Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '13

 
Kategori
Uzay
 

Mars dağlarında yediveren tarlaları

Mars dağlarında yediveren tarlaları
 

Dünya geniş ama bunu boş ver, asıl evren milyarlarca galaksi ve yıldızıyla sanki insanoğlunun böyle dip dibe değil gönlünce kuracağı yaşam birimleriyle özgür ve mesafeli yaşayacağı bir formatın olması gerektiğini gösteriyor.

Bu uçsuz bucaksız dünyalar kim için, ne için kardeşim! Hipotezleriniz ikna edici değil. Yok, uzayda bizim dışımızda başka dünyalar da varmış da, yok zaten gezegenlerde hayat yokmuş da... Kaç asırdır yıldızların arasında dolanıyoruz, niye görmedik o başka dünyalıları? Ay kumlarının altına mı saklandılar acaba?

Ve de hani var olan inançları dikkate alırsak bu kadar gezegen yıldız nedensiz yaratılmış olabilir mi? Ya da kıyamet çok uzak veya hiç yok, insanoğlu sonsuza kadar bu evrende yaşayacak, çoğala çoğala evrene bile sığmayacak. Ama başka bir şey, dünyanın nüfusunun da artık artmayacağı söyleniyor. Yani bu durumda dünya bize ebediyen yeter.

Düşüncelerimizi daha önceki yazılarımızda anlattık. Başlangıçta dünyamız da Ay gibiydi. Yani hayat yoktu. Bir şey oldu canlılık meydana geldi. Düşünün uzaydaki gezegen ve yıldızlarla aynı güneşten kopmadık mı? Nasıl bizde hayat oluyor da onlarda olmuyor. Bing Bang büyük patlama sonrası hiçbir gezegende hayat yoktu. Zaten alev topu olarak olması da düşünülemez.

Milyon yıllar içinde güneşten kopan bu parçalar soğudu. Tesadüf dünyada (ya da bilmediğimiz başka yıldızlarda) bir tabiat olayı oldu ve canlılık meydana geldi. Milyonlarca yıldan bahsediyoruz. Patlama sırasında parçalar uzaya savruldu. E aralarında çekim kuvveti de var. Kimi çekti, kimi itti. Devasa uzay boşluğunda olağanüstü bir yerleşim savaşı başladı. Patlama ve sonrasında açığa çıkan gazlar ve kimyasallar gezegen ve yıldızların etrafında kümelendi. Bu gazların aldığı şekillere göre gezegen ve yıldızların etrafında tabakalar oluştu ya da oluşamadı.

Ya bunlar zaten bilinen şeyler. Dünyada hayat tesadüfen başladı ama anlaşılır şekilde... Bir canlı nüve uygun şartları buldu ve çoğalmaya başladı. Yoksa herhalde başlangıçta dünyada atıyorum ekvator ormanları yoktu. Bunlar çooookkk sonraki işler. İşte diyorum ki dünyada hayatı başlatan tesadüfü biz insanoğlu atmosferi ve güneşe yakınlığı, iklim şartları uygun (veya dünyaya yakın) bir gezegen ya da yıldızda kendimiz dünyadan götürerek yaratabiliriz. İşte bu yarattığımız canlılık olgusu da yeni canlı oluşumlar yaratarak gezegeni/ yıldızı yaşanır olmaya yaklaştıracaktır. Belki yoksa gezegenin çevresinde atmosfer yaratacak, varsa yaşama uygun hale getirecek, gerekli oksijeni sağlayacak.

Biliyorum bunlar uzay masalları gibi algılanacak ama yerde durup böyle gökyüzüne bakmakla da olmuyor. Türkiye bir an önce uzay üssünü kurarak uzay çalışmalarına başlamalı. Bizimkisi acaba böyle de olabilir mi anlamında bir değerlendirme.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..