M. Ali Birand ile 32.Günün konusu: Tesettürün modası olur mu?

Özet

Ali Rıza Demircan: Yeni tesettür diye bir şey yok.

  Fabrikasyon üretimden kaynaklanan bir durum; tesettür giyimde   model seçenekleri çoğaldı. Bununla birlikte model seçiminde dikkatli davranmakta yarar vardır. Dişiliği, şuhluğu,  beden hatlarını ön plana çıkarmayan;  bol uzun esvaplar helaldir.

 Kalın dokumalı (şeffaf olmamalı) kumaşlarda karar kılmalı ve yırtıcı hayvan derisinden elde edilen; rahibeyi anımsatan kılık kıyafetlerden kaçınmalıdır.

Moda dergisi ÂLÂ’YI temsilen katılan Ebru Büyükdağ: Evet dergim-her iki kesimden- eleştiri alıyor. Bizim amacımız örtünmeye çalışan tesettürle tanışmak isteyen hanımlara yardımcı olmak. “Örtün” emrini yerine getirmek isteyenlere seçenekler sunmak.  

Emine Hanım: Bandana takmak bile –günahı ufaltır, eksiltir.

Renklerde haram yoktur ama kırmızıdan pembeden uzak durulsa iyi olur. Hem biz niye tesettür modasını tartışıyoruz Mehmet Ali Bey?

Tesettüre yapılan zulmü ve sizin koyu fanatik laik kesim ve

 bizim ikiyüzlü dini bütün işadamlarımızın iş yerlerinde neden başörtülü elemanlar çalıştırmaktan imtina ettiklerini tartışalım.

 Ben şahsen bir dükkânda en az bir başörtülü yoksa oradan alış veriş etmiyorum.  Biz hâlâ ikinci sınıf muamelesi görüyoruz.

Bir de Ali Rıza Demircan Hocaya sorar mısınız; neden Müslüman erkekleri tesettür içinde değiller.

M. Ali Birand: Bugünkü tartışma konumuz: İş yerinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmekle ilgili değil; biz yeni moda tesettürü masaya yatırmak incelemek istiyoruz. Sorunuzu Ali Rıza Hoca yanıtlasın.

Ali Rıza Demircan: Beni niye pantolona cekete muhtaç ediyorsunuz; ülkemin Müslüman tasarımcıları? Bu konuda kafa yorun da bizler de İslam’ın kurallarına uygun giyinebilelim. Üreme organlarını ön plana çıkaran daracık giysilerden kurtulabilelim. ( Genç Müslüman Erkeklerin blucinleri vb.)

Ayrıca Müslüman kadınlarda makyaj konusu da önemli; gözaltlarına hafif bir sürme; neyse ama ruj sürmek helâl sayılmaz.

Ayrıca kullar devrim yapamazlar o yüzden tesettür giyimde de devrim olamaz.  

ÂLÂ Dergisinin Ebru Büyükdağ’ı: Dergimiz genç tesettür neslini rahatlatıyor.

***

ÂLÂ:  Hangi konuda nasıl rahatlatıyor?

Açık kapalı tüm kadınlar rahatlamalı.

Hem yalan hem ahir dünyayı bir çırpıda kazanabilmek.

Ne yardan ne serden geçmek…

Şahsen bir sıkıntım yok yılın en az on ayı başımda taşırım.

Evin içinde dahi yemenisi; kumaştan beresi (yemek pişirirken açık başa tahammülüm yok) dışarıda kapüşonu kukuletası derken…

Son zamanlarda gecelik takkesi…

Bunların hepsi zülüflerin tamamını gizlemiyor.

Dert etmiyorum; gerçi ayağı sıcak başı serin tutmalı derler.

İşte bir yerlerden bir şeyler tutmaya çalışıyoruz.

Yüce’ye: “Açıkta kalan zülüflerin hesabını vermekten ziyade” Aklın ve yüreğin bile bile yaptığı hataların hesabını verirken merhametini esirgemesinden endişe duymak: Ağır basıyor.

14. Aralık 2012 Cuma

Alev Meisel/İzmir