburum 11 ) ya da Tension A Smyrne, Lady from Smyrn şiirlerinin tümünde olduğu gibi ve de Nerval’ den ve Aragon’ dan yaptığı alıntılardaki gibi. Budapeşte ve Cezayir de şairin şiirdurakları arasında. “No Pasaran” ( İlhan, Ben Sana Mecburum, 34) şiirinde sol kültürün bu meşhur sloganını kullanarak okuyucuyu İspanya İç Savaşı’ na götürüyor. Cezayir Mektubu şiirinde ise ilginç bir yola baş vurarak yenik bir S.S. Subayı ağzından II. Dünya Savaşı’ nın yıkıcılığını aktarıyor.Kurtuluş Savaşı’ nı aktardığı şiirleri de yazarın mücadele ekseninde akan hikayesine Türkiye tarihinden yapraklar ekliyor. Hürriyet ve İstiklal Benim Karakterimdir şiirinde, “belki mütareke yıllarında İstanbul’ da / belki Barselon’ da savaş sonrası” ( İlhan, 39 ) dizelerinde görülen ileride genişletip derinleştiriceği ve çok tartışma yaratacak Kemalist- sosyalist ideolojisinin izleri görülüyor. ‘‘demiş ki mustafa kemal ‘… memleket demiş asrî medenî ve müreffeh olacaktır / behemehal bu demiş bizim için bir hayat davasıdır.’ 923'de demiş”( İlhan, Ben Sana Mecburum, 15 ) gibi dizelerle memleket ahvaline dair görüşlerini aktarıyor. Memleket Havaları ana başlığında topladığı 2 Demir Kuşaklı Halkımız, 3 923’ de Demiş, 4 Heyet-i Temsiliye eserleri onun erken döneminde övgü alan halk şiiri ve güzelleme, koçaklama geleneğinin etkisini taşıyor. Nurullah Ataç’ ın, Bir Ozan başlıklı17 Şubat 1948 tarihli Ulus Gazetesi’ nde çıkan yazısında şairin Cebbar Oğlu Mehemmet Bey adlı koçaklamasına“kim olursa olsun, kaç yaşında olsun, bu Attila İlhan güzel deme nedir kavramış bir kişi olduğu belliydi” ( İlhan, Korkunun Krallığı, 127 ) övgüsünde olduğugibi onun halk şiirine ilgisi eleştirmenlerce desteklenmiş ve burada etkin rol oynayan mertçe söyleyiş tonu sonraki şiirlerinde de etkisini koruyup yer yer bıçkın bir üsluba da kapı aralamıştır.
Ben Sana Mecburum kitabı Divan şiirine nazire yaptığı örnekleri saymazsak Attila İlhan şiir karakteristiğini anlamak için güzel ve yetkin bir örnek: Kemalizm’ le birleştirdiği sosyalist çizgideki toplumcu gerçekçi tonda, zaman zaman Türk nesrinin halk şiiri geleneklerine atıfta bulunan ama hep macera, mücadele dolu bir erkeksilikte. Sloganvari dizelerin okuyucunun aklına mıh gibi çakıldığı hüzzam koçaklamaları… Acıya, öfkeye, ayrılığın da sevdaya dahil olduğu aşklara natüralist bir güzelleme. Mücadele ve kavga maceraperestliğin bahaneleri belki de. Sado-Mazohizmin sonsuz hazlarında, vaka-nüvis/ muhabir kıvamında serüvenden aşka, aşktan kavgaya uzanan bir tarihe not düşücülük. Ama şairin tecrübe ettiği her ne ise, yaşanmasındaki başat amacın “hikaye anlatma arzusu” olduğu her dizede okuyucusunun beynine nakşedilen bir duyarlılıkta. Ancak slogancı ton, ve Hilmi Yavuz'un altını çizdiği "bu şiirin bir tık ötesi Ahmet Kaya" arabeski kitabın ve Attila İlhan'ın şiirine hakim. Maalesef yetkin Divan şiiri bilgisine rağmen İlhan'ın şiiri slogancı lirizmin, arabesk duyarlılığın ve sado-mazohistik öğelerin yinelenmesinin ötesine geçemiyor.
.
Kaynakça
Behramoğlu, Ataol, Son Yüzyıl Büyük Türk Şiiri Antolojisi İkinci Cilt, Sosyal : İstanbul, 2001
İlhan, Attila, Ben Sana Mecburum, Bilgi: Ankara, 1997
İlhan Attila, Korkunun Krallığı, Bilgi: Ankara, 1995