- Kategori
- Siyaset
Libya'dan, Suriye'ye şahin uçurdum balam, şahin uçurdum!...

Falcon - F16
Tunus'dan Mısır'a doğru esen değişim rüzgarlarının, Libya çöllerinde serapa dönüştüğü günlerde koalisyon güçlerinin Şahinleri, B2'leri, şu işgüzar rüzgarı aniden kendine getirdi!... Rüzgar, artık çölden Güney Akdeniz'e doğru tekrar esmeye başladı ve ordan da Doğu Akdeniz kıyılarına!...
Şimdi de, artık işi NATO ele aldı, alıyor!... Ve görünen o ki, Kaddafi'ye de artık ayrılık rüzgarları düşüyor!...Kaddafi, son bir kez , bol baharatlı, ''Trablus Usulü Kuskus'' yemeğinden yiyip, artık elini ayağını Libya mutfağından çekmeli!...
ABD'nin Afganistan ve Irak'daki engin deneyimlerinin ışığında, tahditli bir şekilde Libya'ya yapılan ve imgeli isminden de anlaşıldığı gibi zor ve uzun sürecek olan; "Odyssey'nin Şafağı" operasyonunun başlamasının ardından, ilk aşamada, Libya hava ve deniz sahasının denetimi de NATO kuvvetlerine geçiyor!... Diğer bir imgesel rastlantı da, operasyon tarihinin Irak Harekatıyla aynı güne getirilmesi!... (Yani adamlar, haçlı seferi falan derken, işlerini de bir kuyumcu titizliğiyle yapmaya çalışıyorlar!... Galiba, savaş sanatına da, saygı adına!...)
Bu şekil ve yöntemle, Libya'da muhalefetin ezilmesi engellendiği gibi, artık o klasikleşen ; demokrasi, insan hakları ve halkın güvenliğini koruyup yerine getirmek maksatlı eylemler de, bir başka şekliyle, bu kez Libya'da sürüyor!...Ve dünya kamuoyu da bu şablon üzerinden bir kez daha bilgilendiriliyor...
1963 yılından bu yana kendine özgü bir tür sıkı yönetimle yönetilen Suriye'de de, malum üzre, olaylar ivmeleniyor...Halkın büyük çoğunluğu Sünni olan (%74) bir ülkede, 48 yıldır gelişerek, yönetimi elinde tutan ve ekonomik pastanın en büyük dilimini paylaşan elitist Nuseyrilerln ( Alevi) erki, İran'lı Şiilerle temas vesile edilerek(!), halkça sorgulanmaya başlanıyor!...
Der'a da başlayan ve Hama'ya da yayılan gösteriler, Şam'da yansımasını buldu... Sanki, bu gün Emeviye camiinde başlatılan provakasyon, Sunnilerle Şiileri ve Alevileri karşı karşıya getirmeye aday bir durum sergiliyor!... Ve bu akşam Şam'da Baasçıların yapacağı gövde gösterisinin, işi nerelere vardıracağı konusunda bir tahmin yapmak mümkün olmasa da, Esad ve rejiminin de, bu derin süreçten etkilenmesi kaçınılmaz gözüküyor...
Beşşar Esad şimdilik, Suriye için köklü sayılacak reformlar yapma, 48 yıldır süregelen sıkıyönetimi kaldırma(!) ve halktan gelecek meşru tüm talepleri karşılama sözü vererek, bu hareketin yayılmasını engellemeye çalışıyor!...Fakat bu sözlerin halkta ne denli olumlu bir yansımayla kendisine döneceği, siyaseten şüpheliliğini koruyor...
Çünkü, Karahada'lı Hafız Esad'ın heykelleri yakılmaya başlandı bile!...
Bundan 75 yıl önce, başkan Esad'ın dedesi Süleyman Esad, Alevi şeyhleriyle birlikte kaleme aldıkları bir mektupla, Fransızlara şöyle sesleniyordu:
"Aleviler Sünnilerden dinsel ve tarihsel açıdan ayrılırlar. Suriye'ye katılmayı reddediyoruz; çünkü Suriye Sünni devletidir ve Sünniler de bizi 'kâfir' kabul etmektedirler." Mektup mandanın Alevileri ölümcül tehlikeye sokacağından bahisle biter: "Ülkenin kendi kendini yönetmesi dini feodalitenin özü gereği olanak dışıdır. Bu yüzden Fransa, Alevilerin özgürlüğünü ve bağımsızlığını Suriye'de kalarak güvence altına almalıdır."
Bakalım bu kez, Suriye'de iktidardan dışlanmış Sünnilerin buna benzer bir talebi söz konusu olacak mı?...