Liboşlara ekonomi dersleri

Bayram bitti... Hayırlı traşlar olsun efendim... Haftanın ilk iş günü itibariyla, liberal ekonominin yediği hurmalar bakalım bizi nasıl cırmalar...

Liberaller, ilginç bir şekilde bende saygı uyandırmıştır... Takkesiz liberallerin entellektüel olmak için gösterdikleri çabayı büyük bir hayranlıkla izlerken, hayata sürekli subjektif bakmaları nedeniyle bir türlü entellektüel olamayıp işin entel kısmında kalmaları ve o lektüel eşiği bir türlü aşamamaları bende zaman zaman şaşkınlık dahi yaratmıştır...

Liberaller hiç bir zaman entellektüel olamazlar. Çünkü, gücün entellektüel birikime ihtiyacı yoktur. Umut, nasıl Memedin ekmeğiyse, entellektüelizm de hayata birşeyler vermeye çalışanların emdiği süttür. Liberal ekonomiler, hayata bir şeyler vermenin değil hayattan bir şeyler almanın üzerine kurulu olduğu için en parlak entellektüel yanları Holivud sinamalarındaki gişe rekorlarıyla hat sınırlarını belirler.

Adına dünya dediğimiz şu gezegenin haline bir göz atalım şimdi...

Mevcut nufus: 6, 5 milyar insan...

Günde bir dolar ve altında bir gelirle yaşayan nufus: 1, 5 milyar insan!

Günde 1-5 Dolar arası bir gelirle yaşayan nufus: 4 milyar insan!

Günde, ortalama 25 bin insan açlık ve yoksulluktan ölüyor!

İşte... Liberalizm budur baylar bayanlar...

Sakın olaki geride kalan 2, 5 milyar insanın zengin olduğunu sanmayın... Bırakın zenginliği, orta halli olduğunu dahi sanmayın...

Liberallerin Kâbe'si konumunda olan ABD ile ilgili bir kaç veriyi paylaşalım dilerseniz. Dünya ve ekmek adlı kuruluşun (ABD kaynaklı bir araştırma kuruluşu) raporlarından bazı başlıklar size:

ABD de 19 milyon yetişkinin ve 12 milyon çocuğun beslenebilmeleri için gerekli gıdayı alamadıkları belgeleniyor.

Ve en çarpıcı sonuç: ABD de 30 milyon insan bir sonraki yemek öğününün garantisi olmadan yaşıyor!!!

Gelelim bizim mega kentimiz İstanbula... Hangi babayiğit adam İstanbulun Newyork'tan daha ucuz olduğunu söyleyebilir bana?

ABD nufus dairesi standardını söylüyorum size: Günde 14 doların altı yoksuldur diyor!!!

Bizim parayla ne eder? Çarpalım bakalım 1, 25 ile...

Günde 20 YTL eder...

Günde 20 YTL de ayda 600 YTL eder...

İstanbulda bu maaşa çalışan kaç kişi vardır sizce?

Üstelik bu maaş sadece onun değil... Paylaşmak zorunda olduğu bir ailesi var!

Ya Ankarada? Ya İzmirde? Ya İzmitte, Bursada... Adanada...

Hey yavrum heyyyyy....

Diyivereyim size...

Çalışan nufusun yarısından fazlası bu gelirle yaşar Türkiyede...

Bunlar iyi günlerimiz derler... Allah beterinden saklasın derler...

Açlığa şükrettirilirler...

Liberalizm budur işte!!!

Kimse boncuklu cümleler kurmasın baylar bayanlar...

Kimse yengeç gibi yan yan yürümesin...

Harbi delikanlı olalım tüm Kasımpaşalılar!!!

Şu dünyada birileri sürekli zengilleşirken birileri neden sürekli yoksullşıyor...?

Ve bunun sonu hangi nokta olacak...

Acı gerçeklerden iğrenç örneklere devam edelim biz:

Brezilya Devlet Başkanı Lula de Silvo’nun önerisi üzerine 50 dünya lideri, 1 milyar insanı yoksulluktan kurtarmak amacıyla 50 milyar dolar para toplamayı planlıyor.

2001 de Türkiyede tam 22 banka battı...

Neden battılar bilirmisniz?

Soyuldukları için battılar...

