Maketini yapanlar gerçeğini hayal edebilirler!

Kıskançlık, aslında iyi bir ruh halidir ama hasetlik, çekememezlik gibi bir duruma dönüşmeye başladığında çekilmez oluyor. Biraz insaf ve utanma olur insanda, neymiş Şükrü Saracoğlu stadyumu gecekonduymus! bak şuna, keşke aynı vizyonu taşıyan yöneticileriniz olsada bir stad yapsa, ne kadar mutlu olursunuz. Tabi vizyon da tek başına yeterli bir şart değil, büyük Fenerbahçe taraftarının fedakarlığı ve emeği de var, 18.000 kişilik bir stadı bile dolduramayan siz hem bu stadı yapan ve dolduran kulübe bir şey söyleme hakkına sahip değilsiniz.

Fenerbahçe'nin bu sene Avrupa Şampiyonlar ligindeki başarısı da problem oldu malum kulübün taraftarlarına, neymiş efendim; medya abartmış! CL de çeyrek finalde neymiş, fi tarihinde yarı finale çıkılmışmış! sorarlar adama şu Tromso, Helsingborg faciaları ve en tazesi Leverkusen bozgunu da mı size bir şey ifade etmiyor? Leverkusen de size beş gol atıp Zenith'den dört gol yedi, iyi ki Zenith'le oynamadınız, mazallah sekiz falan olurdu ya, Allah korusun! İki senedir kendi sahasında hiçbir Avrupa takımının yenemediği bir takım var, çok uzakta değil, adı Fenerbahçe S.K.

Dönemin fak-fuk fonu sorun değil, asıl sorun o dönemde Başbakan'ın evinin balkonunda sallanan sarı-kırmızı bayraklardı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu düzeyde tarafını belli eden bir Başbakan da göremedik, onun için gizli fonlardan nerelere hangi paralar gittiği pek bilemiyoruz.

Bu camianın "zor koşullarda" şampiyonluğun adayı olması, Türkiye Süper ligine mahsus bir olgudur, mazallah Bundesliga ve Alman hakemlerini düşünün, bu güzide kulübümüz ya Bundesliga'da olsaydı ne olurdu acaba? şampiyonluğun en büyük adayı olurdu! desem, kahkahayla gülerdiniz heralde.

Dünya markası olmuş bir kulüp son altı yılda nasıl oluyorda Edirne ötesi felaketleri çağrıştırıyor bize? bu sene şu yunan takımı Bordeux'a kendi sahasında mucizevi bir şekilde yenilmeseydi, tur bile geçilmemişti! nasıl bir dünya markası ki, gelirleri giderlerini karşılamıyor, stadını yapamıyor (maketleri saymıyoruz), kurumsallaşamıyor, 74 yaşında ki bir emekli Alman'ı antrenör olarak düşünebiliyor. Bir hafta sonra maç yapacağı takımın antrenörüne teklif götürebiliyor, ahlaki değerleri üst düzeyde bir kulüp anlayışı!

Ülkede ki ezeli rekabet-dostluk kültürünü baltalayan Fenerbahçe değildir. Bilakis her alanda 10 yıl geride kaldıkları rakiplerini, her türlü ayak oyunları ile aşağıya çekmeye çalışan iki ezeli rakibidir. Beyaz sayfa açma rezilliğine de imza atan bu iki kulüp, kendi vizyonsuzluklarını, başarısızlıklarını gizlemek için bel altından vurmaya devam ediyorlar.

Siz de bir gecekondu stad yapında görelim, içinde taraftarının alın teri, sermayesi, göz yaşı olsun.

Sayglarımla.