Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Eylül '09

 
Kategori
Balıkçılık
 

Levreği horoz derisi ile yakalıyorum!

Levreği horoz derisi ile yakalıyorum!
 

Hey gidi günler hey!


Balıkçılık sır işidir, gizem işidir!

Usta balıkçı ne avlağını anlatır, ne yemini, takımını dillendirir...

Yeri geldiğinde safa yatar, soranlara “ elim boş dönüyorum” der her fırsatta ne kadar acemi olduğunun altını çizer...

Diğer taraftan kovalarca balığı kimseyi uyandırmadan eve götürür, çorba parasını çıkartır...

Talip ağabey tutmuş bizim yeşil kurtları anlatmış... Üstüne resimlerini kullanmış!

Arkadaş <ı>levreği horoz derisi ile yakalıyorum desene sen!

Doğrucu ya! Yazacak...

Yok, kurt ellerini boyuyormuş da, bir hafta çıkmıyormuş, kurtları iğneye takarken iğreniyormuş...

Tavuk gerisi ile yakalıyorum de, ne çıkar?

Hem yeşil kurtlar para ile satılmıyor ki!

Ekonomiye katkısı sıfır...

Balığı tavuk gerisi ile yakalayacaksın ki, tavukçu kazansın, horoz kazansın, yemci kazansın...

Vatandaş alsın versin, ekonomi canlansın!

Tamam, benzer konuları ben de daha önce işlemiş olabilirim...

Acemiydim o zaman!

Hamdım piştim yahu...

Hamdım piştim... Oldum artık ben, ağaçtan düşeceğim de ne yanıma yuvarlansam diye düşünüyorum...

&&&

Silivri’de esnaf, Mustafa diye bir arkadaşım var... Kulakları çınlasın... Babasının hali vakti düzgün olduğu için tuzu kuru... Kelle kulak yerinde... Allah Faruk amcaya uzun ömür versin... Düğün yaparken “Aliciğim masraflar benden” deyip sonra da unuttu ama olsun...

Büyüğümüz.

Mustafa benim gibi balık avına meraklı...

Sohbetlerde kurduğumuz cümlelerin yarısı levrek, diğer yarısı işkine, olta, misina...

Dilin kemiği yok ya bizim Mustafa atmaya başladığı zaman durdurabilene aşk olsun...

Bir ispendek yakalıyor... Aynı ispendek bir ay sonra anlatırken bir kilo levrek oluyor, iki kilo oluyor sonra kilo vermek yetmiyor uzuvlar devreye giriyor...

Levrek kol kadar oluyor, bacak yarısı kadar oluyor...

Levrek sanki ölmüyor da her geçen sene biraz daha büyüyor...

Alkol insanlara farklı farklı tesir eder ya...

Ben fazla kaçırınca, biri dürtene kadar ya masada uyurum ( huyum kurusun) veya çok konuşurum...

Son dönemlerde ince ince şarkı söylemeye de başladığım rivayet ediliyor... Ben hatırlamıyorum!

Övünmek gibi olmasın genelde ağzım sıkıdır...(!)

Hele biri “kesinlikle kimseye söyleme” diye tembihlediyse, ser veririm sır vermem...

Bu uyanık Mustafa bir gece bana tuzak kur...

İnce çalgı tut, masayı donat...

Hissettirmeden beni içir, sarhoş et...

Benim de masada uyuklayacağıma, konuşacağım tutsun...

En has avlağımı ağzımdan kaçırmayayım mı?

&&&

Mustafa oraya otobüsle adam getirdi Talip ağabey...

Yerimizden yurdumuzdan olduk Talip ağabey...

Balıkçı dediğin; http://www.youtube.com/watch?v=rEfW4STPa9M

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..