Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ekim '11

 
Kategori
Güncel
 

Libya, vahşet fotoğrafı ve demokrasi üzerine...

Libya, vahşet fotoğrafı  ve demokrasi üzerine...
 

Libya lideri Muammer Kaddafi’nin sonu birçok bakımdan ibret alınacak derslerle dolu.

 

Kaddafi’nin  İtalyanlara karşı mücadele ederek oluşturduğu devlet, millet bilincinde olmayan arap kabilelerini bir araya getirmişti.

 

 Bedevi, çadır, göçebe kültürünün egemen olduğu arap coğrafyasında sevinçte, kederde, tasada ortak duyarlılıklar oluşamamıştı.

 

 

 

Kaddafi 1956'da Arap milliyetçiliğinden etkilenerek antisiyonist hareketlere katıldı. Okul arkadaşlarıyla Özgür Subaylar Hareketi adını alacak gizli bir örgüt kurdu.

 1969 Kral İdris'e karşı düzenlen darbeyi yönetti ve Libya Cumuriyeti'ni ilan etti.

 Devrim komisyonun başkanı olarak diktatör güçlere sahip oldu.

Kaddafi devrimden sonra ülkesinde Sosyalist bir rejim uygulamaya başladı. Dış politikada Arap ırkçılığına dayalı batı karşıtı bir rejimi benimsedi.

Kaddafi, Albay rütbesi alarak silahlı kuvvetler komutanı oldu. Devrim Komuta Konseyi adına denetimi ele geçirip anayasal kuruluşları feshetti. İslam ilkelerine dayanan yeşil sosyalizm kuracağını açıkladı. Arap birliği için çalışacağını, bağımsız ülkelerle birlikte ırkçılığa, sömürgeciliğe ve toplumsal baskıya karşı çıkacağını söyledi.

ABD'nin Kaddafi'yi tanıması üzerine kral görevini terketti.

Cemal Abdülnasır'ı örnek alan Kaddafi, Mısır'da gerçekleştirilen reformları kendi ülkesinde de uygulamaya başladı. Yeni anayasa hazırlanınca başbakanlık ve savunma bakanlığı görevlerini üstlendi.

 İngiliz askeri üstlerini ve birliklerini ülkeden çıkardı.

 Petrol şirketlerini ulusallaştırdı.

 İtalyan ve Yahudi azınlığın mal varlığına el koyarak onları göçe zorladı.

 Kıbrıs Barış Harekatında ABD'ye kafa tutarak, Türkiye'ye yardım etti.

Kimi Afrika ülkelerindeki Müslümanlara ve Arap ülkelerindeki sol eğilimli hareketlere destek oldu.

 SSCB'yle yakın ilişkiler geliştirdi. Afrika Birliği Örgütü'nün dönem başkanlığını yaptı.

2011'de Mısır'dan sonra kendisine karşı uluslararası harekata hedef oldu.

Kaddafi’nin malum sonunu hazırlayan sürecin kanımca en önemli nedenlerin başında ülkesinden İngiliz üslerini atması, İtalyan ve Yahudi azınlığın mallarına el koyarak göçe zorlaması, sol eğilimli hareketlere destek vermesi sayılabilir.

1974 Kıbrıs barış harekatında ABD’ye rest çekip Türkiye’ye yardım etmesi ise göz ardı edilemez.

Arap coğrafyasında Irak, Yemen,Tunus,Mısır,Libya vb. ülkelerde yaşananların asıl nedeni Türkiye gibi  demokrasiyi(!)  kuramamaları olarak sayılsa da asıl nedenin tek adamın belirleyiciliğinde/diktatörlüğünde yönetiliyor olmalarıdır.

Dünyanın en değerli petrolünün Libya’da olması ise işin bir diğer boyutudur.

Daha düne kadar Kaddafi’nin çadırında  boy gösterip bunga bunga kültürünü(!) paylaşan Berlusconi, Sarkozy ve diğer batılı politikacıların ikiyüzlülüğü ise gerçekten ibret alınacak dersler içermektedir.

Herhalde bugün dünyaya ayar çekme operasyonlarında görev alan diğer liderler, bir anlık bile olsa Kaddafi gibi bir son yaşamanın korkusu iç dünyalarında yaşıyorlardır.

Emperyalist batının ABD eliyle Nato’yu bu operasyonda kullanmaları da başlı başına sorundur. Sözüm ona üyelerine yapılacak saldırıda devreye girmesi gereken Nato ABD’nin güdümünde/direktifleri ile Libya’ya saldırdı.

Yüzden fazla aşiretin/kabilenin içerisinde satın alınan işbirlikçilerin isyanı ve Nato saldırıları ile bir dönem kapandı. Türkiye ise Başbakan Erdoğan’ın “Nato’nun Libyada ne işi var!” diye başlangıçta karşı çıkmasına rağmen, kendisine biçilen rolü hakkını(!) vererek oynadı (Herhalde gelecekte Wikileaks benzeri belge sızdırmalar ile perde arkasında yaşananlar ortaya çıkacaktır. Bizde dönüşümleri anlama olanağı buluruz.).

Kaddafi diktatördü.

Arap milliyetçisi olması kendi ırkından olanların onu en önce satmasını engelleyemedi.

Emperyalist batının çıkarlarına dokunduğu için diktatör bile olsa birilerine mesaj verircesine yargısız linçe maruz kaldı. (Vahşetin varabileceği en uç sonun linkini sayfanın sonunda veriyorum. Doğrusu ben atlayarak izledim, içim elvermedi, tuhaf oldum.)

Şimdi Libya’yı karmaşık bir süreç bekliyor.

Onlarca aşiretin bir araya gelerek  sözüm ona demokrasiyi yaşama geçirmesini ütopik bir yaklaşım olarak değerlendiriyorum. “Allahuekber!” sesleri arasında yaşanan ilkellik, vahşet fotoğrafından demokrasi çıkmaz değerli okur.

İyi pazarlar.

http://thelede.blogs.nytimes.com/2011/10/21/new-videos-piece-together-qaddafis-last-minutes/?hp

 

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..