Martı olmalıyım

Deniz kenarında özgürce uçan bir martı olmalıyım özgürcesine.. Bilmediğim yerlere kanat çırpmalıyım bilmediğim tatları keşfetmeliyim, tanıdık tanımadık yüzler görmeliyim..

Vapur ardında simit yakalamaya çalışmalı denize düşen ıslanmış simiti lop diye indirmeliyim mideme. Serin sularda yüzmeliyim serinlerden atmalıyım üstüme bulaşan kirleri..

Bir martı kadar hafif olmalı yüreğim uçmalı istediği tüm güzelliklere, Büyükada'ya gitmeli mesela..En tepesinden bakmalı hayata tüm güzelliklere. Uzak kalmalı biraz erişilmeyen olmalı sahillere gitmeli yüreğim bir martı gibi özgürce, derin derin çağırmalı büyükada yüreğimi.. Gel demeli bir martı kanadına takıl da gel demeli uzaklaş biraz şehrin gürültüsünden, tebessümün ardına kaplanmış hüzünden, kaç gel bana sığın diyor..

Büyükada çağırıyor ruhumu, bedenimi dinlendirmek için çağırıyor, gel de bende huzuru bul dercesine gel de yüreğine rahat bir şeffaflık koyayım dercesine..

Bir martı kanadına takılmalıyım mutluluğu aramalıyım belki Büyükada’nın görkem güzelliğindedir saklanmıştır kim bilir? Belki beni bekliyordur belki seni bekliyordur..

Martı olmalıyım özgür bir yürek özgür bir beden, serin sularda yüzmeliyim, merhaba demeliyim yeniden..

Merhaba demeliyim yeni güne,

Martı kanadında bulmalıyım huzuru..

Beni alıp götürmeli uzaklara,mutluluğun kucağına..

Martı kanadında olmalıyımm..

Uzaklara götürmeli, İstanbul(um)’dan uzak bir martı kanadında huzuru aramak ya da martı olmak..

Şehrin gürültüsünden saklı kalmış hüznünden uzak serin, huzurlu bir yere götürmeli beni o martı..

Yüreğimin derinliklerine inmeli..

Özgürce kaçıp gitmeli uzaklara..

Martı kanadında..