- Kategori
- Kişisel Gelişim
Mayalar, 2012 ve Büyük Değişim

Mayalar kimdi ?
İnanılmaz büyüklükteki piramitleri Amerika’nın ortasına inşa eden ve sonra birdenbire terk edip kaybolan bu insanlar kimlerdi? Neden o garip dinsel kurallara inanıyorlardı? Bu sorular bugüne kadar sayısız bilim adamının zihnini kurcaladı. 150 yıl geçtikten sonra Mayalar daha anlaşılır olmaya başladılar.
M.S. 250-900 yılları arasında yaşadılar ve dönemlerinin en gelişmiş yazı sistemini buldular, matematikle ilgilendiler, astrolojik takvimler oluşturdular ve piramitler inşa ettiler. Günümüze örnek olacak mimari örnekler bulundu. İnşaatlarını yağmur ormanlarına zarar vermeden yapıyorlardı. Doğallığın bozulmaması için bize ders vermişlerdir.
Güney Belize'nin orman kaplı dağlarında; yeni bulunan dört Maya kenti gösteriyor ki; Mayalar buralarda yasamaktan kaçınmışlardı, iste buraları 900'lü yıllarda yok olan Mayaların toplumsal yaşamları hakkında henüz çözülememiş birçok soruya ışık tutacaklardı. "National Geographic" yazarlarından arkeolog George Stuart; "Her sabah uyandığında Maya'lar hakkında ne kadar az şey bildiğimizi düşünüyorum, bu tropik iklimde nasıl yasadıklarının %1 ini ancak biliyoruz" diyordu.
Kısıtlı imkanlara rağmen, arkeologlar, sanat tarihçileri, yazıt uzmanları, antropologlar, coğrafyacılar ve dil uzmanları yıllardır Mayaların peşinde. Ortada, "Mayamanik" bir durum var; Tennesse Üniversitesi arkeologlarından Arthur Demarest son 4 yıldır Kuzey Guetemala'da Maya kenti Dös Pilas'i inceliyor. Demarest'e göre ormanın içinde kayıp kentler var; buralarda çözümlenemeyen yazıtlar bulunuyor ve bu yazıtlar Mayaların ani yok olusunu açıklayabilir.
Ortaya çıkan bilgi patlaması, şiddetli tartışmalar yarattı. Kimin kuramının doğru olduğu tartışılıyor. Yine de uzmanlar bir görüş üzerinde fikir birliğine vardılar; savaş, Maya halkının oluşmasında ve yaşamında kilit noktaydı.
Mayaların kehanetlerle dolu bir takvimi vardı. Buna göre 22 Aralık 2012 tarihi dünya için çok önemli
2012 yılı insanlığın yükselişinin başlangıcı olacak, bu dönemde içinde yaşadığımız çağ sona ererek yeni bir çağ başlayacak.
Mayalar'ın kriptoyu andıran tabletlerinde dünyanın son çağına gireceği ancak bunun büyük bir tufandan sonra olacağı yazılı.
Büyük tufanla gelecek olan yeniçağın ipuçlarını ise bilim adamlarına göre iklimsel değişimler sayesinde şimdiden gözlemleyebiliyoruz.
Peki, Mayaların bu kehanetleri hangi noktalarda astrolojik göstergelerle örtüşüyor?
Bu kritik süreçle çakışan gezegen dizilimleri ekolojik felaketler, sosyal kargaşalar, büyük ekonomik ve siyasi çalkantılar, terör, hatta savaş gibi olumsuz sonuçlara mı işaret ediyor?
Bilim adamlarının kesin gözüyle baktığı manyetik alan kayması ve 2012 yılı civarında maksimuma varacak Güneş aktiviteleri insanlığın sonunu mu getirecek?
Ünlü Astrolog Öner Döşer Büyük Uyanış - 2012 kitabıyla, 2012 fenomenine astrolojik ve bilimsel verilere dayanarak ışık tutuyor. “Her şeyden kaçsak bile, kendimizden kaçamayız; biz kendimizi değiştirmezsek, dışımızdaki şeyler de değişmeyecek” diyerek 2012 eşiğinden geçişin ancak ruhsal bir hazırlıkla mümkün olacağının altını çiziyor.
Döşer'e göre, “Büyük Uyanış” bilinç sıçraması yaşayacağımız ve tam bir “bir”lik içerisinde olan evrendeki gerçek yerimizi keşfedeceğimiz bir sürecin başlangıcı olacak…
Öner Döşer'in Habertürk yazarı Gülenay Börekçi'nin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
''Kitabınızın adı niçin Büyük Uyanış? 2012'de hangi uykudan hangi hakikate uyanacağız?
Öncelikle şu hakikate uyanacağız: Birbirimize bağlıyız ve olup bitenlerden sorumluyuz. Kâhin Edgar Cayce gibi, manyetik alan değişimlerinden güneş lekelerine, hatta depremlere varıncaya kadar etrafımızdaki her şeyi etkilediğimizi söyleyenler bile var.
Sonuçta hepimiz bir bütünün parçalarıyız. Bireysel seçimlerimizin yazgımızı etkilemesi gibi, dünyanın yazgısı da insanların ortak iradesiyle şekilleniyor.
Kitabınızda sevgi enerjisi diye bir şeyden söz ediyorsunuz. Korku enerjisine karşı sevgi enerjisinin yükselmesi ne anlama geliyor?
21 Aralık 2012 tarihine yönelik astroloji haritasında, stresli açıların yanı sıra, bu streslerin çözüm yolunu gösteren "Bumerang açısı" da var. Bumerang'ın odak noktasında ise sevginin ve dişil enerjinin temsilcisi Venüs duruyor. Mesaj açık:
Gerginlik yaratacak durumlarla karşılaşacağımız, korku faktörünün pompalanacağı bu süreçte bir tek şeyi; korku ve endişenin panzehirinin sevgi olduğunu iyi bilmemiz gerek. Yaşamımızı korku içinde mi sürdüreceğiz, yoksa sevgiyle mi yaşayacağız? Bu sorunun cevabı, bizim hangisine inanmayı tercih ettiğimizde yatıyor. Korku dolu bir dünyada yaşamaya inanırsak, bu seçimimizden zihnimiz ve bedenimiz de etkilenir, sağlıksız bir yaşam süreriz.
Kadınlar öncülük edecek Öner Döşer'in kitabında "Kadınlar sahne alıyor" adlı bir bölüm var. Döşer, "Altın Çağ" adını verdiği yeni dönemde dişi ve erkek enerji dengelerinin değişeceğini, dişil prensibin öne çıkacağını anlatıyor.
"Astrolojide Venüs dengeyi temsil eder. 21 Aralık 2012 tarihi için çıkarılmış haritanın odak noktasında Venüs'ün bulunması; tarihin son dönemlerinde eril enerjiye nazaran geri planda kalan dişil enerjinin tekrar devreye girmesine ve dengenin yerine gelmesine işarettir.
2012 haritasında Neptün'ün Balık'ta oluşu, Uranüs-Plüton arasındaki açısal irtibatlar, kadınların bu geçiş sürecine öncülük edeceğini gösteriyor."
Yararlandığım Kaynaklar :
http://www.ufonet.be/KAYIP%20UYGARLIKLAR/mayalaraneoldu.htm
http://www.pudra.com/eglence/kitap/oner-doser-in-kitabi-buyuk-uyanis-cikti-3188.htm