- Kategori
- Psikoloji
Makarna, çikolata ve kahve

Hayaller kurdum kendime, bavulumu toplayıp, Bir kumsalda; bir martının ayak izini kokladım.
Bazen bir uçurtmanın kuyruğuna takıldım.Rüzgarı çekip nefesime, yorgan yaptım düşlerime.
Bazen bir Ada’da düşledim kendimi, yanımda üç güzelle.Üçü de mutluluk formatı belleğimde; makarna, çikolata ve kahve.Makarnada buldum hazzı, Pişerken kokusu, aldı aklımı baştan, Tanrı’nın armağanı.
Zeus istedi diye Kybela pişirmiş olmalı, İda dağında denize karşı… Anadolu buğdayını çıkarıp bağrından.
Diğeri, Afrikalı küçük bir çocuğun gözyaşı… Unutursak kaybolur, sihri, çikolatanın, çocukluk hayallerimizdeki.
Jelatin bir kağıtla kaplı, içinde bir küçük sır saklı, defterlerin arasında unutulmuş.
Sütlü ve fındıklı da aşk, bitter de ayrılık acısı…
…..Ve kahve kokusu, bir fincan da içtiğim yudum yudum.
Hayat bu olmalı, kahvenin kafeini dem verirken suya, demlenirken kahve, karşı masada, göz takılır kulbuna fincanın.. Resmi geçidi başlar aşkın ilk dizelerinin, dizler titreyebilir ..
Başlar aniden heyecan…
Başlı başına iş’tir aşık olmak.
Kolu kafası kırılmadan saklamak ister insan, mahcup ve biraz da mahzun,
Susar…
Hayallerle fincana yüklenir gözler, bir yeşil ışığı bekler ufuk çizgisinde,
Vazgeçişlerin resmi geçidinde….
Jülide öncel / 28.10.2007