Lider kaldığı yerden devam ediyor... Galatasaray 2-0 Gençlerbirliği

Spor Toto Süper Lig'in 30.haftasında lider Galatasaray, Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'da bu sezonun flaş ekiplerinden Gençlerbirliği'ni konuk etti. Felipe Melo ve Selçuk İnan'ın golleriyle sahadan üç puanla ayrılan sarı kırmızılılar, derbi öncesinde en yakın takipçisi Fenerbahçe'yle aradaki puan farkını(9) korudu.

Haftaya oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray derbisinden önce her iki takımın da performansı merak ediliyordu. Açıkçası Fenerbahçe'nin maçını izleme fırsatı bulamadım ama liderin maçını seyredebildim. Her iki takım da rakipleri karşısında iki golle galip geldi. Neticesinde, birbirlerine "Hazırız!" mesajını verdiler. 17 Mart Cumartesi günü keyifli bir müsabaka izleyeceğiz gibi görünüyor.

Maçın geneline bakarsak, ev sahibi takımın üstünlük kurduğu kesindi. Keyifli, sıkmayan bir maç olduğunu söyleyebiliriz. Gerçi son vuruşlarda Galatasaray büyük sıkıntı çekti, bu yüzden pozisyon bakımından çok da zengin olduğunu, doyurucu olduğunu söyleyemeyeceğim ama gözüme çarpan farklı şeyler var, bunlardan bahsedeceğim. O noktalar futboldan zevk almamı sağlayan noktalardı. Bununla beraber, kapanarak oynayan bir rakip vardı ve bu birazcık daha oyunun kilitlenmesini sağladı. 

Gençlerbirliği'nden başlamak isterim. Fenerbahçe karşısındaki kötü futbolları yoktu sahada. Yine belli isimlerin yaptığı hatalar vardı ve yine öne çıkan bir isim vardı. Maçın başından sonuna kadar mücadelesini ve performansını takdir ettim Hurşut Meriç'in. Azofeifa'dan da daha etkili bir performans beklediğimi söylemeliyim. Bununla beraber, başkent ekibinin kalecisi iyiydi, geçen haftaki Ramazan faciasından sonra. İleriyi çok fazla düşünemediler, rakip kaleye geldiklerinde de istediklerini bulamadılar, ev sahibini fazla zorlayamadılar. Tabii üstüste zorlu rakiplerle oynamak onlar adına kolay değil, bu faktörü de göz önünde bulundurmak lazım. Fuat Çapa, öğrencilerinin yanlışlarını mutlaka görmüştür ve bunları anlatacaktır.

Galatasaray'a gelirsek, maçın başından beri dikkatimi çeken iki nokta oldu. Birincisi, takımın paslaşması ve yardımlaşmasıydı. Her futbolcu istekliydi, birbirlerini görerek oynuyorlardı, bencil oyun yoktu. Bireysel performanslardan faydalanmak yerine, takım ruhuyla hareket ediliyordu ki oyunu zevkli hale getiren buydu benim için. İkincisi, ofansif oyuncular rakip savunma oyuncularının üstüne fazlasıyla baskı yaptı. Preslerle topu almaya çalıştılar. Takımı ateşler bu tür performanslar, bu yüzden çok önemlidir. Bununla beraber, Fatih Terim'in çift forvet anlayışı çok akıllıca. İki forvet oyuncusundan bir belki çok da etkili görünmeyebiliyor sahada, pozisyonlara giremeyebiliyor fakat savunma oyuncularını üstüne çektiği için, ikinci forvet oyuncusuna boş alan bırakabiliyor. Arkadan gelen destek de iyi olunca, gol yollarındaki sıkıntı azaltılmış oluyor.

Yine de bugün son topları kullanma konusunda problem vardı. Daha fazla şut atmak gerekiyor bence kaleye. Necati, Elmander ve Riera denese de zayıf vuruşlar yaptılar. Ceza sahası dışından çok daha akıllıca şutlar vurulabilir, özellikle Selçuk'un daha fazla denemesi taraftarıyım, bilmiyorum Fatih Terim'in direktifi nedir. Bu arada, Selçuk'un oyuna katkısı da tartışılmaz. Melo da onunla beraber hem önde hem arkada iyi destek verince, orta saha çok kuvvetli olduğundan harika işler çıkıyor ortaya. Bir de Emre Çolak'ın takıma katkısı da ikinci yarıda yeterince görülmüştür sanıyorum. Savunma oyuncuları temkinli davrandı kart sınırında oldukları için, yine de iyi performans gösterdiklerini düşünüyorum. Özellikle geçen sezondan sonra Hakan Balta, bu sezon en fazla yol alan futbolculardan biridir bana göre. 

Keyifli ve heyecanlı mücadele için her iki takımı da tebrik eder, ligin devamında başarılar dilerim...