- Kategori
- Siyaset
Marifet İnciyi Dizmekte mi İnciyi Yumurtlamakta mı?
- Yakın zaman önceydi… Medar-ı iftiharımız Ulaştırma Bakanımız Saygıdeğer Binali Beyfendiler bir konuşması esnasında kamuoyuna ve gençlere vermiş olduğu o mühim! mesajında,“Aman ha, sakın ola ki bilgi işlem dünyasının arka planına başınızı sokmayın, kafayı sıyırırsınız” babından bir inci döktürüvermişti.
- Ben ki ani bir dönüşle, “Muhterem Binali Beyfendiler ne diyor böyle?” diye kafamı bilgisayar videosuna dönderiverdiğim esnada karşımda elin adamı “Bu hafta sonu gençlerle birlikteydim. Yeni yazılımlar yapıyorlar, bilgi işlem dünyasının arka planındaki karmaşık yapıları çözmeye çalışıyorlardı. Elinizdeki akıllı telefonlarınızın programlamasını kendiniz yapın, yeni bilgisayar oyunlarını kendiniz yapmaya çalışın” mealinden laflar ediyordu. Elin adamı geleceğin dünyasının bu minvalde şekil alacağını anlamış olduğundan, genç kuşaklarını bu yönde şekillendirmeye çalışırken, bizim pek mühim devlet adamımız, “Aman ha, sakın ola ki başınızı böyle şeylere sokmayın” diye buyuruyordu…
- E tabi buradan çıkartılması gereken pek mühim dersler var. Mesela ki Saygıdeğer Binali Beyfendilerin “İzmir’i ille de ben yöneteceğim” demesinde keramet aramak gerekiyor. Zira İzmir’i yönetmeye talip olan Binali Beyfendiler, aynen Ulaştırma işinde olduğu gibi İzmir ahalisine birbirinden özel inciler döktürüverir. “İnternet dünyasından neden uzak durulması gerektiğine ilişkin hafta sonu vaazları” adı altında bir icraatı muhterem İzmirlilere kazandırabilir. “İnternetin zarar ve ziyanları” konulu periyodik paneller eşliğinde İzmirli hemşehirlilerine eline su dökülmeyecek hizmetlerde bulunabilir. Ve pek tabi ki İzmirli hemşehirlilerine, neden Fatihçiklerin kanalarının izlenmesi gerektiğine ilişkin haftalık bilgilendirme panellerinin organizatörlüğünü üstlenebilir.
- Biliyorsunuz muhterem dostlarım… AKP baronlarının gözü İzmir’in üzerindedir. Malumunuz üzere İzmir denen şehrin içerisinde el değmemiş muhteşem rant alanları bulunmaktadır ve bu rant alanlarını bir an önce hangi yöntemlerle parsellemek için şimdiden binbir türlü planlar yapılmaktadır. Bu arada şeytan ile de aralarının bozulduğuna dair duyumlar almaktayım ki zira facebook denen dünyadan bu yönde yazılar gözüme ilişmektedir. Şeytan bile çevrilen dümenlerin kendi aklına dahi gelmemiş olmasından yakınmaktadır.
- Neyse efendim, hemen tekrar ve yeniden konumuza dönelim ve Osmanlının günümüzdeki torunlarının icraatlerinden kesitler sunmaya devam edelim derim… Derim demesine de, aklıma bir an için İbrahim Müteferrika denen zat geldi. Gerçi hemen buraya not olarak ilave edeyim. Bugün Şubat ayının yirmiikisi. İstanbul Taksim’de eylem var. Hani Ulaştırma Bakanı Muhterem Binali Beyfendilerin “Aman ha İnternet denen dünyadan uzak durun” minvalindeki vaazının gereği yerine getirilmek isteniyor ya… Yani şu İnternete sansür mevzuu canım. Onun protestosu yapılacak mış bu gün. İstanbul’da olsaydım kesinlikle bu protestoya iştirak eder, bedenimi biber gazlarına, kör kurşunlara yatırırdım.
- İbrahim Müteferrika isimli şahsiyete tekrar dönecek olursak, adam az mücadele vermemiş dostlar. Lakin bu günkü muhteremlerin Osmanlı’daki uzantıları o zamanlarda da kafaları aynı şekilde nato mermer oldukları için matbaayı memleket sathına bulunduğundan tamı tamına 174 yıl sonra sokmuşlar ya… Helal olsun. Aynı zihin dünyasının 2014 yılındaki uzantıları da, hayatın gerçekleriyle Donkişot misali savaşmayı kendilerine aht etmişler. Ulu Tanrım biz fani kulların ne hata ettik de, her dem bu türden zevat takımını başımıza tac eylersin bilmem ki?
- Bu arada Hazerfen’i de atlamamak lazım. Legairyle başına az iş getirmemişlerdi hani. Birini idama götürmek istemişler, diğerini de sürgüne etmek gibi niyetlere gark olmuşlardı. Lakin değişen hiçbir şey olmadı ve bu türden zevat takımı her zaman bilim karşısında, teknoloji karşısında yeni düşüverdiler.
- Malumunuz üzere, her zaman olduğu gibi bu muhterem zevat karşısında yine bilim ve teknoloji kazanacak ve yine bu muhterem zatlar, her zaman olduğu gibi suratlarının ortasına şamar yiyecekler. Ama be kardeşim gerçekler bu denli açık iken, bunca mücadeleye girmenin ne alemi var? Yine ortalık biber gazına bulanacak, yine ortalık kan revan olacak. Kaybedeceğiniz kesin olmasına rağmen bu katır inadı nedendir bilmem ki?
- Toplam blog
- : 1509
- : 1145
- Kayıt tarihi
- : 07.08.07
Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..