Siz uyurken, sabaha karşı bankalara girdiler ve sizin paranızı kendi hesaplarına aktardılar...

Kaç para gitti?

Tam 50 milyar dolara mal oldu bu yoksul ülkeye...

Ne diyordu Brezilya Devlet Başkanı...

50 milyar Dolarla bir milyar insanı yoksulluk sınırından çıkartalım...

Soyguncuların, talan ekonomisinin cebine giren bu 50 milyar Dolarla Türkiye'de neler yapılırdı biliyormusunuz?

Bana 50 milyar Dolar verin, Namus sözü terörü bitereyim Türkiyede...

Bana 50 milyar Dolar verin; Şeref sözü açlığı bitireyim bu ülkede...

Bana 50 milyar dolar verin; Kemalin aydınlık yolunda eğitim sorununu çözeyim bu ülkede...

Bana 50 milyar dolar verin; Tarımı, hayvancılığı, sanayiyi ve ihracatı şahlandırayım bu ülkede...

Ama onlar ne yaptılar bu 50 milyar Dolarla?

Açlığı ve yoksulluğu yaydılar, terörü ve karanlık güçleri yaydılar, haksızlığı ve adaletsizliği yaydılar, tekke ve zaviyeleri yaydılar, ulusu yok edip ümmeti yaydılar...

Yani?... Yani, işte budur liberalizm...

Zenginin yoksulu her koşulda soyması, ona ait olan her değeri cebren ve hile ile gaspetmesidir...

Hatırlayın bakalım... Bu düzene tarihte ilk başkaldıranlardan biri kimdi?

Liberaller neden sevmezler Mustafa Kemal'i???

Bizim bankalar batınca, batığı yoksul yurttaştan çıkarmak için kimi göndermişlerdi Amerikadan?

Kemal Dervişi...

Şimdi Amerikada tam 13 banka battı...

Dünya Liberalizminin en gözde finans hareketlerini koordine eden 13 süper banka!!!

Ne oldu???

Bat-tı-laaarrrrr.....

Kaça mal olacak bu iş???

Tam 5 trilyon Dolara mal olacak...

Globalizm nedir biliyormusunuz...

Kısacacık söyleyeyim:

Zenginlerin, dünyanın malını yerken tek başlarına yemeleri, dünyanın kahrını çekerken her keze üleştirmeleridir Globalizm!!!

Üzgünüm...

ABD, şimdilik 5 trilyon dolar gibi gözüken bu kaybın tümünü ABD halkına ödetmeyecek...

Global bir dünyada yaşadığımız için...

Bütün dünyaya ödetecek...

Bu ne demektir biliyor musunuz?

Yeni savaşlar çıkacak demektir...

Yoksulluk çok daha büyük bir hızla yaygınlaşacak demektir...

Terör kuduracak demektir...

Onur, kardeşlik ve güzellik, yeryüzünden biraz daha silinecek demektir...

Bizim ödememiz için de bir fatura verecek ABD...

Icık da biz ödeyeceğiz...

Amaaannnn... bozulmayın hemen... tümünü değil beeee....

Bi 250- 300 milyar Dolarını falan işte...

Bizim Kemal Dervişi alacaklarmış orda da ekonominin başına...

Kimbilir belki de, Amerikan BDDK sının başına da şeyi alırlar...

Bizim RÜTÜK başkanı olan beyfendiyi...

Alman mahkemelerinde sonuçlanan davaya göre

O zatı muhterem biliyor para toplamanın...

Sonra da o parayla başka yerlere hoplamanın yollarını...

Eeeee.... işte böyle...

Takkeli ya da takkesiz...

İslami ya da Musevi...

Liberalizm budur!!!

Bir gün dünya, gerçek bir yeni dünya düzenine girecek...

Bütün insanoğlunun çırılçıplak kardeş olduğu...

Bırak gam kederi yaralı gönlüm
Yüce dağdan duman çekilir bir gün
Çapa vurulmadık bu topraklara
İlkbaharda tohum ekilir bir gün

Unuttu dediğin dost seni anar
Alnının terini sofraya sunar
Sana kutsal gelen bin yıllık çınar
Fiske vuruşuyla yıkılır bir gün

Meyveye dönüşür kuruyan dallar
Kaplani giyinir yeşiller allar
Gelir bayram günü çalar davullar
Al ellere kına yakılır bir gün