Mart

Mart ayındayız. Bizde bu Mart ayının şeceresi hiç iyi değildir. Mart ayı, dert ayı derler. Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır. Sonra devlet büyüklerimiz dediler ki: Yahu böyle olmuyor. Mart ayında bir şeyleri kutlayalım Mart ayını kurtaralım. 8 Mart Kadınlar Günü oldu. 17 Mart'ı da Turizm mevsiminin açılışı yaptılar. Başka ülkeleri bilmem ama günleri yarım yamalak kutlasak da biz ne kadınları ne de turizmi kurtarabildik.

 

Eskiden turistik bölgelerimizde, denizi, güneşi bol olan, küçük kasabalarımıza bol turist gelirdi. Buralarda öyle yıldızı bol olan oteller yoktu. Kıyıda köşede, ucuz oteller, pansiyonlar, kampingler olurdu. Turistimiz buralarda konaklar, karnını pidecide, köftecide doyurur, plajda üzüm ekmek yerdi. Yani turist bizim gibi yaşardı.

 

İspanyolundan, Fıransızından çok arkadaş edinmiştim o yıllarda.

Sonra yıldızı bol oteller mantar gibi bittiler. Sistem: Her Şey Dahil e döndü. Turist piyasadan çekildi. Turistlerin yüzünü göremez olduk. Turist geliyor, on gün kalıyor. Otelden dışarı çıkmıyor. Yemesini, içmesini, denizini, güneşini otel sağlıyor. On gün sonra biniyor uçağına yallah. Sonra istatistikler açıklanıyor, "Bu yıl ülkemizi On yedi milyon sekiz yüz yetmiş dokuz bin dokuz yüz on beş turist ziyaret etti. Ben hep o son on beş kişiyi merak etmişimdir.

 

Turizm mevsimi kapanınca başlıyor ah vah. Bu yıl da zarar ettik.Beklediğimiz sayıda turist gelmedi. Rusları küstürdük. Almanlar korktular, Amerikalılar zaten yok, İngilizler ispanya'da, zart zurt.

 

Bir zamanlar, biz, bize benzediğimiz için turist gelirdi. Şimdilerde bizi onlara benzetmeye çalışıyorlar. Biz onlara benzersek turist niye gelsin ki. Sadece deniz ve güneş yetmiyor. İnsan da lazım. Geçmiş yıllarda ben evimde çok turist ağırladım. Turizm, kolalı çarşaf, yaylı yatak değil, insan yüreği, sevgi, arkadaşlık ve dostluk demektir. İnsanları kendi haline bıraksalar, her şey düzelecek.

 

C.K