- Kategori
- Şiir
Mavi kuş ve yazmak üzerine

alıntı
İnsansı topraklardı
Ceviz dalından seğirtmiş
Mavi kanatlı bir kuşun kanadından
Gel
Diye haber uçuran…
Bırak demiş
Gölgesi kısa sürer köksüz ağaçların
Güzelliği bir bahar…
Ben sana
Daha birkaç bin yıl
Tuz kadar
Ateş kadar
Körpe körpe düş kadar
Ninni kadar ah ninni kadar
Sevgi diyorum…
Buluttan daha çok birikiyorum
Kalemimin yaşında…
Ezgin çıkıyor daha bir
Kucakta topraksız ölü kalmış sözlerim…
Sevdim en çok kalemin murç murç
Kağıda taşcasına
Vur ha vur yazgısını…
Yazmak diyorum
İnsansı topraklarda
Yaşamak kadar güzel…
Kerpice yapı yapı
Kuşa kanat kanat
Çınara rüzgar rüzgar…
Yapmak kadar
Uçmak kadar
Esmek kadar güzel…
Ve akşamdan yoğurup ellerimi
Karanfil katıp
Taşıp sonra kızıl kızıl
İnsansı topraklara…
Biliyorum elbet güzeldir
Gölgesine boy vermek
Masalsı ağaçların…
Bir avuç cırlayığı doğurmak
Dalların arasından
Som çıplak karanlığa…
Göz göz ışık gibi sarılmak
Ekvatordan geçer gibi geçmek
Gömüt yalnızlığından…
Bu gelmeye
Bu bırakmaya
Bu kaçmaya
İnsansı topraklara…
Perçinlerini sökmek gibi bir şey kapıların
Pencerelerin camlarını dağlamak
Ötelerden bakmak artık
Üstü başı tozlu yollara
Yani yarım
Yani yandançarklı
Yani karanlıkta rayların homurtusu…
Yani çıldırasıya arefe hep arefe…
Galiba eksikken tamamlanmak istiyor insan
Galiba etlerini kazıya kazıya insansı toprağın
Tohuma ulaşmak…
El ayak çekilince sürgün sürgün
Boy vermek karanlığa…
Başını yaslayıp kolsuz mermer bir yontuya
İrkilip damar damar tenhalığından
Ve yine sokulmak kolsuz tenhalığına
Sahiplenmek yarattığın bir başınalığı…
Gün büyüdü…
Gün büyüdü…